Yaşar Kemal ne güzel demiş. Yıllardır aynı. Daha çok azma var, azalma yok çığırından da çıktı.  'Bu ülkede dört şey olmayacaksın; Kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı'. Üzülmeyi geçtik, kahroluyoruz. Aydın Tansel'in üne kavuşturduğu 1975 yapımı şarkıda da şöyle geçer. 9 yaşında iken radyodan dinledim hala dinlerim, düşünürüm; 'Her yer her şey güzel kötü olan insanlar'. Helal alın teri emek bitti, haram arttı, yaşanmamış duyulmamış rezalet kaldı mı? Amacım içinizi karartmak değil, hafta sonu geldi malum. Spor ile de çok ilgisi var. Arkana dön bir bak, hep kendini düşünme. Her zaman zıplamakla da olmuyor. Canız canlıyız insanız hepimiz. Yüce Yaratan'ın her yarattığı mukaddestir, kutsaldır, özeldir, anlayana. Anamız kadın bacımız kadın. Biz de çocuk olduk bir zamanlar. Ağacın çiçeğin yaprağını bile koparmak zarar vermek ve de hayvan kuş kedi köpek. Canlarını incitmek, olmazsa olmazımız iken. Biz ne zamanlar bu hallere geldik, hala daha aynı yolda hızla ilerliyoruz. Karınca yuvasına basmamak için son anda zıplayıp ayak bileğini zedelemiş bir sade insan evladı olarak diyorum ki. Sevilmesek de olur sevelim Yaratan'dan ötürü. Sebepsiz hiçbir şey yok. Muhteşem 4'lüye zarar verenlerin bile maalesef insan görünümlü olmak gibi bir sebepleri var. Biz yarış sanıyoruz ama. Vardır Yaratan'ın bir bildiği. Belki de yaşam dediğimiz kocaman bir sınav.  Yazılı mı sözlü mü, ikisi de değil başka türlü. Çocuklar ah güzel evlatlar, yaşamaktır yaşatmaktır muradımız.

TOSSFED İLE TAF

Tuna Tunca hem de Manş'ta hem de tam 8 saat yüzme cesareti gösteren, ilk otistik evlat. Engel yok, özür yok. İnsana aykırı iki kelime, kime göre neye göre? Engel ? Özür ?. İzmir'de denizin dibinde doğup büyümeme rağmen. Omuzuma kadar giderim. İlerisi yok işte. Yüzme öngörüsü, cesareti yok bende. Bilmiyorumu geçtik, öğrenmeye niyetim yok. Bu da bana engel, özür dilerim. Annesi Gülnur Tunca ile antrenörü Mert Onaran hazırladı, bugünlere geldi Tuna Tunca. 2 yaşında otizmli olduğu fark edildi. Karalar bağlamadı ailesi, eğitimle üstüne gitmeyi düşündüler. Uygulandı sabırla özenle. Suyla oynamayı seviyordu, havuza bıraktılar. Yüzdükçe yüzdü, yeteneği ilgisi vardı. Gelişme kaydetti. Kapalı yerden sıkıldı, açık suya denize çıktı. İlk madalyasını TOSSFED'den 2015'de kazandı, havuzdan. Engelli, engelsiz yarıştı hep kürsüye çıktı. Otizm engel olmadı, engel değil farklılık yarattı. Zor yerleri sevdi. 2018'de denizde ilk madalyası aldı. Hem de Çanakkale Boğazı'nda 1.oldu. Durmadı, yılmadı. Sakız Adası'ndan Çeşme'ye 12 kilometre yüzdü. On iki bin metre kulaç attı. Yetmedi üçe katladı. Capri'den Napoli'ye 36 kilometre yüzdü. Manş'a gitti, hani şu meşhur kanala, denize. Orada da 8 saat yüzdü, 45 dakikası ters akıntıya dalgaya ve aşırı rüzgâra karşı. Böyle yarışlarda tekne kaptanı hakem olur. Doğa şartlarını o bilir zaten, dümeni kırdı yarışı bitirdi. Önce can. Diğer tekneler de geri döndü. Oraya gitmek, denize inmek çok büyük cesaret. Tebrik helal olsun sana Tunacığım. Güzel evlat sakın durma, spor harikadır. Herkes seni gıpta ile takip ediyor. Gelelim İZAK'ın evlatlarına. Bursa'ya 9. TAF Küçükler Grup Yarışmaları'na gittiler, finale kaldılar. Çocuk sevgisi, spor sevdasıdır bu başka bir şey değil. Kızlarda 17 takımın katıldığı gruplarda İzmir ekibi takımımız 4. oldu, tarihe geçti 13 sporcusuyla. Yağmur Memur, Irmak Ercoşkun, Hira Taşdelen, Ada Divarcı, Ayşenur Uzun, Nehir Topçu, Ecrin Bükülmez, Eray Akın, Çınar Yılmaz, Ömer Şahin, Emir Öztürk, Rüzgâr Yılmaz, Özgür Demirci madalyayı kaptı. İZAK yönetimi de akıllı saat hediye etti. Yönetim Sorumlusu Hanife Sancak, antrenörler Alihan Güngör ile Batuhan Alkan emek verdi. Çocuklara destek veren herkese hepinize teşekkürler. Kadını incitmeyen baş tacı yapan. Ağaçları 'yeni aldığı arabası' imiş gibi koruyan. Sokak hayvanlarının da birer can olduğunu bilen, çocukları her koşulda koruyup kollayan kıymayan aşağılamayan ağlatmayanlara selam olsun. Yolunuz yolumdur, güzel günlere. Spor varsa kötülük olmaz, kötülük varsa spor olmaz.