TFF hakemliğine veda ettikten sonra, kimler geldi geçti. Hiç gitmedim, gidemedim. İçimden gelmedi. Yeni kuralları, gidenlerden öğrendim, yazılı metinleri okudum. Biliyorsunuz, bu MHK ve ekibi “tü kaka” edilmek istendi, edildi. Ama edemediler. 20 yıl hakemliğim zamanında yapmadım. Gözlemcilik zaten yapmadım. Sıfat olması gerekmez hizmet için, izlerim, gerekli yere iletirim. Kimsenin adamı olmadım. Hayal kırıklığına uğradıklarım oldu. Kalıbın adamı olmayanlar türedi. Yere zamana göre, meğer böyleymiş. Saftirik Meto, herkesi kendi gibi Eşrefpaşalı sanıyor. Dedikodu bilmem, adamcılıktan anlamam, goy goy mu geçiniz. Yeni sezona merhaba. Tek derdim vardı. 'Adalet, emeğe saygı, alın teri baş tacı. Zor değil ama, hiç de kolay değil. Bir karar veriyorsunuz, A takımının hakkını B takımına veriyorsun. Koca ilçenin, ilin kaderi var ortada. Evlatları, eşi, ailesi. Al onun hakkını, diğerlerine ver. Yok böyle dünya. Kafa başka yerde, düdük top bayrak başka yerde. Hatasız kul olmaz tamam da. Kasıt, art niyet olmayacak. Geçmiş MHK'lerde içlerinde bir değerli insan mutlaka olurdu, haydi iki olsun. Üç olmadı hiç. Hocalarım, arkadaşlarım vardı. Şimdi öyle mi ya. Biri hariç başkan dahil hepsine güveniyorum, tam. Çoklu gruptan bire, birinden çoğa. Büyük aşama. Böyle olunca gel de gitme seminere. Sallayan çoktu, şimdi hepsi sıraya dizildi, saygılar düğmeler ilikli yani. Ferhat Gündoğdu başkanımı yıllardır tanır, sever, takdir ederim, Mustafa Kâmil Abitoğlu kardeşimi de öyle. Şahin hoca zaten, cepte banko. Nerden nereye hayat be kardeşim. Attığın adıma dikkat edeceksin, herkes de sevilmez ki. Saygı duyacaksın. Tekme atanı sahadan atmak marifet değil. Tekme atacak hale getirmemek, seremonide bile gözlerden tavırdan anlamak, hissetmek, uyarmak hakemin işi. İzmir'de seminere davet edildim, Gürcan Temizel ile Tufan Akçay'ın arasına oturdum. Refik Önay abimin çayını özlemişim. Hayati Doğan kardeşimin, Dr. Raci Köprülü ile Ferhan Kestanlıoğlu başkanlarımın da emeğine sağlık, teşekkürler. Hakem, gözlemci olarak hizmet veren emektarlar Ali Hikmet Korkut, Yalçın Kılıçer, Orhan İpek, Cemalettin Polat ile Zeki Özdemir'e plaket verildi, kuvvetli alkış aldılar. Vefalıdır İzmir'im unutmaz.

DİYARBAKIR'IMA SELAM OLSUN

Evliya Çelebi gibi oldular, seminer, eğitim, koşu için durmadan turluyorlar. Van'da MKH üyeleri Mustafa Kâmil Abitoğlu, İbrahim Çınar ile Ziya Çetin ders verdi, koşuları takip etti. Torpilsiz, liyakatli, başka lüzumsuz şeylere değil hakemliğe yatkın, kabiliyetli genç arıyorlar. Şimdi hakem olmak varmış. Şükürler olsun, sağlık olsun gördük yaşadık. Yeteri kadar. Ama, ancak. 19'unda iki gün sonra ikinci memleketim Diyarbakır'ımda seminer var. Orda olmak isterdim nasip kısmet. Zirve, ün, adımın unutulmaması gibi derdim hiç olmadı. Valla, ne düşünüyorsam, nasıl konuşuyorsam aynısını yazıyorum. Eyyam, kıvırma, bize yakışmaz. Doğru ne ise, hak, adalet neyi gerektiriyorsa o. Yazarken, düdük çalarken bize böyle öğrettiler, aynı kafa devam. Değişim güzel tamam da burada dönüşüm, döneklik olur, adı. Peki sizler, hakemler dışındaki herkes siz liglere hazır mısınız? Profesyonel, amatör, master liglerinin oyuncuları, teknik adamları, başkanları, yöneticileri, üyeleri, dernekler, hatta gazeteci, yorumcu, yazıcı dostlar, masörler, sağlık ekipmanı, saha komiserleri. Yeni kuralları öğrendiniz mi? Haberiniz var mı kurallar tekrar gözden geçirildi de. 5 yıl önceki görüntüye bakıp yorum yapanlar var hala. Taç atışında 'ofsaaayt' diyen hoca (!) var tribündekiler de günü yakalayamayan antrenörü alkışlar, hakemlerin kulağına yazık. Ya onu bırakın hala 9 kusurlu hareket diyen sözüm ona yorumcu var. Kendini aştı, fark yarattı, geliştirmiş daha da kendini.2.dönemi eğitimci, MHK üyesi, stand-upçılara taş çıkarttı, hap yaptı içirdi adeta. İsteyin, Sebahattin Şahin liderliğindeki eğitim ekibi size destek olsun. Hakem dernekleri, TFF il büroları var. İsteyin yeter, farz edin bir menfaatiniz var. En büyük avanta da avantaj da öğrenmektir. Boş kafayla maça gitmemektir. Takımı önde son dakikada kırmızı kart, attırıyor arkadaş kendini bile bile. Niye? Haftaya uzak deplasman, hava soğuk gitmemesi lazım. Buna bakmazlar, 'son dakikada adam mı atılır' diyeni çıkar. Hep eğitimsizlikten, bilmemekten, tek taraflı düşünmekten. Önce eğitim demişken harika yorumlar yapan, ekrana yakışan Mustafa Çulcu hocam, gözlemciliği bıraktı. Yorumculuğa geçti, çünkü yok meydan boş kaldı. TRT'de idi şimdi A Haber TV 90+1'de. İşi zor, Allah yardımcısı olsun. Maç yönetmekten daha zor. Masasında formalı yorumcular, habire sözünü kesiyorlar. İlla taraftarına şirin gözükecekler ya, yıllardır kafa aynı kafa. Üstat Rauf Tamer abime de rahmetle, meğer ne kadar da haklıymış...