Altınov , Sarımsaklı ve Badavut, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda, Ali bey Adası’nda(Cunda) kıyı kenar çizgisi yeniden tesbit edilmelidir
Bazı parsellerin tamamı /yarısı denizin içindedir. Burada mülkiyet ve hukuksal haklılık söz konusu olamaz.
Ayvalık ilçe sınırları içerisinde yer alan, Altınova mahallesi sahil kesiminde uzun yıllardır devam eden kıyı erozyonu sonucunda son 30 senede deniz yaklaşık 100 metre kara içerisine girmiş bulunmaktadır. Kıyı erozyonunu önlemek için deniz içerisinde 61 adet dalga kıran yapılmıştır. Son 50 yıldır Altınova sahil bölgesinin jeomorfolojik yapısı önemli değişimler geçirmiştir. Bu durum sahile yakın bölgelerde tapu ve kadastro işlemlerinde önemli tartışmalara ve davalara neden olabilmektedir. Kıyı kanununda tanımlamaları yapılmış olan kıyı, kıyı çizgisi, kıyı kenar çizgisi, sahil ve kumsal alan gibi tanımların sınırlarının Altınova sahil şeridi boyunca yeniden belirlenmesini ve güncellenmesi gerekmektedir.
Sahil kenarına çok yakın otel inşaatın yapılması 3641 sayılı Kıyı Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına dair yönetmeliğinin 4 ncü maddesine(Değişik:RG-25/3/2011-27885) Sahil Şeridi: Deniz ve tabii göllerin kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alandır) ve Anayasamızın 43 ncü Maddesine göre(Kıyılar devletin hükmü ve tasarrufu altındadır. Deniz,göl ve akarsu kıyılarıyla,deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanma da öncelikle kamu yararı gözetilir.)Hükmü gereğince yapılması otel/rezidans yapılmasıl inşaat mevzuata aykırıdır.
Altinova sahilinde bazı bölgelerde kıyı kenar çizgisi denizin içindedir.Bu durum da mevzuata aykırıdır. Çünki o zaman kıyı kenar çizgisi değil deniz kenar çizgisi olur.Bu nedenle bölgenin kıyı kenar çizgilerinin,kıyı erozyonu da dikkata alınarak,yeniden tesbit edilmesi gerekmektedir.
Altınova olduğu gibi Sarımsaklı ve Badavut’ta da,Ayvalık Adaları Tabiat Parkında,Ali bey Adasinda(Cunda) kıyı kenar çizgisi ihlalleri söz konusudur.
Altınova sahilinde erozyon nedeniyle kıyı kenar çizgisinde son 30 yılda büyük değişiklik meydana geldiği, 4000 dönüm arazinin sular altında kaldığı gerçeği ortadayken, 2 kattan fazla inşaat faaliyetleri kıyı erozyonunun artma eğilimini tetikleyecek, can ve mal güvenliği açısından tehlike yaratacaktır.
Çok yakında yaşanan ve ülkemizi yasa boğan yıkıcı depremi de göz önüne alarak, Altınova sahilinde 5 kat izinli TTA olarak işaretli parseller için, üniversitelerden bilimsel verilere dayanan bir rapor alınması toplum ve kamu yararınadır.
• Kıyı Kanunu’na uygun olarak Kıyı Kenar Çizgisi yeniden tespit edilmeli,
• Bu tespit yapılıp onay aşaması tamamlanana kadar ruhsat süreçleri durdurulmalı,
• Mevcut 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Plan ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı yenilenmeli,
• İmar başvuruları yeni duruma göre değerlendirilmelidir.
Kıyı, üzerinde hiç kimsenin özel mülkiyet edinme hakkı bulunmayan bir alan olmasından dolayı, herkesin eşit şekilde kullanım hakkının bulunduğu ve sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi gereken bir alandır.
Kıyı, sadece kara ile deniz arasındaki bir sınır çizgisi değil, değişen genişlikteki bir alanı ifade etmektedir.Kıyılar hayvan ve bitki türleri için uygun habitatlar oluştururlar. Kıyılar aynı zamanda mikro klimatik özellikleri nedeniyle tatil ve dinlenme olanakları sağlayan alanlardır. Gelişen ekonomi ile kıyılar daha fazla kullanılmaktadırKıyılara arazi kullanımı açısından bakıldığında sahip olduğu ekolojik, stratejik ve ekonomik potansiyelleri nedeniyle yoğun bir nüfus ve farklı kullanımların baskısı altında kaldığı görülmektedir. Kıyılar aynı zamanda oldukça hassas bir ekolojik dengeye sahiptir ve bu denge bozulduğu taktirde geri dönüşü olmayan sorunlar ortaya çıkacaktır. Kıyıda özel mülkiyet oluşturacak hiçbir düzenlemeye izin verilmemelidir. Bunun nedeni kıyıların kara ile su arasında bir geçiş noktası olması ve bu tür alanların korunmasının zorunluluğu yaşamsal öneme sahiptir.
Kıyılar hızlı bir şekilde yapılaşmakta ve yenilenemeyen kaynaklar büyük bir hızla kullanılark yok edilmektedir. Kıyılar hayvan ve bitki türleri için uygun habitatlar oluştururlar.Kıyılar aynı zamanda mikro klimatik özellikleri nedeniyle tatil ve dinlenme olanakları sağlayan alanlardır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın; 22.12.2020 tarihinde yapmış olduğu kıyı kenar düzenlenmesi
Kıyı, günlük dilde deniz, göl, akarsu vb. gibi her türlü dogal ve yapay su kütlesini çevreleyen toprak seridi olarak tanımlanmaktadır. Bu basit tanımdan da anlasılacagı üzere kıyı, su kütlesini çevreleyen ve onun boyunca uzanan kara parçasıdır.
“Kıyı kenar çizgisi tespit komisyonu” oluşturulmuş olmakla , arazide dikkatli ve kıyı kenar çizgisi “yenileme” çalışması yapılmış gibi görünmüyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın; 22.12.2020 tarih ve 273852 sayılı yazısıyla İlimiz, Ayvalık İlçesi, Namık Kemal Mahallesi, 17-a-18-a-3-a numaralı hali hazır harita paftası üzerine Balıkesir Valiliği’nin Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu’nca yapılan kıyı kenar çizgisi tespit ve aktarım işlemine ilişkin bilgi ve belgeler 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik uyarınca dikkate alınarak incelendiği ve 16.12.2020 tarihli ve 269380 sayılı Makam Olur'una istinaden 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca onaylandığı bildirilmiş olup, Söz konusu işlem ile ilgili olarak onaylı kıyı kenar çizgisi paftası 1 ay süre ile askıya çıkarılması ilan edilmiştir.
Eğer kamusal amaçlı basit bir kıyı kenar çizgisi yenilemesi ise tüm kıyı boyunca ve tüm paftalarda yapılmalıydı. Durum bu değil. Belli ki, birileri bu bölgede bir imar faaliyeti (imar planı-yapılaşma) yapacak ve imar ve kıyı kanunları gereğince yeni ve güncel bir hâlihazır harita gerekmiş, dolayısıyla da kıyı kenar çizgisinin de bu yeni haritaya işlenmesi gerekmiş.
Aslında bir “kıyı kenar çizgisi tespit komisyonu” oluşturulmuş olmakla birlikte, arazide dikkatli ve kıyı kenar çizgisi “yenileme” çalışması yapılmış gibi görünmüyor. Sanırım yaptıkları işlem, eski koordinat ve pafta sistemine göre eski yıllarda çizilmiş kıyı kenar çizgisini, yeni koordinat sistemi ve yeni boyutlardaki hâlihazır paftaya sayısal olarak dönüştürüp, işlemek olmuş. Bu dönüştürme işleminde hata payı olmadığını varsayarsak (ki mutlaka vardır ve koordinatlar sabit olsa da gerek sistem farklılığından gerekse deprem, kıyı hareketleri vb. nedenlerle bire bir aynı noktaya denk gelemez ama hata payı içerisinde kalır diye düşünelim.) kıyı kenar çizgisi değişmemiş diyebiliriz.
Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde; Madde 4: “Kıyı Kenar Çizgisi: Deniz, tabii ve suni göl ve akarsuların, alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerinde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık benzeri alanların doğal sınırı; dar-yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerinde ise, şev ya da falezin üst sınırıdır. Bu sınır doldurma suretiyle arazi elde edilmesi halinde de değiştirilemez.” denmektedir. Yine Aynı yönetmelikte; Kıyı Kenar Çizgisinin Onayı ve İlanı Madde 9- ……… Onaylı kıyı kenar çizgileri;
* Kıyı kenar çizgisinin suya düşmesi,
* Kıyı kenar çizgilerinin kenarlaşmaması,
halleri dışında değiştirilemez. denmektedir.
Keza aynı şekilde kıyı kenar çizgisinin değiştirilmesine neden olan “çizginin suya düşmesi” durumu da komisyon tarafından dikkate alınmamış, 58. ve 59. noktalar arasında kıyı kenar çizgisi hem şev altına hem de suya düşmüştür. O bölgede yeni noktaların koordinatları alınıp, çizgi düzeltilmeliydi. Bu yapılmamıştır. Komisyonun düzeltme yaptıklarını söyledikleri 64 ve 65. noktalar da sorunludur. Bu noktalar arasında da çizginin şev üst noktasını izlemediğini, çizginin 63 noktasından 65 noktasına giderken şev altına düştüğü pafta üzerinde görülmektedir.