Açık havada kitap okumayı çok severim. O yüzden cumartesi günü,  uzun zamandır okumak istediğim bir kitabı elime alıp kendimi evin en yakınındaki parka attım. Sabah saati olduğu için park bomboştu, ortalıkta in cin top oynuyordu. Gözüme kestirdiğim, önünde tahta bir masa olan bir banka oturup kitabın sayfalarını çevirmeye başladım. Okudukça okuyor, kitaptaki öykülerin içinde kayboluyor, eserin içindeki kahramanlarla kendi hayatım arasında bağlantı kuruyordum. Sayfalar ilerledikçe hayal gücüm beni başka alemlere götürüyor, adeta bu dünyayla bağlantımı kesiyordum. Bazı kitaplardaki karakterler insan hayatıyla o kadar güzel özdeşleşiyor ki, insan kendi yaşam öyküsüne dönüp baktığında bu benim falanca tanıdığım olmalı demeden kendini alamıyor. O da öyle kitaplardan biriydi. İşin en güzel tarafı, açık havada kitap okurken size hiç kimse eşlik etmese bile kuş cıvıltılarının eşlik etmesi. Ağaçların arasından gelen kuş sesleri, insanı öyle rahatlatıyor ki, adeta etrafa mutluluk melodileri yayıyorlar. Kuş cıvıltıları yoğunlaşınca kitabın arasına ayıraç koyup kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. İlk önce hafif bir baş dönmesi yaşasam da sonra toparladım. Gökyüzü uçsuz bucaksızdı. Yemyeşil ağaçlar göğün mavisiyle öyle güzel bütünleşmişti ki, gördüğüm en güzel doğal desenlerden birini oluşturuyordu. Kulağıma gelen kuş cıvıltılarıysa bu manzaraya ayrı bir hava katıyordu. 

HARİKA GÜZELLİK

Gördüğüm bu harika güzellik karşısında o kadar etkilenmiştim ki, iyi ki o gün evde oturup bu güzel havayı ve zamanı boşa harcamamışım, elime kitap alıp dışarı çıkmışım diye düşündüm. Öyle ya, evde otursaydım duvarlar beni izleyecekti, ben de duvarları. Bu güzel manzarayı ve kuş cıvıltılarını kaçırmış olacaktım. İnsan, hayatına küçük güzellikler katmayı bilmeli. Küçük güzellikler, küçük mutlulukları getirir. Küçük mutluluklar da insanın yaşam kalitesini artırır. Yukarıda size örnek verdim. Bazen, elinize bir kitap alıp açık havada okumak da sizi mutlu edebilir. İnanın, benim de bazı zamanlarda başkalarının hayatlarına imrendiğim, onlar kadar mutlu olmadığım için kendimi sorguladığım oldu. En sonunda şunu fark ettim: Herkesin hayat mücadelesi farklıydı. O yüzden zaman içinde sadece kendi hayatıma ve küçük mutluluklarıma odaklandım. Burada konu aslında sadece kendini mutlu etmek de değil. Siz ne kadar mutlu olursanız, etrafınıza da mutluluk yayar, başkalarını da mutlu edersiniz. Farkında olmasanız bile, siz mutlu ve sevgi doluyken çevrenizdeki bir insana güzel bir söz söylemek bile hem onun gününün güzel geçmesini sağlar, hem de mutluluk yaydığınız için sizi mutlu eder. Geçenlerde yıllar sonra karşılaştığım bir arkadaşım bana “seni görmek güzel” dediği zaman öyle mutlu olmuştum ki mesela…

Bütün bunları düşünürken ben, kuş cıvıltıları daha da yoğunlaşmaya başladı ve ben, kitabın sonunda neler olup bittiğini öğrenmek üzere sayfaları bir bir çevirmeye devam ettim…