Dile kolay. 101.yılı bugün tamamlanıyor, yarın 102'den gün alacağız. Sonsuza kadar da yaşayacak, yaşatacağız Cumhuriyet'imizi. Her spor branşında güzel tablolar yaşandı, yaşatıldı. Teşekkürler gençler, teşekkürler spor sayesinde ruhu genç kalanlar. Sporcularımız hakemlerimiz bayraklarla, 'Yaşasın Cumhuriyet' yazılı pankartla çok güzel kutlama yaptılar. İstiklal Marşımız hep bir ağızdan okundu, rahmete kavuşan tüm gazilerimize şehitlerimize, en derin duygularımızı gönderdik dualarımızı okuduk. Rahmetle, minnetle, şükranla, mekanları cennet olsun, unutmadık unutmayacağız. İzmir İli masatenisi sporcuları da 29 Ekim Cumhuriyet Kupası'nda harika müsabakalar çıkardı. Sıralama önemli değil, sadece kadınlara öncelikle tanıyarak katılımcı tüm sporcuları aktarmak istiyorum.  Birinci olmak da sonuncu olmak da var. Hiç fark etmez. Önemli olan spor, spor yapmak, sporcu ruhuyla kalabilmek. Bugün kazanırsın, haftaya kazanamazsın. Oabilir, her spor da bu var. Sporu da güzel kılan bu duygu değil midir zaten.  Nil Karaca, Zehra Akyol, Ada Eylül Arabacı, Derin Orhan, Esin Akgün, Elif Özata, Zeynep Demiralp, Ceylin Kılıç, Defne Göksu, Ekin Çalışkan, Hilal Şengül, Esmanur Yıldız, Defne Şafak, Yaren Pala, Ebru  Güngör,  Meliha Tünay Emek, Seyhan Kılıç, Mustafa Durmuş, Ömer Karakum, Can Deniz İşcanoğlu, Görkem Alp Yavuz, Hamdi Ege Ekşi, M.Efe Koç, D.Ali Ergül, Mustafa Karaman, Arşam Ghandi, Emirhan Çetin, Çınar Sözver, Efe Olgundeniz, Yunus Emre Çınar, Çınar Köylü, Ömer Serdal, Süleyman Sevgi, Mustafa Darcan, Mesut Selçuk ile Adem Bayraktar minikten büyüklere kadar aynı salonu, aynı masaları paylaştılar. Atatürk Stadı Spor Komplesi'nde yer alan Masa Tenisi Salonu'nda. Her türlü merak ettiğiniz sorulara da oradan alabilirsiniz. Gidin de görün gençliğimizi.

ÜLKEMİZ İÇİN SPORU YAŞAYIN YAŞATIN

29 Ekim Cumhuriyet Kupası'nda sadece masa tenisçi sporcular değil, hakemler arasında da kaynaşma, dirlik ve birlik sağlandı. Tanınmış, emektar, duayen, uluslararası ve de ulusal hakemlerimiz Cengiz Çakın, Hasan Tahsin Bakan, Özhan İlan, Aydemir Cengiz, Uğur Can'dan oluşan neferler müsabakalarda görev yaparken, yepyeni gepgenç isimler de bu kervana katıldı. Hakem kokartlarını takıp müsabakaları dikkatle takip ederek, hocalarını dikkatle dinlediler. Hepsi okumuş çocuklar, evlatlarımız. Eğitim ve öğrenim hayatlarını hakemlikle birlikte yürütecekler. Bal gibi de yürür. Gayet de doğru bir karar. Dersler ihmal edilmez, iste yeter. İşte o pırıl pırıl isimler;  Cemre Çakmak, Batuhan Deniz Aktaş,  Arzu Su Ceyhan, Duru Baykal, Fatma Nur Semerci, Ahmet Selanik, Adem Gökbay, Elif Selen İmir, Nihat Tahiroğlu, Simge Nur Bilmez ile İstek Yalçın. 11 genç hakem kursunu başarıyla tamamladı, sınavları geçti, asil hakem kıyafetini giyme başarısını gösterdi. Ne demişti bu vatanı bizlere, gençlere, ruhu genç olanlara emanet eden başımızın tacı Mustafa Kemal Atatürk,  'Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır', 'Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir'. Daha ne desin. 'Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'. İşte budur, hasret kaldığımız meziyetler. Hakemlikteki atalarımızdan, önderlerimizden Halil Erdoğan hocam da naçizane şunu demişti, 'Hakem zeki, akıl olur, olmalıdır'.  Başka türlü zekilik değil, bu tabi. Aklını doğru yolda kullanabilenlerden bahsetmişti. Hakem de bir sporcudur, hakemlik de bir spordur aslında. Onun da kuralları, karakteri, yolu vardır. Ne mutlu tüm sporcularımıza. Bayrağımız altında spor yapabiliyorlar. Her ne sporu yaparsanız yapın asla yılmayın. İyilikleri, güzellikleri örnek alın. İyi insanlara bakın. Gelip geçici sıfatlara kanmayın. Şansınız bahtınız açık olsun. Önce kendiniz, bu ülke için, ilkelerinizle spor yaptığınızı unutmayın. Nice bayramlara kutlu olsun, yaşasın spor yaşasın Cumhuriyet...