Geriye dönüp geçmiş günlere baktığınızda hayatınızda nelerin değiştiğini fark ediyorsunuz? Çok sık olmasa da zaman zaman şöyle bir geriye bakıp gündelik hayat pratiğimde, insan ilişkilerinde, iş yapma biçimlerinde, şehirde geçirdiğimiz zamanda olmak üzere farklı farklı konularda nelerin değiştiğini düşünüyorum.

Yolun yarısı 35’e çok az bir zamanı kalan, dünyanın geri kalanı düşünüldüğünde belki de çok bir şey deneyimlememiş biri olarak özellikle teknolojideki hızlı değişim ve dönüşüm beni her daim şaşırtıyor.

Mesleğe adım attığım 2011 yılında o dönem yaşı bizden bir hayli büyük abilerimizin gazetecilik mesleğindeki teknolojik devrimi anlattıkları örnekler hala aklımda.

Posta yoluyla fotoğraf yollamak, telefonla haber yazdırmak, filmli fotoğraf makineleriyle sınırlı sayıda fotoğraf çekme imkânı, faksla bilgi-belge gönderme, postanede haber ulaştırma çabası, daktilolar, dizgi makineleri ve çok daha fazlası…

Bütün bu örnekleri yaklaşık 50 yıllık süreçte deneyimleyen hemen ardından gelen internet çağına uyum sağlamaya çalışan abilerimizin, meslek büyüklerimizin yaşadığı zorlukların çoğunun ne olduğunu bile anlamakta zorluk çektik.

Profesyonel dijital fotoğraf makineleri, internet üzerinden anlık ve hızlı iletişim imkanlarıyla çıktığımız yolda bile son 10 yılda devrim denilebilecek çok sayıda teknolojik olay yaşandı.

Çevirmeli telefonlardan yapay zeka uygulamalarına ulaşan yolculukta iletişimcileri bekleyen büyük tehlike ise yeniliğe adapte olamayanların çok kısa süre içerisinde işsiz ve işlevsiz kalmak zorunda olmaları.

Basın Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle internet haber siteleri ve dijital mecraların resmi ilan ve basın kartı alabilir duruma getirilmesi gazetecilikte yeniliğe direnen tüm kesimlerin çok yakın bir gelecekte ortadan kalkacağını gösteriyor.

NEREDEN NEREYE?

Mesleğe başladığım 10 yıl önce sosyal medya ve dijital mecralara olmasa da olur ya da yan bir ürün gibi bakanların günümüzde çaresizce çözüm ve çıkış yolu aramalarını şaşkınlıkla izliyorum, takip ediyorum.

Dijitalde sesiniz, iziniz olmadığında gerçek dünyada da var olamıyorsunuz maalesef. Dijitalin nimetlerinden, yeniliklerinden, tasarım, okuyucu ve izleyiciyi yakalama başarısından herkesin yararlanması şart.

Gelecek hepimiz için çok yakın. Teknolojide önümüzdeki dönem yeni ve çığır açan yeniliklere gebe. Gözümüzü, beynimizi, fikrimizi teknolojiye yönlendirmediğimiz sürece yeni gelecek günlerin karanlık olacağını söylemek yanlış olmaz.

Mesleğe başladığım dönemde Ege Telgraf’ın genel koordinatörlük görevini yürüten Can Suphandağlı’nın aramızdan ayırılışı üzerinden yıllar geçti. Gelecek konusunda motivasyonumu artıran, her daim neşeli ve enerji veren, teknoloji konusundaki ilgisini belli eden ve girişimlerde bulunmaktan hiç çekinmeyen Can Ağabey’i saygıyla anıyorum.