22 Şubat tarihli ziyaretinde Cumhurbaşkanımız İzmir’e dair önemli açıklamalarda bulundu. Bunlardan biri Körfez Geçiş Projesi’nin plan aşamasının tamamlandığı idi. İzmir çevrecilerinin esefle karşı çık...
22 Şubat tarihli ziyaretinde Cumhurbaşkanımız İzmir’e dair önemli açıklamalarda bulundu. Bunlardan biri Körfez Geçiş Projesi’nin plan aşamasının tamamlandığı idi. İzmir çevrecilerinin esefle karşı çıktıkları Gediz Deltası Sulak Alanı yanından geçecek proje bu vesileyle müjdelenmiş oldu. Kendince çevre duyarlısı bir kişi olmaya çabalayan şahsım adına, bu üzücü olayda gerçekçi olmak taraftarıyım. Yıllar evvel rahmetli hocamız Hayat Erkanal ile sohbetlerimizden birinde yine İzmir’i konuşuyorduk. Kendisinin çocukluğunda yüzdüğü sahillerde, yurt dışında eğitim ve akademik kariyerini tamamlayıp yıllar sonra memleketine dönüp yaşadığı hayreti ifade etmişti. İzmir merkezi ve ortasında uzanan güzelim körfez için ne kadar geç kalındığını anlatmıştı. Aynı şekilde değerli bir başka hocamız, çevre gönüllüsü, hatta misyoneri Şener Kilimcigöldelioğlu ile benzer bir konuşma daha aklıma geldi. Yaklaşık 28 yıllık Gediz Havzası mücadelesinde kayda değer yol alamadıklarından acı ile bahsetmişti. Delta ile havzasının bir bütün olduğunu, Ege bölgesi iç kesimlerden beslenen onlarca kolları ve dereleri ile birleşip Gediz ırmağına dönüşen yapının çektiği eziyetleri anlatmıştı. GEMA Vakfı gönüllüleri ile her düzlemde, havzaya dökülen ev ve sanayi atıklarını önlemeye, engellemeye çalışmışlardı. Diğer handikap, Bostanlı ve Çiğli’de toplum genelindeki yaygın hakim beklenti ve çaba ile devam eden betonlaşma! Birkaç çevrecinin, delta hassasiyeti baskın gürültünün ardında solup gitmişti.
Cumhurbaşkanımızın İzmir konuşmasında diğer bir başlık doğal gazdı. Kömür ve odunu mekânsal ısınma için kullanıp özellikle kış aylarında ciddi boyutlara ulaşmış hava kirliliğine maruz kalan İzmir ve ilçelerinde temiz hava için kendilerine sunulan yegane seçenek 4 elle kucaklanmıştı. 26 ilçeye doğal gaz erişiminin tamamlandığı müjdesi de bu nedenle idi. Hatta sıradaki 27. ilçe olan Çeşme, Cumhurbaşkanımızın müjdelediği fosil yakıt peşinde seferberlik tanzim etmekte. Dünyada tüm çevreci fraksiyonlar fosil yakıtlara savaş açmışken, İzmir her icraatına kızdığı hükümetin suyolunda koşmakta. Oysa İzmir’in yeraltında kendine özgü doğal bir kaynağa sahip olduğu, merkezi yönetimin bu konuya eğilmese dahi aydın, kültürlü, dünya görgüsüne sahip çevreci İzmirlilerin sahip çıkacağı en önemli mevzulardan biri yapılmalıydı. Üstelik hükümete ve politikalarına karşı her daim tavrı ve tarafı sabit olduğu halde, doğal gaz denen fosil yakıtta son derece uyumlu ve bahtiyar kılındı İzmir. Ülkemiz diğer büyükşehirlerine bakarsanız, İstanbul, Ankara, Antalya için elbet ki en pratik tek seçenek doğal gazdır. Yine de İzmir’de bu kaynak yok sayılmaya devam etmektedir. Enteresan bir gelişme de jeotermal arama sahalarından biri olarak Gediz Deltası sulak alanın tahsise açılması olmuştur. Yani, İzmir’in neresine gitseniz jeotermal bulacağınız gerçeği dururken, birkaç soluk ses ile korunmaya çabalanmış delta hedef alınmıştı. Başka neresi tahsise açılsa bu kadar antipati yaratırdı diye düşünmeden edemiyor insan, Kültürpark olabilir mi mesela? Ne yazık ki diğer hiçbir kurumun, basının, sivil toplum enstrümanlarının, odaların, bilimsel veriler ve yerindelik ilkesine aldırmadığı İzmir’de benzer örnekler daima karşımıza çıkacaktır. İzmir halkı, gençleri, aydınları, içlerine düştükleri akıl tutulmasından silkinip değerlerine sahip çıkmak, onları yüceltmek zorundadır.