Zor bir yazı...  Çok büyük bir kayıp... Nasıl anlatsam...

Öğrencilerine ilk olarak sağlık kontrollerini tamamlama görevi veren, hepsinin gözlerine, ellerine, tırnaklarına, tahlil sonuçlarına bakan sonra her zaman temiz ve şık giyinmelerini öğütleyen, "Annem gömleklerimizin yakası eskiyince ters çevirirdi, bir süre de öyle giyerdik. Fakirlik ayıp değildir, ama pis görünmek, dağınık görünmek ayıptır. Temiz olacaksınız, uyumlu giyineceksiniz. Koridorda sizi gören benim öğrencim olduğunuzu anlayacak" diyen bir profesörü kaybettik.

Yurdun bir ucundan bir ucuna doğa için mücadele veren, köylünün toprağını, suyunu, havasını savunurken, kent merkezindekinin yeşil alanı için de gelişmiş ülkelerden örneklerle planlama öneren, çarpık şehirlere nefes aldıracak çözüm önerileri sunan duayen bir peyzaj mimarını kaybettik.

İmkanları kısıtlı gençler spordan mahrum kalmasın diye onlara maddi manevi destek veren, "Çocukların formaları çamur içinde kalırdı. Hafta sonları alır eve getirirdim. Şükran Hanım onları yıkardı. Sağ olsun çok kahrımı çekti" diyen bir federasyon başkanını kaybettik.

Prof. Dr. Ümit Erdem'i kaybettik... 

Whatsapp Image 2024 10 02 At 07.34.40 (1)

Tanıştığımızda Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürüydü. "Giderayak" da röportaj yapmıştık, emekli olduktan sonra da. Her zaman haber kaynağım olmaya devam etti; çünkü gerçek bir deryaydı. Sadece benim değil pek çok gazetecinin baş ucu kitabı gibi, demirbaş haber kaynaklarındandı. Öyle ki artık hepimizin hocası, ağabeyiydi. Başta basın camiası olmak üzere İzmirlilerin yasta olması bundandı... 

Aydınlıydı ama tüm memlekette fırtına gibi esiyordu. Çalışmaları yurtdışında da takdir görüyordu. Avrupa Ekoloji Konseyi Yönetim Kurulu Üyesiydi, İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’nun kurucu başkanıydı. Kurumdaki "Gurur tablosu" ne ise el attığı her işte öyleydi, İzmir'in "gururu" idi, insanlar arasında "onur dereceli" idi.

Kendisi gibi başarılı öğrenciler yetiştirdi. Ülkesi için dertlenirdi; ama karamsar değildi. Dostlarını, öğrencilerini, gazetecileri hep bir masa etrafında toplar, uzun tartışmalara girerdi. Tartışmalar sona varınca, "Çocuklar farkında mısınız? Ne kadar enteresan bir gün değil mi?" sorusunu sorardı  kahkahasıyla. Sevildiğini bilirdi. Yediğinden, verdiği bir örnekten, konu mutlaka onun sevdiğine, eşi Şükran Hanım'a gelirdi. Büyük aşkından bahsederken yüzü aydınlanır, gözlerinin içi gülerdi.

Whatsapp Image 2024 10 02 At 07.34.40

Müziği sever şiirler kaleme alırdı. Klasik araçlara meraklıydı. Değerli bir bilim insanı, gerçek bir beyefendiydi.

Ben hocamın emeklilik töreninde vardım; o, eşi Şükran Hanım ile benim düğünümde... Nice sofralarda bazen İzmir basınıyla bazen ailece... Bunlar unutulur mu? 

Öğrencilerinin candan sevdiği bir akademisyeni, öğrencisi olmayanların hayranlıkla takip ettiği bir aydını, çevrecilerin dava arkadaşını, amatör sporcuların omzundaki eli sonsuzluğa uğurladık. 
Dedim ya! Çok büyük kayıp çok! 

Tarifsiz bir hüznün içindeyim ben de. Güzel insanların erken gidişinin ağırlığına yeniğim.

Başta sevgili eşi Şükran Hanım olmak üzere tüm aileye, öğrencilerine, sevenlerine sabır diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Mekanı cennet olsun. Bir dostunun yazdığı gibi, "Çok sevdiği toprak ananın koynunda huzurla uyusun." 

Değerli Hocamız Prof. Dr. Ümit Erdem gibisi bir daha gelir mi bilmiyorum ama; kent yöneticilerinin ellerindeki hazinelere "yitirmeden" kıymet vermeyi öğrenmelerini öneriyorum.

--