Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) Politika ve Savunuculuk Koordinatörü Ülker Şener, ‘Belediyelerde Kadına Yönelik Şiddet Nasıl Ele Alınıyor? Nasıl Ele Alınabilir’ (Toplum ve Hekim, Cilt: 39 Sayı:5, S.393-400) başlığındaki yazısında kadına yönelik şiddet konusundaki en son araştırmanın 2014 yılında gerçekleştirildiğini belirterek güncel verilere sahip olamadığımızı kaydediyor ki her geçen gün daha da çok artmakta olduğunu basına yansıyan haberlerden öngörebiliyoruz. Yazısının devamında Şener, özetle şunları ifade ediyor: Güven içinde yaşamı sürdürme temel bir insan hakkı iken TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2023 yılı verilerine göre kadınların yüzde 27,3’ü yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvende hissetmemektedir. Bireylerin güvenli bir ortamda yaşaması, şiddetle mücadelenin de temel dayanak noktalarından biri olarak ele alınmalıdır.

Ülkemizde demokrasi halen içselleştirilemediği için kamusal hizmetler de maalesef ki katılımcı düzende oluşturulamamaktadır. İhtiyaç sahipleri, özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bağlı olarak kadınlar, sürece dahil edilmemektedir. Yereldeki çalışmalarla toplumsal cinsiyet eşitliği konularında yol alınması gerektiği hususunu ısrarla vurguluyoruz. Kadınların yaşam alanlarını ilgilendiren projelerde gerek görüşleri gerekse deneyimlerinin alınarak karar mekanizmalarında bulunmaları ile her tür sorunlarının aşılması sağlanabilecektir.

Belediyelerde bütüncül ve sürdürülebilir hizmet unsurlarının stratejik planlara dahil edilmesi gerekir. Ülker Şener’in çalışmasına göre örneğin büyükşehir belediyelerinden 16’sında kreş hizmeti verilmektedir. Büyükşehir ve illerde kreş hizmeti veren belediyelerin sosyal belediyecilik çalışmalarına ağırlık veren CHP’li belediyeler olduğu notumuzu ekleyelim. Çalışmada, Büyükşehir belediyelerinden sadece dördü (Antalya, Diyarbakır, İstanbul, Mersin) ailelerin engelli çocuklarına, kısa süreliğine bırakabilecekleri ‘Mola Evi’ hizmeti sunmakta olduğu eklenmiş. Kreş hizmetlerinin yetersizlikleri dahi kadınların ekonomik olarak güçlenmesi ve sosyalleşmesine engel teşkil edebilmektedir.

Hükümetlerin, yerel yönetimleri her tür mevzuat ve bütçe kısıtlamaları ile baskılayabildiklerini gündemdeki belediyelere ait kreşlerin kapatılması (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı'na bir yazı göndererek belediyelere ait kreşlerin kapatılmasını talep etti.)  ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçlarının tahsili (SGK borcu gerekçe gösterilerek İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İller Bankası'ndan gelen payının kesilmesi)  haberlerinden görmekteyiz.

13 büyükşehir belediyesinin Kadın Danışma Merkezi (KDM) hizmeti sunduğunu aktaran Şener, şiddete maruz kalan kadınlara danışmanlık hizmetinin ise sadece Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na (ASHB) bağlı Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM)’ler ile belediyelere bağlı KDM’ler aracılığıyla sunulduğunu belirtiyor. ASHB’nin 2022 yılı verilerine göre Türkiye’de 149 sığınmaevi bulunmakta olduğunu kaydederek, 2023 yılı itibarıyla 30 büyükşehir belediyesinden 10’unun sığınmaevi hizmeti verdiğini ekliyor.

5393 sayılı Belediye Kanunu 14’üncü maddesine göre 2012 yılında yapılan değişiklikle büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin, kadın ve çocuklar için sığınmaevi açma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak kanun, sığınmaevi açmayan belediyelere yaptırım öngörmemektedir. Dolayısıyla da bu hizmetler aksamaktadır. Ülker Şener, sorunun sadece ayrılmayan kaynak meselesi olmadığını belirterek, belediyelerin bu hizmeti sunmayı, kendileri için politik bir risk olarak görmeleri konusuna da ayrıca dikkat çekiyor.

Halihazırdaki sığınmaevlerinin işleyiş ve kapasitelerinin ise bütüncül bakışla yeterliliklerinin olmadığını kaydeden Şener, İzmir ve Ankara büyükşehir belediye işleyişlerini daha yetkin bulduğunu belirtmektedir. Sonuçta hedefe ve sorunların çözümüne etkin odaklanma açısından yerel yönetimler avantajlı durumlardadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunları kapsamında belediyeler; kadın danışma/dayanışma merkezi, sığınmaevi, meslek kursları, kreş ve engelli bakım merkezleri gibi hizmetler sayesinde kadını yerelde daha güçlü kılıp, güvenli kent yaşam ortamları sunabilir.

Belirtilen bütüncül unsurlara örnek çalışmaları açısından Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, zorlu ekonomik koşullara rağmen Konak ilçe kadınlarını daha güçlü kılmak amacıyla okul öncesi çağı 3-5 yaş arası çocuklar için eğitimde fırsat eşitliği yaratan ‘Mutlu Çocuklar Oyun Evleri’ni kurdu. İnci Vakfı desteğinde Toros Sosyal Tesisleri’ndeki İş Eğitim Merkezi’nde kadınlara CNC Operatörlüğü kursu başlatıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkı koyacak çalışmalar yürütmek amacıyla Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi tarafından hazırlanan Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’na imza attı. İki yıl içerisinde Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı tamamlamak üzere çalışmalara başladı. Projesi hazır olan sığınmaevini açmak için 2025’te ihaleye çıkacak. Semt merkezlerinde sağlık taramaları gerçekleştiriyor. Ücretsiz meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanseri taraması yaptırmak isteyen kadınları, mahallelerinden alarak servislerle Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM)’e taşıyor. Derinleşen yoksulluk karşısında dayanışma ile ihtiyaç sahiplerine de destek oluyor.