Canım ülkemde yabancı futbolcu sayısı boşuna çoğalmıyor. Alt yapıya bir baksanıza. Sonra da ağlaşıyoruz. İyi ki işini dosdoğru yapanlar var, şükür. Garip olaylar, çekişmeler, tuhaf yaptırımlar, değişik bir alem. Mesela elitler de her şey tamam, ambulansıyla bile tam tekmil. U-14 ligi, adından belli olduğu gibi on dört yaş civarı evlatlarımız oynuyor. Yolun daha başındalar. Her şeyi ilk kez görüp, yaşıyorlar. Oyun kuralları, büyük saha, arkadaş, paylaşım, seyirci. Yaş icabı çok maça çıkan yok. Hakemler de öyle. Hepsi, herkes öğrenme çağında. Tek tecrübeliler iki antrenör ve bir saha komiseri. Heyhat ki, lige bakar mısınız ? Avrupa hayranı değilim ama oralarda tecrübeli isimler hatta FİFA, klasman hakemleri verilir. Bizde daha yeniler ilk maçına çıkar.  Nerede mi pişecekler, adında U olmayan liglerde. Forma giyen oyuncuların yaşı, hakemden küçük olmasına belki de daha çok sahaya çıkmışlıkları var. Daha da garibi. Bu maçlarda gözlemci yok, iki yardımcı hakem yok, dördüncü hakem zaten yok. Bir tek saha komiseri var. Tek tecrübeli, ağabey konumunda. Bir ve tek başına bir hakem ve acemi. Hangi taca, hangi ofsayta baksın, hangi penaltıya yetişsin. Tasarrufun yeri ve zamanı mı ? Çoğu evlatlarımız erken yaşta bırakıyor bu yüzden. Bıkkınlık, yılgınlık olur. Yoruldu sanırım, faul atlamayım diye. Alt tarafı bir kart geçip deyip geçmeyin. O kadar sorun ortaya çıktı ki. Daha neler neler. Kanıtlama şansım yok.  Olay başka yerlere gidiyor. Üzüldüm, üzülmeye devam ediyorum. Her şey bir gün gelir, ışığa aydınlığa çıkar.  Öyle bir özelliği vardır. Adına gerek yok hakem evladım, büyük bir yanlış yaptı. Olmamalı diyeceğim, oluyor işte. Takım formalarının renkleri farklı, sırt numaraları farklı, lisansındaki fotoğrafına bir bak bari. Faulü ters verirsin, görmezsin, yetişemezsin. Olur, anlayış görür. Kime göre hata bu arada. Ama bu yapılacak gibi değil. Sen kalk çift sarı karttan ihracı raporunda ters yaz. Saha komiserine sormadın mı ? Takip ederek saha dışına çıkasıya kadar eşlik ediyorlar. İçine sinmedi, git bak soyunma odasına. Bizzat yüz yüze gel. Amaç doğruyu bulmaksa. Her şey yapılır adalet için. Tek olmasa bu yaşanır mıydı, bilemiyorum. Yazık değil mi takımlara, Uras Kanat'a Tuna Kara'ya. Diğer gençlere.  Son bir ihtimal var. İsimler mi karıştı acaba ? Benziyor da hani, işin başıdır kontrol. Whatsapp'tan yazışmak değildir ki, rapor yazmak. Dikkat, özen ve de eğitim şart.

MEHMET YAĞIZ ADALET İSTİYOR

Konumu, sıfatı ne olursa olsun rapor yazmak çok önemlidir. Hele ki hakem raporu. Defalarca okuyup, kontrol edeceksin. Sosyal medyadaki gibi,' tmm, tşk, ii, dgl' yazmak değil asla. Konuya gelirsek. U-14 Ligi'nin 4.hafta müsabakası, Urla Belediye Spor Kulübü - Güzelbahçe Futbol Kulübü. Maçtan 2-0 galibiyetle ayrılır Urla ekibi. Maçın ikinci yarısı, Güzelbahçe ekibinden Tuna Kara ikinci sarı karttan ihraç olur, kalan zamanı 10 kişi ile tamamlar. Buraya kadar her şey normal. Hakem kardeşimin adını yazmıyorum. Böyle reklamı olmasın. Aslında ters etki yapar ya neyse. Amaç öğrenmek, yaşadığından ders çıkarmak, bir daha yapmamak. Amacım eğitim, sporcu harcamak değil. Bu böyle biline. Urla'dan ihraç olmadı, Güzelbahçe'den oldu. Bu karaya kadar tamam sanırım. Rapora ters yazıldı, disiplin kuruluna böyle gitti. 'Aslolan hakem raporu' öngörüsüyle cezalar açıklandı, gözlemci de yoktu. Ceza Uras'a gitti, çift sarı kartlı Tuna'ya gitmedi. Urla ekibi tedbiren oynatmadı 'atılmayanı', Güzelbahçe oynattı 'atılanı'.  Uras kadroda yoktu 9-0 önde tamamladı Urla. Tuna vardı kadroda, grup ikinciliği maçında. Tek oyuncu ile çok şey olmaz. Peki şimdi ne olacak. Oysa ihraç edilen de söylemeliydi, 'Ben kırmızı kart gördüm oynamamam lazım' diye. Koskoca takımlardaki ağabeyleri, yöneticileri bu gaflete düşüyor. SAL'da yaşadık. Otomatikman ceza gelir endişesiyle, 'hakem yazmamış' diye bir dünya yok. Uras'a üzüldüm ailesi de üzülmüştür haliyle, Tuna'ya üzüldüm dedim ya hepsi daha toy. Yaşaya yaşaya öğrenecekler. Başına gelmeden önce prosedürleri, talimatları bilmek, gözden geçirmek gerek. Önce büyükleri bilsin ki, uygulasın. Çocuklarımızı rahat bırakın oynasınlar, spor yapsınlar, geleceğe koşsunlar. İşin alengirli tarafları için daha çok erken, hem de çoook. Kim bilir ülke genelinde neler yaşanıyor, gençlere neler yaşatılıyor, merak işte...