Okul kıyafetleri yıllar içinde değişti. Bu değişiklik son dönemde daha sık ve radikaldi. Siyah önlükler yerini uzun yıllar sonra maviye, mavi önlükler de yine yıllar sonra jileler ve takımlara bırakmıştı. Uzun süre pek çok okul bu takımlarla trikoları kombinlemiş forma olarak kullanmıştı. En az 3 yıl giyilen kıyafetler sağlamdı, dayanıklıydı. Genellikle yalnızca içindeki gömlekten bir iki tane daha alınır, 3 yıl başka masraf olmazdı.
Bir dönem uygulanan "serbest kıyafet" dışında, şimdilerde rahat pantolonlara yakalı kısa kollu ve uzun kollu tişörtler eşlik ediyor. Gençlerin çok sevdiği kapüşonlu svetşörtler de kış ayları için sıkça tercih ediliyor. (Umarım şu sweatshirt kelimesine bir Türkçe isim bulunur.)
Gençler bu modayı sevdi; ancak ailelerin rahatı yok. Çünkü hiçbir üründe olmadığı gibi okul kıyafetlerinde de kalite yok. Bir öğrencinin bugün aldığı formayı 3 yıl sonra tekrar giyebilmesinin neredeyse imkanı yok.
Öyle ki bazı ürünler daha ambalajı açar açmaz elinizde patlıyor. Bir kontrol ediyorsunuz ki kumaş delik deşik. Geri götürdünüz diyelim... "Garantili" deyip değiştiriyorlar; ama bedenler kalmamış. var. Küçük beden alman satıcı için sorun değil, nasılsa seneye tıpış tıpış gidip bir büyüğünü alacaksın. Zaten küçük gelmese de dayanıklı olmadığından o da çok dert etmiyor, parçalanacağının o da farkında. Çünkü değiştirme sebebi olan delikler, hatalar diğerlerinde de var.
Ben de formayı savunuyorum, bir zamanlar epey tartışılmıştı. Okul tüm markalardan arınmış, herkesin eşit olduğu bir sistemde oturmalı; ancak hiç kimse bu eşitlik adına keriz yerine konmamalı.
Öğrencinin seviyesi düşmüşken tekstil ürünündeki kaliteyi sorgulamak elbette saçmalıktı. 30 yıl önceki lise öğrencisi neydi kıyafeti nasıldı... Bugünkü lise öğrencisi ne ki kıyafeti nasıl olsun...
Zaman zaman sosyal medyada eski mezunların okul defterlerini paylaşıyorlar. Bulup okuyun ya da aile büyüklerinizden kalan defterler varsa bir göz atın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Yapılan her değişimin kaliteden nasıl çaldığına şahit olacaksınız.