Neler oluyor şu hayatta. Herkesin bir hayat hikayesi var. Başlama düdüğüyle başlıyor; 'Hakeeem...'. Oysa bilmiyor ki, tanımıyorlar ki. İnsan evladına hiç yakışmayan laflar, oysa hepimizi bir ana doğurmadı mı ? Kazanınca birlik, beraberlik, kardeşlik, kaybedince amanın. Kaybettiren, yendiren hakem vay vaaay. Niye hep hakem sıfatı ve de genelleme, hakemler. Çoğul yani, hepsi, herkese, topu birden. Oysa her maç başka, aynı kurallar ve insan olsa da. Saha dışında ne ise odur hakem de futbolcu da. Hatta şöyle diyeyim, 'Futbolcular kötü değil, hakemler de öcü değil'. İnsanımız hepimiz, ayrı ayrı değeriz. Yetenek, kalite, karakter, niyet farklı farklı. Bunların değişik versiyonları olunca başlıyor her türlü negatiflik. Haliyle menfaat dünyası, kazanmaktır tek murat. Ne olursa olsun 'Vur kır parçala kazan' değil, 'Aman verdim işte kararımı' da değil. İç dünyamızda sorgulamak gerekmez mi ? Hata filan değil konu. Boş kaleye topu gönderemedi işte. Eller saçlarda, garip hareketler. Atamadın işte. Hata değil mi bu? Sağlık olsun. Peki ya hakem, bir karar veriyor, doğru veya yanlış, ters veya düz. Yarı yarıya yüzde 50 yani. Oysa gol atamayan belli net açık aşikâr, kaçırdı işte. Bunu dert edip, hakeme topu atmak da ne garip bir çelişkidir. Hatasız oynayan futbolcu yoksa, hakem de olamaz. Enfes çalımlarla, pasla, şutla gol atıyor, harika. Oysa, kaleci hatalı, defans hatalı, orta saha hatalı, ileridekiler hatalı, antrenör hatalı. Değil mi? Tersinde kaleci kurtarıyor, mükemmel, topa sahip oluyor, korner atıyor. Vuran da hatalı değil mi? Her vurduğun gol olacak bir şey mi, her uçtuğunu kurtaracaksın diye de bir şey yok. Aslında yok böyle bir dünya. Herkes, hepimiz o an sahada olan herkes, yepyeni şeyler öğreniyor, yaşıyor çünkü. Yaşamayan, sağlıklı olmayan oynayabilir mi? İzleyebilir mi, sahada yer alabilir mi? O canın, hakkını verin, hatalar filan valla teferruat. Gerçekten, bir düşünün.

ADNAN AYÇİÇEK ŞEHİT KARDEŞİNE KAVUŞTU

İki insan, iki can, canan, candan. İki kalite, iki karakter. Hakem büyüklerim, hocalarım Engin Çırakoğlu ile Alican Lakot. Özünde çok dürüst, haysiyetli insanlar. Size göre hatalı maç yönetmişlerdir, insanız ya. Oysa ikisi de gönlü güzel insan evlatları, sanatçı, şair, kitap dostu, eğitici. Biliyor muydunuz ? Ayrıca hakem var hakem vaaar. Herkes aynı olamaz. Engin hocam çok badireler atlattı, evinden yuvasından uzak kaldı. Her daim güvendim, kenarda kaldı. Şimdi en üst rütbede, ee güneş balçıkla sıvanmaz. 'Kelebekler Kanat Çırpınca, Mustafa Önsel, Kırmızı Kedi' kitabında yazıyor. Okumak gerek, bir kez daha anlamak gerek. Alican hocam sesi de çok güzeldir, bir şarkı, türkü okur hislenirsiniz. Milli hakem Ahmet Bulut'a da sanat yaşamında başarılar diliyorum, o da Karadenizlidir. Anacığı Fatma teyzemizi kaybetti, rahmetle şükranla. Serde şairlik, sanatçılık var ya hislendi şiirle veda etti. Necmi Temizel, Ertuğrul Dilek, Onursal Uraz (merhum), Cumhur Balyan, Nebi Kardelen (merhum), Şükrü Aşan, Okay Peker, Nurettin Dehmen, Reşat Çağan, Muhtesin Tunç, İbrahim Seven, Mehmet Yıldız, Erdoğan Kırcı, Erdem Öztuna gibi güzel seslilerdendir.  Canım Anam; Feryadım teselli, etmiyor / Anılar aklımdan gitmiyor / İlk öğretmenimdin, canımdın / Unutmak mümkün mü sevgini anam / Işıktın gönlümde yolumdun / Yanan yüreğimde sevgimdin / Özlemin kor oldu sönmüyor / Sensiz artık gücüm yetmiyor / Hayatım anlamsız yorgunum / Sensizlik gönlüme sığmıyor / Kimse senin gibi kokmuyor / Bir yanımı alıp gittin be anam. Hicaz makamında bestelemek gerek. Hakemdi o da Erdoğan Bektaş harika besteleri mevcut, hatıra bıraktı bizlere. Akademik kariyer Özdemir Hafızoğlu da beste yapmıştı, bizim İzmir'de gururumuz eskimeyen hakem Türker Atik var. Yeter ki istensin. Fatma teyzem, notalar da yaşar. Çok üzüldük, gördük yaşadık acıları. Kardeşi Hasan Ayçiçek şehit olan Adnan Ayçiçek hocam, çağın hastalığına yenik düştü çok erken kaybettik, kayıp rahmetle, mekanları cennet olsun. Hayat böyle bir şey, kaçınılmaz şimdilik veda. Hepsi erken olsa da ah bir de olmasa...