Ah sadece haklı çıktığında akla gelen yerel basın! Ah can çekişen gazetecilik!
Ne yazık ki yıllar sonra haklı çıktı sevgili #UtkucanAkkaş. Felaketi, 5 yıl öncesinden yazmıştı; ama bu feryadı kimse dikkate almadı. Haber, felaketi önlemeye yetmedi maalesef.
Aslında çoğu kez böyle değil miydi?
Hazırlanır gazeteci. Devlet kurumları ve çeşitli makam temsilcileriyle görüşmelerinde ağırlanır. Dikkate alındığını düşünür, sevinir; ancak yapılanları değil de yapılmayanları sorabildiği zaman gerçeklerle yüzleşir. Daha doğrusu bu yüzleşmeye hazır olanlar "Neden yapılmadı?" demeye cesaret edebilir.
Karşınızdakinin makam ışığı o zaman parlamaya başlar. Muhatabınız ışığını, yolunuzu aydınlatmak için mi yoksa göz kamaştırarak görüş alanızı daraltmak için mi kullanacak, hemen anlaşılır.
Bir planlama süreci mi beklenen yoksa samimiyetsiz bir gülüşle toparlama çabası mı, işte bu röportajın da başkanın da gidişatını özetler.
Gazeteci de maalesef "Çökecek!" dediği köprü çökünce, "Öldürecek!" diye yazdığı elektrik kaçağı öldürünce alkışlanır, ödül alır.
Neredeydi belediye, neredeydi elektrik şirketi şimdiye kadar? Okumadı mı haberi? Yerel gazetelere yalnızca reklam vereceği zaman mı göz atıyor bu makam sahipleri?
Oradaki vatandaşlar Akkaş'a, "Taşlar ısınıyor, yağmur yağınca duman çıkıyor. Elektrik çarpıyor. Geçenlerde bir köpek öldü!" diye isyan ettiğinde neredelerdi?
Neden gerekli tamir yapılıp denetlenmedi? Şimdi bu ihmalde payı olan makam temsilcileri nerede? Amirler, memurlar, denetleyiciler nerede? Suç kimin, kimlerin?
İki masum canın, insanları yolda yürümeye korkacak hale getirmenin sorumluları kim? Elbette sürecin takipçisi olacağız.
Ve şüphesiz kentten doğru haberleri alabilmek için sokak sokak gezen gazetecilere, iyi habere, kamu adına denetim yapan yerel basına sahip çıkacağız.
Hepimizin başı sağolsun.