Dünya değil, insanlar kötü. Her şeyin bir sonu var, kefenin de cebine yok. Bu yaşam, hayat koca bir yalan gel sen de biraz oyalan. Yazımın başında sıkılmayın lütfen, hemen. Dramatize, ajitasyon, hamaset, eyyam yapmıyorum. Olması gereken bu. Unuttuk mu ne. İyilik yapmak o kadar çok güzel ki. Ne yapayım böyle yetiştirildim aileden böyle gördüm. Aynı kafayla devam yıllardır. Bu alemde, özellikle spor ve de futbol aleminde hiç kimse ama hiç kimse tek başına bir yerlere gelemez. Onlarca ehil spor insanının emeği, sabrı vardır. Taraftarın da unutma. Hakem, futbolcu, sporcu, antrenörler ama hepsi. Destek, hoşgörü ile alır götürür. Destek dediysem, kartvizit, torpil, adam kullanma değil tabii ki. Zorlamayla, ite kaka hakem olunur, itina ile hakem yapılır zirveye çıkarılır. Zorla izlettirilir, tahammülü bize kalır. Şimdi gördüklerinizin çoğu böyle. İyi, etik hakemlerin çoğu evde, televizyon başında. Futbolculukta olmaz ama, iki maçta seni rezil eder, işinden eder. Yüce yaradanım her şeyin helalinden, adaletlisinden verdin, biliyoruz da yazıyoruz. Neler gördük, neler. İki kadro yazacağım, tarihsel ibret, asalet, adalet, emanet.

İZMİRSPOR 1962-63 Sezonu bir maç kadrosu; Seyfi Talay, Cengiz Karakayalı, Erol Kaynak, Turgay Meto, Gürcan Berk, Doğan Akı, (Rus) Erol, İrfan, B.Orhan, Zeki Şensan, Bülent Buda.  Başka bir 90 dakika.

KARŞIYAKA - GÖZTEPE MAÇI; Tarih, 16.05.1981, dünya rekoruna imza attığımız son harika derbi. Kıskanç ve de ara bozan dış mihraklar yüzünden, son. KARŞIYAKA; Başkan; Pertev Molay, Yönetim Kurulu;  Sedat Tezcan, Erol Özışıkçılar, Yılmaz Temizocak, Ramazan Kurtuluş, Adnan Yenici, İsmet Kocatoros, Cengiz Yüncü.
KSK TAKIM KADRO; Ali Özel, Enver Kapı, Erhan Özalp, Burhan Erçiker, Cihan Yıldırım, Murat Erbaşlar, Sami Uysal, Meftun Yıldız, Cihan Umanç, Gürol Gürvardar, Hürriyet Gündoğdu, Ahmet Danabaş Naim Bardakçı, Rıza Yurtseven, Hüseyin Hamamcı, Ümit Karadeniz, Malzemeciler; Ömer ile Recep kardeşler. Antrenörler; Doğan Emültay - Seyfi Talay. Masör; Coşkun Günsezer, Teknik Direktör; Turgay Meto.  Vefat edenlerimizle rahmetle, yaşayanlarımıza huzurla, sağlıkla. 

KAF KAF İLE GÖZ GÖZ ASALETİ

Hemen fark etmişsinizdir, iki isim var, fotoğraflar da. Turgay Meto hocam ile Enver Kapı abim, kaptanım. İki yıl hoca - öğrenci olarak emek verdiler ama birbirlerini unutmadılar. Kötüler yanar dönerdir, birbirlerine de kötülük yaparlar. Dedik yazdık yaz, iyiler değişmez. Birbirlerini her nerede olursa arar bulur, unutmaz, Geçmiş 43 yıl, dile kolay. Kişilik bilgilerini fazla yazmaya gerek yok. Yerim dar, açınız Google'a bakınız. Malum içimizdeki haber araştırma aşkı bitmedi bitmez. Kafa hep o yönde çalışıyor, şükürler olsun. Ustalarım sağ olsun. Duydum, heyecanlandım. Biliyordum, yıllardır muhabbetlerini. İkisi de onurlu, aydın, dürüst, namuslu insan evlatları, Turgay hocam ile Enver Kapı kaptanım. Çaresizlik içinde olan, o kadar çok duayen isim var ki, kulüplerinde tanıyan, hatırlayan, unutmayan kaldı ise bir yerden başlanmalı. Turgay hocam ile hayat yoldaşı, emekli öğretmen Neşe teyzeme küçük birer operasyon yapılması gerekiyordu. Ameliyat tavsiyesi eden de yapan da Özdere'den komşuları Genel Cerrah Op.Dr. Hüdai Genç, o da bir Göztepeli. Kardeş, dost kulüp ne de olsa. Hayırlı işlerinin 'görünmez kahramanları Mine - Enver Kapı çiftinden de Allah razı olsun. Meto çifti evlerinden alındı, İzmir'de operasyon tamamlandı. Gaziemir'deki Kapı çiftinin kapıları ardına kadar açıldı. Evlerinde izzet ikram ve de muhabbet, sonrasında Özdere'ye teslimat. Hasta haklarına ve de insan haklarına tam uygunluk.  Menfaatsiz, beklentisiz. Bize de bunu görmek, hissetmek yazmak kaldı. Haydi iyi insanlar, içinizdeki çocuk ruhunu çıkartın. Kötülüğe son verelim, kötüler, art niyetliler ne kazanıyor ki. Kocaman bir hiç. Kaybettikleri o kadar çok şey var ki, son nefeste anlıyorlar. Soğuk su bile içecek vakitleri kalmaz, geçmiş olsun. İyi geldi bu dünyaya, kötü gitti. Değer mi ki ? O zaman ne diyoruz, yaşasın iyilik ve de iyiliği yaşatanlar. İyi ki varsınız. Er veya geç iyilik kazanır, asla kaybetmez. Henüz maç bitmedi ki. Uzatmalar var. Boşa para harcayan kulüplerimiz, o bilmedikleri tanımadıkları ama koltuğu emanet bırakan zor durumdaki emekçilerine bir el uzatması gerekmez mi ? İstedikleri de para değil, ilgi, sevgi, merak, o kadar. Yaşadıklarını bilen bile olmuyor çoğu zaman. Vefa, paradan çok daha değerli. Haberiniz olsun, banttan değil canlı yayında...