Güzel İzmir'imde bir tarafta canım ormanlarımız yandı, kül oldu, kent yanık koktu. Külleri, isi pisi rüzgarla dağıldı. Geniş alana yayıldı, ciğerimiz içimiz yandı. İşyerleri, atelyeler, evler, hayvan damları yandı. Can kaybı yok şükürler olsun, insan yok yani. Ya on binlerce çeşit çeşit canlar, hayvanlar. Onları sayan yok. Oysa onlar da can. Kaçamadı zavallılar. İlahi işaret sanki 'Sessiz yarattıklarımın canını ben verdim ben alırım sizin haddinize düşmez. Bilin, düşünün insanlığınızı unutmayın' der gibi. Küller toz oldu yağdı, kurum oldu. Balkonlara, çatılara yapıştı. Derin kokusu ayrı. İşte bu küllerin indiği yerlerden biri de Göztepe Gürsel Aksel Stadyumu. Burada maç oynandı. Ertelenmeliydi. Bu bir felakettir, zorunlu haldir. Her kim olursa olsun, ihmal de olsa para için, itibar için filan yaktıysa, yaktırdıysa o hayvancağızların hakkı kadar haram zıkkım olsun, gün yüzü görmesinler. İlahi adalet bir gün soracak, şu an sınavdan geçiyorlar farkında değiller. Orada burada insanlık dışı sözüm ona yorum yapanlar, sosyal medya ben size ne diyeyim. İzmir düşmanları, hayvan düşmanları. Gün gelecek o iki ayaklılar, dört ayaklılar, uçanlar, kaçanlar, kanatlılar, sürünenler dile gelecek. Bugün onlar kaçtı, yarın bunu yapanlar nereye kaçacak. Allah'ım sana havale, işine takdirine karışamam. Hakaret etmeye gerek yok, insan olana edilir çünkü. Maçın zamanı mıydı ? Biz İzmirliyiz, birbirimize destek oluruz. Oynanmasa ne olurdu, Göztepe - Fenerbahçe maçı. Oynandı da ne oldu ? Başımız göğe mi erdi ? İlla insan canı kaybımı olması gerekti. Oynandı bakın neler oldu. Öyle pankart açmakla yaralar sarılmıyor, canlar geri gelmiyor. Erteleme isteyin veya uygun davranın saygıda kusur yapmayın.  O da yok. Vatandaşlarımızın canına bir şey olmadı şükür, canı yandı malı yandı. Sahil kentindeki orman yangınında dağın karşısında yemeğini yiyenleri, eleştirenler neredesiniz ? Ormanı yakanı, yaşlıya, hamileye, çocuğa zulüm edenleri affetmiyorum. Haberlerine bakamam. İçim acır. Bir de şu var şu kadar yıl önce, filanca çok güzel koydaki ağaçları kestiler, yaktılar diyenler. Yıllar geçti oradaki otel,  tatile gittiler. İsim, yer vererek de. Muhatap olamam. Öyle böyle olmuyor bu işler. Dik durmak gerek. Hayat devam ediyor, lafları yine başladı. Ağaç dikmek gerek.

SPORCULAR OLARAK HAZIRIZ; AĞAÇ DİKELİM

Herkesin, hepimizin suçu var, kimse ak pak değil. Maça gelirsek, Göztepe yener diye tahmin ettim, arkadaşın birine de banko 1 oyna dedim. Bir de Beşiktaş için bol gollü maç olur o da kazanır dedim. Oynadı, biri yattı biri tamam. Göztepe 3-1 kazanırdı, şirin görünmek için yazmıyor bunu. İlk seçildiğinde çok beğendiğim sevgili Ali Koç'a bi haller oldu. Neymiş İzmir'e gelen taraftarına sahip çıkmak için böyle yapmış, dışarda kalanlar olmuş. Göztepe İstanbul'a gidince ne çileler çekiyor. Bilen var mı ? Gündem olmuyor. Bir başkan, milyonların başı yani. Deplasmandasın, ikinci yarının başlamasına kalmış dört dakika. Seyircisine destek olmaya gitmiş kameralar eşliğinde. Kal orda. İlla protokole dönecek. Dışardan dolaş gir. Daha az heyecanlı olur. Yok olmaz. Burası İzmir, burası Göztepe.  Yok öyle. Taraftarın önünden geçemezsin, geçirtmezler, geçmemen gerekmez mi ?  Her yerde böyle. Hem de maç oynanırken. Başkan da olsa sahanın içinde ne işi var ? Akredite kartının güncellemen yoksa ben de giremem. Başkan bu her yere girebilir derseniz. Yok böyle bir dünya. Biri girdi de engel olan çıkmadı, sonuç ne oldu biliyorsunuz. Hakeme darp, başkanlığı bitti. 2-0 öndesin, başına gelecekleri herkes bilir. Tamam yine de hoş görüntüler değil,  çirkin. İzmir'e yakışmadı. Sanki bir senaryo yazılıyor, oynanıyor. Hep mi Göztepe maçı olur. Bu işte bir iş var. Şöyle olabilir miydi ? Göztepeli taraftar sakin kalıp su bardağı atacağına alkışlarla. 'Aziz Yıldırım başkan Fenerbahçe şampiyon' deseydi mesela. Sakinliğini koruyan dik duran, aynı atılanlar ona da denk gelebilirdi. Göztepe CEO'su sevgili Kerem Ertan'ı kutlarım. Temsilci, 4.hakem, saha komiseri, spordan sorumlu müdürler izin vermemeliydi. Çünkü yeşil alana girmez, başkanlar. 'Üç yeşil alana girebilir' kartı olmalıydı. Yoktu. Medyatik başkan olmak yetmez. Her maç öncesi takımın önüne geçmek değil başkanın hakkı. Başkanlık bunu gerektirmez. Sahanın içindeydi üçüncü şahıstır o an. Protokolde başkandır. Aslında kural, talimat, yönetmelik dersi vermek gerek, başkan ve yöneticilere de. Bilmiyorlar ya da işlerine gelmiyor. İzmir yangın felaketinde canla başla çalışan herkese teşekkürler, Allah razı olsun. Spor camiasından güzel insanlar da var iyi ki var. Altınırmak'ın futbol yetenek kâşifi, önce insan ve sağlık eksenli ve de master futbolcu Hilmi Bayer hocam, ağaçlandırma önerisi getirdi. 'Biz hazırız' dedi. Yönetiminde yer aldığım İzmir ASKF'den, Bayraklı Gençlik Derneği ile Nafiz Gürman Spor Kulübü başkanlığı görevlerinde bulunan Osman Harman kardeşim bizzat gitti. Yangın yerine destek sözü verdi. Sevgili Efkan Muhtar başkanım, 'Haydi ağaçlandıralım hep beraber yaralarımızı saralım' bize de sporculuğu da bu yakışır. İzmirliyiz ne de olsa.