Hayatınızda bunu yaptım ve bu benim için bir hataydı dediğiniz anlardan vardır mutlaka. Hatta hata olduğunu bile bile yaptıklarımız. Merak etmeyin bugün hataları güzellemek için başlamadım yazıya. Hata, basitçe hatadır ve bazen geri dönüşü de olmayabilir. Sadece deneyimlerden ve bize bırakılan güzel tecrübelerden bahsedeceğim. Birde sonradan mucizelere dönüşen hatalardan. Oraya uğramadan es geçemem.

İşyerinde çok sıkıntılar çeken bir danışanım vardı. Üç kişinin üzerine çıkan ve bir arada çalışan gruplarda nasıl farklı dinamikler olur ve bazen nasıl zorlar insanı bilirsiniz. Kalabalık yerlerde çalışan okuyucular hemen kafa sallayacaktır. Kurduğu bazı ilişkilerin iç yüzünün çok farklı olduğunu gördüğünde pişman olmuştu danışanım. Hata yaptığını düşünmüştü. Doğru, bu belki de bir hataydı. Ancak söyleyin, böyle bir deneyimden geçmeden, birlikte çalıştığınız insanların iç yüzünü görme fırsatınız gerçekten olur muydu? Bir başka örnek için de geçerli. Hadi diyelim bireysel bir işiniz olsun. Ve bir karar almış olun. Çok değil, birkaç ay içinde hata yaptığınızı anlayın. Aynı soruyu burada da sorabilirim. Bu deneyimden geçmeden, bunun bir hata olacağı kanısına nasıl varacaksınız? Öngörülerimiz bizi her zaman doğru yönlendirir mi?

TECRÜBE –MUCİZE

Doğan Cüceloğlu kitaplarında sıklıkla ‘içiniz bilir’ diye bir terim kullanıyor mesela. Nedir için bilmesi? Mantığınızın sesi olan öngörünüzle kalbinizden geçen frekansların aynı olması kolay mıdır? İçin bilmesinin zihnimizle pek alakalı olduğunu düşünmüyorum bugün. Fiziksel olarak kalbimizin olduğu göğüs bölgemizde bazen bir sıcaklık, bir titreşim, bir kıpırdanma hissederiz. Bu titreşim adeta bilincimize uzanan bir anten gibidir. Bilinçaltınız sizinle konuşmaya, olmadık rüyaları göstermeye ve farklı hisler türetmeye başlar. Terapide konuşurken pat diye ortaya çıkıverir mesela. Çok kilit bir düşünce. Nereden geldiği belli bile değil. Kişiler şaşırır böyle olunca. Benim başıma geldiğinde bende şaşırıyorum, sakince anlamaya çalışıyorum o düşüncenin nerelerden geldiğini. Eğer içimizin bilmesine rağmen hatalar yapabiliyorsak, bu hataları toplayıp çöpe atmaya çalışmak da kendimize yaptığımız bir hakaret sayılabilir. Acaba o hatalar bize ne gibi düşünceler, tecrübeler ya da mucizeler bırakacaktır? İşyerinde sıkıntı çeken bu danışanım iletişim kurduğu insanları düzenleyerek işe başladı. Karşısındakiyle aynı oranda kişisel bilgiler paylaşıyor artık, iş yeri daha çok işte kalmaya başladı. Yani kısacası özel hayatıyla iş hayatının arasına sınır koymayı çok güzel bir tecrübeyle ve hatayla keşfettiğini söyleyebiliriz. Bunu çok daha sonra birine anlatırken pişman oldum kelimesini gene kullanabilir. Ama bazen pişman olmak da verimli değil midir?

Hataları güzellemeyeceğim diye başladığım bir yazıya nasıl güzelleme yaparak kapanış yaptım görüyor musunuz? Gideyim ve bir kağıda hatalarımı ve pişmanlıklarımı karalamaya çalışayım, belki bir yerde görmem gereken bir şeyler çıkacaktır…

 Bu haftalık bu kadar, herkese iyi hafta sonları dilerim!