Son günlerde haberlerde duyduğum en güzel haber “Türkiye üzerine kurulan “Milli” bir çalışma Savunma Sanayimiz tarafından yapılan “Çelik Kubbe” ülkemizi her türlü hava savunmasında koruyacak bir projenin hayata geçirilecek olmasıdır. Emeği geçen mühendis ve Milli Savunma Sanayinde çalışanları ve bu çalışmaları hızlandıran gerekli imkânı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kutluyorum…
Üzerinde bulunduğumuz coğrafyada çok sancılı ve sıkıntılı günler yaşanıyor. Özellikle Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin Tahran’da bir suikasta kurban gitmesinden sonra, Orta Doğu’da sular iyice ısındı. Tüm dünya İran’ın, İsrail’e vereceği yanıta kilitlenirken, Özellikle yabancı ülkelerin yetkililerinden o ülkelerde yaşayan vatandaşlarına yaşadıkları o ülkeleri hemen terk etmeleri üzerine Lübnan’dan kaçan kaçana… Birçok ülke İsrail ve Lübnan’a uçuşları askıya alırken, vatandaşlarının Lübnan’ı terk etmelerini istedi. Lübnan’dan kaçmaya başladılar…
Uzmanlar, savaşın bölgeye yayılma riskine dikkat çekerken, kazanın altına sürekli odun atanların, bölgeyi yeniden şekillendirmek isteyenlerin kirli hesapları ve oyunları olarak değerlendiriyorlar. Bölge ülkeleri kendilerine göre önlemlerini artırmakta, beri yandan ABD ve İngiltere uçak filoları Doğu Akdeniz’i sarmalına almış durumdalar…
Bölgedeki duruma dikkat çeken Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Bölgemizde yayılmacı emeller besleyenlere, terör odaklarına, bu coğrafyayı kendi kirli planlarını uygulama sahası olarak görenlere karşı, ülkemizin ve aziz milletimizin bekasını koruma noktasında gerekli güç ve kudrete sahibiz” ifadelerini kullandı…
Güler’in, ‘Bölgemizde yayılmacı emeller besleyenlere’ ifadesinden ne anlaşıldığı gayet açıktır. İsim verilmese de İsrail ve ona destek çıkanlar kastedilmektedir. Orta Doğu, öteden beri çıkarlar çatışması, ‘Böl ve yönet’ politikaları nedeniyle hayır yüzü görmediği gibi, insanları da mağdur olmuş, hayatları acı ve ıstırap çekerek geçmiştir. Halen de aynı trajedi Filistin’de 7 Ekim’den beri devam etmektedir. Gazze Şeridi’nde hayatını kaybedenlerin sayısı 40 bine dayanmış bulunuyor.
Bizde terör belasını başımıza sardıran ülkelerin teröre arka çıkmalarından dolayı ülkemizi cehenneme çevirmek isteyenlere her zaman terör ile yapılan mücadelelerle göstermiştir. Hiçbir zaman başkasının topraklarında gözü olmayan Türkiye, başkasının da Türkiye’nin topraklarına göz dikenlere gerekli cevapları vermiştir. Türkiye ve sınırlarında teröre asla geçit verilmedi…
Eskiden olduğu gibi tüfeklerle savaşlar yok artık. Ülkelerden ülkelere fırlatılan füzeler var. Birde televizyonlardan izlediğimiz “Naklen savaş” görüntüleri. Ülkeler birbirine haber vererek saldırılar yapıyor. Çağ atladıkça savaşların durumu da değişmeye başladı…
Yukarıda yazdığım gibi ancak şimdiki savaşlar veya çatışmalar topla tüfekle değil, roketlerle, füzelerle yapılıyor. İsrail’den fırlattığı iddia edilen nokta atışıyla Tahran’da misafir olan ve kaldığı Konutta sadece başkalarına zarar vermeden Gazze Siyasi Büro Lideri İsmail Haniye’yi öldürebiliyor. İran yetkililerinin iddiasına, (Bu masala kargalar bile güler.) İran’ın daha öncede İsrail tarafından öldürülen generallerinin intikamını almak için İsrail’e ne karşılık verdi mi? koruyamadığı bir misafirinin öldürülmesinin karşılığını verecek…
Benim söylemek istediğim, olmasın inşallah ama ancak herhangi olası bir krizde halkın nerelere sığınacağını bilen var mıdır? 1974 Kıbrıs harekâtı sırasında karartmaların uygulandığı dönemlerde geçmişte yapılan sığınaklar vardı. Bodrumları biliyoruz da, sığınakların durumunu bilemiyoruz. Bu konulardan sorumlu kurumlar hangileridir, ileriye dönük bir çalışma yapılmış mıdır, yoksa her işimizde olduğu gibi, bu konuda da ihmaller zincirine yeni halkalar mı eklenmiştir? Benden uyarması…