Bir burs tartışmasıdır gidiyor twitter'da. İhtiyaç sahibi olduğunu düşündüğü genç kıza burs veren doktor, öğrenciyi araştırınca yeşil pasaportu ile gezmedik ülke bırakmadığını anlıyor ve bursu kesiyor. Üstelik verdiği burs ücretlerini de iade etmesini istiyor.
Bursunun kesilmesine isyan eden genç kız, içini twittera döküyor ve doktor hanımefendinin linç edilmesine neden oluyor.
Bursa aracılık eden avukat, işin iç yüzünü açıklayınca bu kez doktor hanıma hak verenler genç kızı eleştiriyor. Ortalık biraz karışıyor.
Burs verirken "gezemezsin" denilmiyor, diyen de var. "Önceden araştırsaydınız" diyen de var, "gerçek ihtiyaç sahiplerinin hakkı yenmiş" diyen de...
Çok sayıda öğrencinin ekonomik şartlar nedeniyle zor koşullarda okuduğunu hatta okuyamadığını biliyoruz. Pek çoğu ailesine yük olmamak için dersleri el verdiğince iş bulup çalışmaya gayret ediyor. Sigortaları var mı, yok mu belli değil, cep harçlığına ter döküyorlar.
Bunun yanında kişi ve kurumların sağladığı burslara başvuranlar, kredi çekenler hep aynı çabada. Peki yemeğinden, giyiminden, uykusundan fedakarlık yapanlarla ülke ülke gezenler aynı kefeye konabilir mi? Konamaz elbette.
Tabi ki gençlerin doyduğu, eğlendiği, dilediğince gezdiği ülke şartları en büyük hayalimizdir ama...
Maalesef genç kızımız, gerçek ihtiyaç sahibinin hakkını gasp etmiştir ve elbette ücreti iade etmelidir. Köklü eğitim kurumlarında da burs verirken benzer yöntem yıllardır uygulanmaktadır. Bu, sonraki suistimallerin de önünü kesmek için gereklidir.
Ülkenin bir kısmında gençler parasızlıktan evlerine dönerken diğer kısmında burs verenler "gerçek ihtiyaç sahipleri"ne ulaşmaya çalışıyor. Daha yolumuz uzun anlaşılan.