2022 yılının son düzlüğüne girdik, hazır olun, çıkıyoruz! Bu yılı geride bırakmaya hazır mısın sevgili okurum? Şimdi senden geriye dönüp bakmanı ve her ayı ayrı ayrı değerlendirmeni istiyorum. Sen, bu...
2022 yılının son düzlüğüne girdik, hazır olun, çıkıyoruz! Bu yılı geride bırakmaya hazır mısın sevgili okurum? Şimdi senden geriye dönüp bakmanı ve her ayı ayrı ayrı değerlendirmeni istiyorum. Sen, bu yıldan ne öğrendin? Bu yıl sana güzellikler mi getirdi yoksa kaşlarının üzerine çizgi, saçlarına beyazlar mı ekledi? Neler kazandın yeni yılda yanında götürebileceğin? Peki ya neleri yitirdin arkasından yaşlı gözlerinle bakarak... Umarım, kazandıkların kaybettiklerinden kat be kat fazladır. Ve umarım, kayıpların da her daim yanına kar kalandır.
Neler yaşadın bu yıl? Hedeflerine ulaşabildin mi? Rüzgarlı bir günde pencerenden dışarıyı izlerken iç çekip hüzünlendin mi? Kimin gerçek yüzünü gördün bu yıl? Peki ya kim umutlarını boşa çıkardı? Söylesene senin için bu yıl kaç gün boşa yaşandı?
Bir çocuktan ne öğrendin mesele? Yaş almış bir beyefendinin ceketini giydin mi? Tutup o buruşmuş ellerden hiç bir yoldan karşıya geçtin mi?
Kaç kitap okudun bu yıl? Kaç seyahate çıktın? Eşini kaç kere sevdiğini söyledin, anne ve babana kaç kere sarıldın? Çocuğunun gözlerine, tam da gözbebeklerine kaç kere baktın bu yıl? Hiç yeri ve zamanı değilken kaç kere kahkaha attın?
Ne kadar sinirlendin, ne kadar öfkelendin? Boğazındaki damarlar tenini zorlarken ne kadar bağırdın? Peki o haykırışların gerçekten duyuldu mu? Sessiz kaldığında bile hiç elini tutup ‘Biliyorum’ diyen oldu mu?
Yani demek istediğim kendini ne kadar anlatabildin bu yıl? Ne kadar anlam buldun dünyadan? Sözlerin düğüm mü oldu boğazında yoksa huzurunu bozmamak için sakin limanlara demir mi attın? Biliyorum, birçok kez başkasını kırmamak için kendini ağlattın...
Hiç yalın ayak yürüdün mü toprakta? Denizde kaç kulaçla yıkandın? Hadi itiraf et, bu yıl kaç tepsi kurabiyeyi fırından çıkardın?
Meraklarını listeledin mi? Kedileri besledin mi? Bitkileri sulayıp keyifle seyrettin mi? Filmlerin dünyasına dalıp, seri seri dolaşıp bir katilin ya da nankör bir kardeşin peşine düştün mü? ‘Expecto patronum’ dediğinde hiç ışık çıkmasa dahi bir asayla savaşıp gülüştün mü?
Savaşmak demişken, değmeden de olmaz: Söylesene kaç savaştan galip çıktın sen bu yıl? ‘Hiç unutamam’ dediğin, içini küflediğin kaç olayı geride bıraktın? Tırnak uçlarını kırıp kırıp kaç kez boş duvarlara daldın? Şimdi bak aldın mı onları yanına? Hala gözlerinde izleri yankılanmıyorsa bir kez daha gururla sarıl o güçlü hatırana!
En nihayetinde; ocak, şubat, mart, nisan, mayıs... Temmuzu kucaklayan ağustos gibi sıcak, eylül gibi kıpır kıpır, ekim gibi bereketli ve aşk dolu bir kasım... Geldin ya aralık, ne hoş geldin... Açtım bahanenle bu sene de defterini bütün bir yılın. Baktım yanıma kar kalanlara... Beğendiklerimi götüreceğim yarınlara, beğenmediklerimi al bir zahmet sen sakla... Girilen bu son yolda tek dileğim; bugünkü beni güzel hatırla...