Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi olarak katıldığım ; Marmara Belediyeler Birliği, Urban.koop ve Yuva Project iş birliğiyle, Nilüfer Belediyesi ev sahipliğinde, Nilüfer Pancar Deposu'nda üç günlük “Afetten Sonra Yaşam Öğrenme Programı”, Genç MAG-DER’in  afet konuşuyor zoom toplantısında, İTÜ Mezunları Derneğinde Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun katılımıyla İTÜ Evi'nde ' Afet Yönetimi ve Bursa', Avlu Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongre de Prof.Dr.Övgün Ahmet Ercan hocamın deprem ile ilgili sunumlarındaki  bilgileri ve alınacak tedbirleri derleyerek,yerel yönetimlerin rehber olarak bir rehber hazırladım.

Türkiye coğrafi konumu nedeniyle çeşitli doğal afetler altındadır. Özellikle deprem konusunda tehlike altındayız. Depremin karşısında ne kadar hazırlıklı olmamız gerektiği sürekli hatırlatılmaktadır. Maraş depremleri bunu bize acı bir şekilde hatırlatmıştır. Depreme ne kadar hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatmıştır. Çabalarımızı ve eylemlerimizi artırmalıyız.

UZMAN TESPİTLERİ

* Depreme anında el koyulmaması; T.S.K.lerine deprem de müdahale için yetki verilmeliydi. T.S.K’leri gibi hazır bir kuvvet  rahatlık ve vakit kaybetmeden yapabilecek güçtedir. Giriş, çıkış, iletişim, yardım ile gereç yiyecek dağıtımının yanısıra, bölge güvenliğini sağlayabilirdi. Van depreminde T.S.K’leri 3 saat gibi çok kısa süre de bölgedeydi.

*Kurtarma için İlk 72 saat altın saatlerdir. Arama-kurtarma ekipleri otobüslerle 2-3 günde deprem bölgesine gelebilmeleri yerine, Adana’ya/Malaya’ya uçakla, daha sonra karayoluyla otobüslerle deprem bölgesine intikal edebilselerdi, kurtarılan can daha fazla olabilirdi.

*Afet bölgesine, abiye elbise, topuklu ayakkabı gönderilmiş. Elektrik yok, elektrikli soba gönderilmiş. Ancak bölgede ihtiyaç farklı, gönderilenler başkaydı.

*Büyük çapta organizasyon bozukluğu,

*6 Şubat depreminde 11 ilde toplam 282 bin konteynır, 1 milyon çadır dağıtılmış. Ancak afet konteynır mezarlığı oluşmaya başlamış. Geçici barınma merkezleri, yani konteynırlar , konutların yapımındaki aksaklık, konteynırların temelsiz oluşu, mahkeme kararları nedeniyle neredeyse kalıcı konutlara dönüşmüş.

*Hala kaldırılmayan enkazlar var. Enkazlarda mahkeme kararı veya mahkemelik diye yazılınca hiçbir şey yapılamıyor. Hala tuvalet ihtiyacı var.

*Konteynırlar da temel olmadığından bazı konteynır şehirlerini yağmur yağınca sel basmış. Fırtınanın şiddetinden  yer değiştirmiş.

* Afet bölgesine fazlaca gönderilen(kontrolsuzca)gıda paketleri çöpe dökülmüş.

*Konteynırlara havanın sıcaklığından veya soğukluğundan dolayı klima kullanılmış.Bazen bu yangınlara sebep olmuş.

*Çevre illerden gelen Belediye ekipleri deprem bölgesinde belerdiye binalarında yapılan işlemlerin depolandığı alan/bilgi olmayınca çok zorluk çekmişler.

*Arama-kurtarma ekiplerine hem ilk yardım  hem de psikolojik travma eğitimi almadıkları için bazı sorunlar olmuş.

* Edremit körfezine kıyısı olan Belediyeler biraraya gelip KIYI YÖNETİM PLANI’nı oluşturmaları kanunen, vicdanen gereklidir.

b. Deprem öncesi yapılması gereken konular :

* Meseleye afet yönetimi açısından bakmak lazım. Afet yönetimi sadece arama-kurtarmadan ibaret değildir. Afette kriz yönetiminden önce risk yönetimine geçmeliyiz.

*Belediyenin görevi il/ilçeyi dayanıklı kent haline getirmektir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun  53 ncü maddesi kapsamındaki görevlerini yapabilmesi için, belediyenin zayıf olduğu konuları ortaya koyup telafi edilmesi,

*Her mahallede “Mahalle afet gönüllülerinin” tesbit edilmesi gerektiği,bu gönüllülerin ilk yardım,Psikososyal ilk yardım ve afette travma bilinci eğitimi alması ,

* Muhtarlara ve halka deprem eğitim verilmesi,

* Belediyelerin ortak bir masa kurması ve Belediye Başkanlarına uydu telefonun alınması,

*Belediyelerin deprem öncesi kuru erzakları depolanması ,

*Ticaret odalarında şirketlerin envanterinin olması,ihtiyaçların bu kanalla tesbit edilmesi,

*Belediyelerin veri tabanlı çalışma yapması,

* Önemli olan kaynak yönetimi, önemli olan müdahale yaklaşımı olduğu,

* Mobil  mutfağın olması ve mobil hizmetin verilmesi,

*Izmir Büyükşehir Belediyesi; , kuraklıkla mücadelede büyük öneme sahip yağmur suyu hasadı çalışmalarına bir yenisi daha ekledi. Sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi için Sünger Kent İzmir projesini hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, küresel iklim krizine karşı farkındalığı arttırmak amacıyla yağmur durakları oluşturdu.

Kuraklık en büyük afettir.Bu nedenle yağmur hasadının yapılması lazımdır. https://youtu.be/QRGWlobbgAs

Yağmur suyu hasadı, yağmur esnasında yeryüzüne inen suyu akışına bırakmak yerine, yeniden kullanmak için yerinde biriktirme ve sonrasında depolama işlemine deniyor. Amacı, mevcut yağışlardan toplanan yağmur sularını tüm yıl boyunca, yüksek sermaye yatırımlarına gerek kalmadan su ihtiyacını karşılayacak şekilde kullanmaktır.

Hasat esnasında depolanan sular hem felaketlerin önüne geçiyor hem de daha sonra kullanılabiliyor. Biriktirilen bu sulardan sulamada, çamaşır bulaşık gibi evsel kullanımlarda ve tuvalet tesisatlarında yararlanılıyor.

Aşağıdaki şekilde görüldüğü üzere ; Temel düzeydeki yağmur suyu toplama sistemleri, binaların çatı ya da teraslarından akan tüm suyun toplandığı boru sistemi ile suyu depolayacak olan bir tanka bağlayan, daha çok bir sıhhi tesisat işi. Çatıların kenarlarında halihazırda bulunan yağmur kanalları genelde yeraltındaki atık su kanallarına bağlanır ya da zemine akıtılır.

Çok basit bir şekilde yağmur suyu hasadı yapmak için bu boruları bir tanka ya da depoya bağlamak, büyük parçaları tutan bir filtre eklemek bile yeterli. Buradaki yağmur suyu deposunda bulunan suyu daha sonra çamaşır makinesi ya da tuvaletlere bağlayabilirsiniz. Ya da evde, bahçede kullanmak üzere saklayabilirsiniz.

* Türkiye’nin yüzde 60 kenti kırık(fay) kuşaklar üzerindedir.Kırık(fay) yapıyı ikiye böler geçer.Binayı yıkan ise sarsıntıdır.Her yapının  rezodansa gelip gelmediğini ölçmemiz gerekiyor.Bugünkü teknoloji ile bu ölçülüyor.Jeofizik mühendisleri bunu ölçüyor.Eğer bir yapı rezodansa geliyor ise,yani yerin sarsıntısı ile yapının salımı birbirine uyuyor ise,o yapı yüzde 90 yıkılır.

Deprem olmadan önce, bu cihaz ile bir tarama yapılırsa neresi yıkılır neresi yıkılmaz tesbit etmiş olursunuz.

 * Bina yaptığınız bölge de ilk 20 metreden su çıkarsa depremden çok etkilenir.Bunu elektro çekerek görebilirsiniz. 15 dakikanızı alır.Su olmasa bile ıslak ne kadar derinlikte ona bakacaksınız.Tabanda bohçalama yaptırın.Sulu yere bina yapmayacaksın.Yaparsan sonu hüsran olur. Türkiye de yapıların en büyük sıkıntısı paslanmadır.

*Depreme karşı bireysel olarak yapacağımız şey “Yapı  ve yer güvenlik belgesi” istenmelidir.(Tapuya da işletilmelidir.)Boyunda bir düdük,elinde pet şişe olmalıdır.Kolunda da kişinin bilgilerini içeren bileklik olmalıdır.En azında o kişinin kim olduğu bilinir.( https://youtu.be/GS9rkzlsZNk)

Yapı denetim kuruluşlarının yer ve yapı denetim kuruluşuna dönüşmesi gerekiyor.Yapıyı denetleyen var ama yeri denetleyen yok.

*Çevreyi korumak burada en önemli etkendir. Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrusunda çevre üzerinde önemli etkiler yapması beklenen afetlere karşı bu şehrin plan ve programlarıyla hazır olması da bir o kadar önemlidir. Bugünü anlamak geleceğe hazırlanabilmek sağlam bir kültür ve medeniyet bilincini gerektirir.

 Bugün olduğu gibi bundan sonra da üreten düşünen değer ortaya koyan bu toplumun her bir ferdiyle gayret içerisinde olacağız. Burada genel yönetimlerin yerel yönetimlerle iş birliği yapmasıyla mümkün.

*"Doğal afetler , deneme yanılma ile öğrenilmez" Afet yönetiminde ilk önce riski yönetilecek. Afet yönetimini yanlış anlamışız. Sadece arama kurtarma sanıyoruz. Afet yönetiminde önce risk ve zarar azaltılmalıdır. Afet Yönetimi Master Planı hazırlanmalıdır.

*"En tehlikeli afet kuraklıktır" . Kuraklığı afet saymıyorlar. Kuraklık istatistiği bulamazsınız. Evet iklim değişiyor fakat her şeyin sebebi değil, o bir tehlike. Belediyelerin  yağmur suları toplanması için tedbir alması lazım. Bu nedenle yağmur hasadının yapılması lazımdır. https://youtu.be/QRGWlobbgAs

*Deprem Seferberliği ilan edelim. Seferberlik dahilinde yapılması gerekenler:

   - Yaşadığımız binalar güvenli hale getirilmeli. Yıkılmayı bekleyen bir sürü bina var, bir de bunun yanında satılmayı bekleyenleri de dikkate almamız gerekiyor. Bunları takasla işe başlamalıyız.

   - Okul, askeri binalar ve kamu binalarının güvenliği için gerekli tedbirler alınmalı. Bunun için bir saatlik eğitim, bilgilendirme değil, esas beceri eğitimi ve tatbikat yapılmalı.

   - İnsanlar küçük yangınları söndürebilmeyi, kanamayı durdurmayı, elektrik ve su hatlarını kesebilmeyi öğrenmeli. Herkesin bu gibi temel ilk yardım bilgilerini öğrenmeleri zorunlu olmalı.  Devlet bir anda 20 milyon kişiye müdahale edemez. Çünkü ölüm olayları ilk saatlerde gerçekleşiyor.

   - Halk depreme hazırlık ve temel afet bilinci, güvenli yaşam vb. konularda (CD, kitap, seminer, söyleşi, tiyatro vb. ile) sürekli eğitilerek bilinçlendirilmeli

    -Mahalle, sokak, site ve kurum-kuruluş bazında “Yerel Afet Gönüllüleri (YAG)” şeklinde birimler oluşturularak halkın ilk yardım, yangın söndürme ve hafif arama kurtarma konusunda beceri sahibi olmasını sağlanmalı.

    -Mahalle bazında yaralı toplama, ilk yardım, sahra hastanesi, aş evi, barınma, toplanma, haberleşme, bağış dağıtımı, ailelerin toplanması,geçici barınma merkezleri  gibi acil durum yolları ve alanları belirlenmeli/ oluşturmalı ve bu yerler konusunda halk bilgilendirilmeli.

    -Yılda en az bir kez mahalle bazında haberli, kurumlar bazında ise haberli/habersiz çeşitli seviyelerde tatbikatlar yapılmalı.

    -Afet sırasında kullanılabilecek okul, spor salonu gibi sağlamlığından ve güvenliğinden şüphe edilmeyecek binalar belirlenerek bu alanlarda ve parklarda acil durumlarda kullanılacak her türlü malzeme depolanmalı.

   - Tehlikeli binaların neden olabileceği can ve mal kaybı riskleri halka iyi anlatılmalı ve kentsel dönüşümle y Evimizde gardolap,buzdolabı,TV  gibi devrildiğinde bize zarar verecek eşyaların sabitlenmesi gerekiyor.Yapısal riskler mümkün olduğunca çok/yaygın ve çabuk azaltılmalı.

* Evimizde gardolap,buzdolabı,TV  gibi devrildiğinde bize zarar verecek eşyaların sabitlenmesi gerekiyor.

*Her ailenin Afet Çantası ve aile afet planı olmalıdır.

*Deprem bölgelerinde yer alan tarihi yapıların envanteri çıkarılarak önem ve öncelik derecelenmeleri  gerekir. Tarihi yapıların düşey yükler ve deprem etkileri altında taşıyıcı sistem güvenlikleri belirlenmeli ve  Yeterli güvenliğe sahip olmadığı belirlenen yapılar için güçlendirme yöntemler geliştirilmelidir. (Devam Edecek)

c.Depremden sonra yapılması gerekenler :

* Deprem bilgi Bankası   : Her yıkıcı deprem, gelecekteki depremlerin zararlarını enaz indirme  de kullanılabilecek çeşitli verileri de birlikte üretmeli,diğer bir ifadeyle doğal bir laboratuvar oluşturmalı, ve herkesin kullanımına açık olarak arşivlenmelidir.

Bu nedenlerle; ulusal/il/ilçe düzeyde bir “Deprem Bilgi Bankası”oluşturulması ve geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

* Tsunami risk modelleri(Erken uyarı sistemi) yapılarak  kayıp senaryoları geliştirilmelidir.. Deniz seviyesi ölçüm ağı geliştirilmeli  ve seviye ölçümleri yapılmalıdır. Sistemin etkin çalışabilmesi için gerekli olan sismik ve jeofizik ölçüm ve araştırmalar yapılmalıdır.Bu ölçüm  ve araştırmalar iklim değişikliği içinde bir yararlı olacaktır.

* Afet sonrası için deprem parkları yapılmalıdır.

* Depreme dayanıklı malzemelerin depolanacağı bir lojistik merkezi  yapılmalıdır.

*İstanbul, Bursa veya Marmara Denizi merkezli olacak büyük bir deprem, Marmara’nın tamamını ve Marmara dışında kalan bölgeleri de etkileyecektir. Bunu hiç unutmamalı. Muhtemel afetle birlikte desteğin geleceği bölgeleri de belirlemeliyiz. Hangi şehirlerin nasıl destek vereceğini planlamalı. Bu planları da her yıl kağıt üzerinde dahi olsa test ederek sürekli dinamik halde tutulmadır.

*Kuraklığı dahi afet saymayan 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler dolayısı ile alınacak tedbirler ile yapılacak yardımlara ait kanun,Terör(Beşeri Afetler),Sanayi/Ulaşım Kazaları(Teknolojik Afetleri) de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

*Sahilde bulunan il veya ilçelerin kritik alt yapıları,yerel yönetim ve mülki idare binaları,kamu kurum ve kuruluş binalarının çoğu sahil bandındadır.Onun için bütün bu binalar harita üzerinde gösterilmedir.

*İklim değişikliğine göre; acilen arazi kullanımı planlaması yapılmalıdır.

* Şu an Su stresinde olan Türkiye, 2030 yılında SU SIKINTISI ve 2050 yılından sonra SU FAKİRİ olmaya adaydır.Belediyelerin  yağmur suları toplanması için tedbir alması lazım. Yağmur hasadının yapılması lazımdır. https://youtu.be/QRGWlobbgAs

*Sismik izalatör ; Depremden sonra ayakta kalarak hizmet vermesi beklenen başta hastane,eneji nakil binaları, itfaiye binaları, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, eğitim yapıları, yurtlar, askeri kışlalar, cezaevleri, cephanelikler, patlayıcı madde depoları v.s  olması muhtemel can kayıpları önler.Elazığ’daki 6.8 şiddetindeki deprem 3.3’e düşmüştür.

* Mevcut yapı envanterinin çıkarılması, ruhsatlı ruhsatız depreme dayanıksız, tehlike arz eden tüm yapı ve tesislerin sayı olarak belirlenmesi, güçlendirilmesi, bu da olmuyorsa yıkılması gerekmektedir. Bu konuda gerekli tüm yasal düzenlemeleri takip ederek yerel idareler sorumluluğunu yerine getirmelidir.

* Yapılaşmış bölgelerde ise arazi kullanım türleri ve konut alanlarındaki yoğunluklar saptanmalıdır. Mevcut dokunun hasar görebilirlik düzeyleri belirlenmelidir. Bunun için bir araştırma formatı geliştirilmelidir. Gözlemsel değerlendirmenin zemin özellikleri ile karşılaştırmasında risk altında olan bölgelere daha detaylı araştırmalar yapılmalıdır.

* Mevcut ulaşım sisteminin de envanteri çıkarılmalıdır. 7 m. nin altında ve çıkmaz yol niteliğindeki yolların tespiti yine depremde bölgenin hasar görmesi durumunda ulaşılabilirliğin bilinmesi açısından önem taşımaktadır. Kamu yapılarına ulaşabilmek için ulaşımın alternatifli çözümlenmesi önem taşımaktadır.

d.Depremi afete dönüştüren nedir? 

*Yeteneksiz yönetimler,

*Ekonominin bozukluğu;Ekonomi sorunu çözmeden deprem sorununu çözemezsiniz.Ekonomi sorunu olan vatandaşa,binanı depreme dayanıklı hale getir diyemezsiniz. Atatürk,Cumhuriyeti kurduğu zaman ilk yaptığı İktisat kongresi düzenlemek olmuştur.

*Eğitim düzeyinin düşüklüğü; Ekonomin iyi değil ise çocuğunu okutamazsın.Meslek edinsin diye bir tamircinin yanına verirsin.Eğitimi ,algısı düşer.Eğitimsiz bir insana deprem algısını öğretemezsin. 

*Yazgıcılık    : Türkiye depremin afete dönüştüğü ülkeler arasında dünya üçüncüsü.Neden derseniz, yukarıdaki loşulları sağlıyamadığı içindir.Siyasiler deprem bölgesine gidince”Başınız sağolsun.Takdiri ilahi  diyorlar.Buz kesen sosular/sohbetler yapılmalıdır..Ana sıkıntı ülkenin güçlü bir ekonomisinin  olmamasıdır.

*Depreme karşı bireysel oarak yapacağımız şey “Yapı  ve yer güvenlik belgesi” istenmelidir.(Tapuya da işletilmelidir.)Boyunda bir düdük,elinde pet şişe olmalıdır.Kolunda da kişinin bilgilerini içeren bileklik olmalıdır.En azında o kişinin kim olduğu bilinir.( https://youtu.be/GS9rkzlsZNk)

Yapı denetim kuruluşlarının yer ve yapı denetim kuruluşuna dönüşmesi gerekiyor.Yapıyı denetleyen var ama yeri denetleyen yok.

e. Afet bölgesinde çalışan sivil toplum kuruluşlardan bazıları

   * İhtiyaç haritası

(https://admin.ihtiyacharitasi.org/portal/apps/experiencebuilder/experience/?id=f4d5114726c94b3595cb0fe68809819e&page=page_14&views=view_19

*Afet platformunu  davet edip neler  yapıyoruz,ne yapıyor bilelim.

https://afetplatformu.org.tr/bizden-haberler/

f.Dayanıklı kentler : Yerel yönetimler, dayanıklı kentler oluşturmak için eylem planı hazırlamak ve uygulamak üzere Dayanıklılık Oluşturma Döngüsü’ndeki 5 adımı takip edebilir:

1. Dayanıklı Kente Giriş: Organizasyon Yapısı ve Hazırlık

 2. Kentin Risk Analizi ve Savunmasız Alanlar

3. Dayanıklı Bir Kent için Eylem Planı Oluşturmak

4. Eylem Planının Finanse Edilmesi ve Uygulanması

5. Dayanıklılık Eylem Planının İzlenmesi ve Değerlendirilmesi

 1. Dayanıklı Kente Giriş: Organizasyon Yapısı ve Hazırlık Yerel yönetimlerin ve karar vericilerin, kent dayanaklığını geliştirmek için afet riskinin azaltılmasına yatırım yapmanın önemini kavrayarak, bu konuyu kentin sürdürülebilir kalkınma stratejisinin ve stratejik planının bir parçası olarak görmeleri gerekir. Bu farkındalık, kurumsal hedef belirlemenin hazırlanmasına zemin hazırlayacaktır. Ancak afet risk yönetimi, tüm farklı paydaşların ortak çabasını gerektiren karmaşık bir süreçtir.

 Yerel yönetimler tüm konuları tek başlarına ele alamazlar. Çeşitli paydaşların; finansman, veri ve bilgi birikimi, insan kaynakları ve profesyonel hizmetler açısından desteğine ve katılımına ihtiyaç duyulabilir. Özel sektör, akademik kuruluşlar, sivil toplum ve diğer paydaşlar afet riskinin azaltılmasına önemli ölçüde katkıda bulunabilir. Direnç oluşturmak için ortaklıklar geliştirmek şarttır.

g.Gönüllü ve İhtiyaç Koordinasyon Sistemi(GIKS), AFAD çalışanı ve sivil toplum kuruluşu (STK) gönüllülerinin deprem ve diğer felaket durumlarında otonom olarak etkili bir şekilde harekete geçmelerini sağlamak için tasarlanmış bir uygulamadır. Bu uygulama, hızlı ve etkin bir şekilde acil durum ekiplerinin koordinasyonunu, yönlendirilmesini ve yönetilmesini amaçlamaktadır.

• Uygulamanın temel amacı, felaket durumlarında otonom ve hızlı bir tepki verme yeteneği sağlayarak kurtarma ve yardım ekiplerinin zamanında ve etkili bir şekilde harekete geçmesini sağlamaktır. Bu sayede, afet bölgelerindeki mağdurlara hızlı bir şekilde yardım edilebilir, hayat kurtarıcı önlemler alınabilir ve felaket sonrası iyileşme süreci hızlandırılabilir.

• Uygulama, otomatik bildirim sistemi kullanarak AFAD çalışanlarını ve STK gönüllülerini felaket anında hızlı bir şekilde bilgilendirir. Ekipler, mobil uygulama üzerinden gelen bildirimleri alır ve otonom olarak belirlenen görevlere atanır. Böylece, ekiplerin yerlerini belirlemek, iletişim kurmak ve felaket bölgelerine en hızlı şekilde ulaşmak için etkili bir koordinasyon sağlanır.Bu sistem yapay zeka kullanılarak yapılacaktır.