Engelli vatandaşlarımızın ÖTV muafiyetiyle araç sahibi olabilme hakkı, son düzenlemeyle büyük bir darbe aldı. ÖTV istisnasından yararlanacak araçların yerlilik oranının yüzde 40 olarak belirlenmesi ve araçların elde tutma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılması hem hukuki hem de insani açıdan kabul edilemez bir uygulamadır.

ÖTV muafiyetli araç alımı, engelli bireylerin ulaşım hakkını kolaylaştırmayı amaçlayan bir düzenlemeydi. Ancak bu yeni karar, birçok engelli yurttaşın özgürlüğünü kısıtlayan, mobilite imkânlarını ellerinden alan bir tuzağa dönüşmüş durumda. Engellilere sağlanan bu hak, suistimaller bahanesiyle budanırken, ülkenin dört bir yanında makam araçlarına milyonlarca lira harcanması nasıl açıklanabilir? Eğer yüzde 40 yerli araç zorunluluğu getirilecekse, önce bu uygulama bakanlıklarda, belediyelerde ve devletin üst kademelerinde başlatılmalıdır. Kamu yöneticileri önce kendileri yerli araçlara binmeli, sonra vatandaşa bu zorunluluğu dayatmalıdır.
Bu mesele siyasi tartışmalardan bağımsız olarak ele alınmalıydı. Ancak görüyoruz ki, her alanda olduğu gibi burada da yanlış politikalar yüzünden mağdur edilen yine halk oluyor. Eğer usulsüzlük varsa, bu suistimalleri engelliler değil, sistemin işleyişinden sorumlu olan yöneticiler önlemelidir. Engelliler için zaten zor olan yaşam koşulları, daha da zorlaştırılmış, adeta bir cehenneme çevrilmiştir.

Bu yanlış kararın en büyük sorunlarından biri, yayınlandığı anda yürürlüğe girmesi oldu. Engelli muafiyet süreci zaten bürokratik engeller nedeniyle yavaş işleyen bir süreçtir. Öyle ki, fatura kesilmiş olmasına rağmen tescili tamamlanmamış olan araçlar bile yeni düzenlemeye tabi tutulmaktadır. Bu da binlerce engelli yurttaşın mağdur olmasına neden olmuştur. Hali hazırda devam eden işlemler için bir geçiş süreci tanınmadan yapılan bu değişiklik, yönetim anlayışındaki ciddiyetsizliği gözler önüne sermektedir.

Öte yandan Türkiye’deki vergi sisteminin çarpıklığını en iyi gösteren noktalardan biri, pırlanta ve diğer değerli taşlara uygulanan vergi politikasıdır. Pırlanta alırken KDV yok, ÖTV yok! Ancak temel ulaşım ihtiyacını karşılamak isteyen engellilere gelince vergi koymakta, haklarını kısıtlamaktadır. Bu adaletsizliğin mantıklı bir açıklaması var mı? Engellinin aracına sınırlama koyan zihniyet, lüks tüketimi neden teşvik etmektedir?

Bu kararın engelli bireylerin yaşam standartlarını düşürdüğü, mobilite hakkını kısıtladığı ve ciddi mağduriyetler meydana getirdiği açıktır. Hükümet, engellilere yük olmak yerine, onların yaşamlarını kolaylaştıracak politikalar üretmelidir. Bu yanlış düzenleme derhal geri çekilmeli, en azından yürürlüğe giriş tarihi yeniden düzenlenerek mağduriyetler giderilmelidir. Unutulmamalıdır ki, adaletin olmadığı yerde huzur da olmaz!

BU DÜNYADAN BİR ERHAN ÖNEL GEÇTİ

Hayat, bizlere sevdiklerimizi aniden kaybetmenin acısını ne yazık ki sıkça hatırlatıyor. Değerli dostum ve kardeşim, medya dünyasının gülen yüzü Erhan Önel’i kalp krizi sonucu kaybettik. Kendisiyle uzun süren bir dostluktan öte, kardeşliğimiz oldu.

Güleç yüzü, içten gülüşü, sıcak sohbetleriyle her zaman yanımızdaydı. Onun varlığı, bulunduğu her ortama neşe katan bir ışık gibiydi. Hayata pozitif bakışı, insan sevgisi ve samimiyetiyle herkesin gönlünde taht kurmuştu. Ne yazık ki, bu dünyadan bir Erhan Önel geçti.

Bazı insanlar vardır, gittiklerinde ardında büyük bir boşluk bırakırlar. Erhan da onlardan biriydi. Anıları, dostluğu ve güzel hatıraları bizlerle yaşamaya devam edecek. Onu hep gülen yüzüyle hatırlayacağız.

Huzur içinde uyu sevgili dostum, seni hiç unutmayacağız…