Aynı konuyu, sakız gibi üst üste yazmasını sevmem. Bu kez öyle olmadı, yapamadım. Başladığım işi mutlaka bitirme, sonunu görme özelliğim de var, karakterimdir. Bu daha baskın çıktı. Konumuz; Süper Lig...
Aynı konuyu, sakız gibi üst üste yazmasını sevmem. Bu kez öyle olmadı, yapamadım. Başladığım işi mutlaka bitirme, sonunu görme özelliğim de var, karakterimdir. Bu daha baskın çıktı. Konumuz; Süper Lig'de şampiyonluğa koşan, lider Beşiktaş'ta 'Bu hakemi maçlarımıza istemiyoruz' demecinin ardından ara vermeden ikinci kez maçlarına İzmirli hakem Halil Umut Meler'in atanması. Kim ne derse desin. Gözdağı vermek diyen de aba altından sopa göstermek diyen de ayar çekme diyen de oldu. Şahsıma sosyal medyada, mailime çok sayıda mesaj geldi, olsun, canları sağ olsun. Meler hakemlik yaşantısında görebileceği, yaşayabileceği en büyük baskıyı gördü. Ötesi yok artık. Bundan sonra harika maçlar yönetir, diye düşünüyorum. Üzerinde ağırlık kalmadı, kuş gibi oldu.
SABAHA KADAR OYNASA YENEMEZDİ
Beşiktaş'ın 1-1 biten Fenerbahçe maçında zaten iyiydi ki, öyle yazdık. Kasımpaşa maçında da bir pozisyon dışında iyiydi, baskı altında kalmadı. Kafa olarak iyi hazırlanmış besbelli. MHK sahip çıkarsa böyle oluyor işte. Taban kaldırma hareketinde sarı kart doğruydu, kırmızı olmaz. Mükemmel gol attıktan sonra ayarı kaçan Aytaç Kara'yı 60.dakikada ikinci sarı karttan ihraç etmeliydi. Tek hatası bu. Hoş bu pozisyon da 3 puanı götüren golden, çok sonra oldu. Atılmayıp sonradan golü atsa amenna, öyle bir durum yok. Zaten sabaha kadar oynasalar bu Beşiktaş bu Kasımpaşa'yı yenemezdi. Gelecek maçlara, yarın ki maça baksın. Altın tepsi ile başkasına vermezse eğer BJK şampiyon olur, zaten.
ALEM BUYSA KRAL BENİM
Maç sonra Sergen Yalçın'ın demecini beğendim, düşünerek, tartarak konuştu. O'na da bu yakıştı. Kasımpaşa'daki ilk maçında galibiyete ulaşan Teknik Direktör Şenol Can'ı da kutlarım. Kazanan takımın hakeme laf söylememesi gibi değil, ideal bir spor insanı gibi yorum yaptı. Bize böylesi gerek. Kendimi MHK Başkanı, MHK Üyesi sandım. Güven yazısı yazdıktan sonra, objektif olarak. Heyecanla maçı bekledim. Sanki ben yönetecektim. Vicdanen rahatım. Kusura bakmayın, megalomanlık değil benimkisi. Ego'mu 20'li yaşlarda aldırdım. Ben her daim ileriye bakarım. 40 yıldır yazıyorum, 7 yıl futbol oynadım, 18 yıl hakemlik yaptım, aradaki 6 yılı ve de 1 corona yılını saymazsak, 27 yıldır düdük çalıyorum. Hakemden de anlarım, futbolcudan da teknik direktörden de. Alem buysa kral benim, yabana atmayın bu garibi. Medyatik değilim o kadar, olmaya da niyetim yok. Saygı ve sevgilerimle.
ÜMİT'İ DE GÖZTEPE MAÇINA VERİN BARİ
BJK'ye 'istemediği' üst üste aynı hakem verildi ya. Şimdi de aynı şey Ümit Öztürk için söylenmeye başlandı. Çaykur Rizespor başkan ve yöneticileri, 'Bu hakem maçı katletti, bir daha istemiyoruz' dedi. İpin ucu kaçacak gibi. Tamam da Halil ile Ümit arasında dağlar kadar fark var. Halil günden güne daha iyiye gidiyor, çabası var. İlk çıktığında çok ümitlendiğim Ümit Öztürk FİFA kokartI takınca, ununu eledi eleğini astı, yayıldı, yaydı. Sonra kokartı gitti, Her yıl yerinde sayıyor, geriye gidiyor. İster misiniz ? Göztepe - Çaykur Rizespor maçına Ümit'i versinler. Yok artık derim, bu olmaz işte. Sap ile samanı ayırmak gerek. Çocuk oyuncağı, deneme tahtası değil ki bu işler.
TALAT HOCAM BAŞINIZ SAĞOLSUN
Çok da güzel şiir yazar. Hürriyet'te birlikte çalıştık, Ege Telgraf'ta da çok emeğini, desteğini gördüm, sağ olsun var olsun Talat Kırcan hocam. Hoca, öğretmen, öğretici kelimesini tam olarak hak edendir. Öğretir, anlatır, üşenmez. Dil uzmanı, Türkçe profesörüdür. Harika başlıklar atar, kelime hatası görünce dayanamaz. Az fırçasını yemedim. Ne öğrendiysem emeği çoktur, Allah razı olsun. İkisi de öğretmenlik yaptı yıllarca, İzmir Bornova Suphi Koyuncuoğlu Lisesi'nde. Talat Kırcan hocam edebiyat, eşi, hayat arkadaşı Zeynep ablam, yengem, hocam da tarih öğretmenliği yaptı. Yüzlerce öğrenci yetiştirdiler. Zeynep Kırcan hocamız okuma yazma bilmeyen kadınlarımıza ücretsiz öğretmenlik de yaptı. Ağır hastalık yaşadı İstanbul'a götürdü tedavi için evlatları Simge ile Özgür. Olmadı, olmadı işte. Kader, mukadderat bizden aldı Zeynep ablamızı. Başımız sağ olsun, Allah gani gani rahmet eylesin sabır diliyorum Talat hocam, sayfa bitesiye kadar değil, ömrümün son sayfasına kadar yanınızdayım.
ERDOĞAN MÜDÜRÜMÜZÜ DE KAYBETTİK
Aynı çatı altında çalıştık Hürriyet'te. Çok şey öğrendik sayesinde. İzmirli Gazeteci Erdoğan Örnek ağabeyimiz de Antalya'da tedavi gördüğü hastanede, yaşamını yitirdi. Aziz naaşı İzmir'e getirildi, Torbalı'da toprağa verildi. Hürriyet Gazetesi'nde Sayfa Sekreteri ve Yazı işleri Müdürü olarak görev yaptı, yıllarca. Emekli oldu Antalya'ya yerleşti. Uzun zamandır tedavi görüyordu. Hürriyet Spor Servisi'nde birlikte görev yaptığım Oğuz Örnek ağabeyimin de amcası idi. Gençliğimin güzel insanları bir bir değil, üçer beşer gidiyor, maalesef. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Oğuz ağabeyime, sevenlerine, gazeteci üstatlarıma sabır ve başsağlığı diliyorum. İşte geldik gidiyoruz, yazmak kolay iz bırakmak zor.
CENTİLMEN ÇETİN'İ DE UĞURLADIK
Elit Master Ligi oyuncusu, Golden Masterler'in takım kaptanı idi. Çok da kaliteli, beyefendi, centilmen, çok da yakışıklı, güzel bir sporcu idi. Zevk için, spor olsun diye top oynuyordu. İhtiras, anlamsız hırs da taşımadan. Akşamdan malzemesini hazırladı. Sabahı zor etti. Aylar sonra formasını giydi sahaya çıktı, yüzü gülüyordu. Özlemişti sahayı, topu, arkadaşlarını. Maç sırasında kalp krizi geçirdi, kurtaramadık, olmadı, kaybettik Çetin Bostancı kardeşimizi. Allah rahmet eylesin sabır diliyorum. Lütfen, rica ediyorum, yalvarıyorum. Spor yaşamak için var. Sağlık ve can her şeyden önemli. Sağlık kontrolleri tam yapılmalı, çok geç olmadan.
EKG, KARDİYOLOJİK MUAYENE ŞART
Günlerce, aylarca, bir yıldır evde kalan, koşmayan, koşamayan, spor yapmayan, yapamayan, kilo alan, yaşı da haliyle biraz daha ilerleyen sporcular sahaya çıkmaya başladı. Hazırlık maçı oynamaya başladılar. Resmi maça da çıkacaklar da var, bekliyorlar. Öyle yalap şalap muayene, imza çiziktirmekle olmaz. İnsan gibi testten geçmeleri gerek. Durum çok ciddi. Korona geçirenler de var içlerinde. PCR takibi yapılmalı. Damar yapıları bozuluyor, kalbe de olumsuz etkisi yapıyor. Sonradan pişman olmamak için, nasıl yapılacak bilemiyorum, bu benim işim değil ama. Bi'şey yapmalı. Kardiyolojik muayene, testler yapılmalı, EKG çekilmeli, yarın çok geç olmadan. Kalın sağlıcakla.