8 yıl oldu bile, zaman su gibi akıp geçiyor. Sonumuz belli, işte o son an gelmeden hayatın tadını almak, yaşamak gerekir. 5 Kasım 2013'de kaybettik Tatlı Mustafa'yı. Lakabı gibi kendisi de çok tatlı o...
8 yıl oldu bile, zaman su gibi akıp geçiyor. Sonumuz belli, işte o son an gelmeden hayatın tadını almak, yaşamak gerekir. 5 Kasım 2013'de kaybettik Tatlı Mustafa'yı. Lakabı gibi kendisi de çok tatlı olan Mustafa Küçükoğullarından hocamızı. Esprili, ön sezgisi çok yüksek, insan sarrafı da olan bir futbol bilgesi ve de Yeşilova'nın her şeyi idi. Yüzlerce futbolcu yetiştirdi, üst liglere gönderdi, ekmek kapısı açtı. Milli takımlarımıza sporcu kazandırdı. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur'un onayı ve imzasıyla ömrünü geçirdiği 2816 sokağa Mustafa Küçükoğullarından Sokağı adı verilmişti, sıra geldi açılışa. Hayırlı uğurlu olsun, teşekkürler, ahde vefa adına.
TATLI MUSTAFA SOKAĞI
Açılış töreni bugün, saat 13.30'da. Hem Tatlı Mustafa Sokağı'nın hem de Yeşilova Kamp Merkezi'nin açılışını yapacak, Batur Başkan. Yıllarca profesyonel ligde yer alan Yeşilova'da, ağır bir mirası devralan Akın, Metin ve Serkan Küçükoğullarından kardeşlerin alın teriyle bu zorluğun altından kalkacaklarına inanıyorum. Haydi Yeşilovalılar, bu sezon bu iş bitmeli. Gruplarda yabancı takım yok, biz bizeyiz. Çok yatırım yapan, 3 büyük destekli İstanbul takımı bu yıl gruplarda yok. Biz bize yeteriz. İki grupta da mutlaka iki İzmir takımı, bir üst tura yükselecek demek. Harika değil mi, bulunmaz fırsat. Her şey çok tatlı olacak çok, ben inandım siz de inanın. Tatlı Mustafa hocamın aziz hatırasına saygıyla, rahmetle.
CEMİL KOÇ UNUTULMAYACAK
Cemil Koç, emniyet mensubu, özel harekatçıydı. Aynı zaman saha komiserliği yapıyordu. Mütevazi bir şekilde. Zevkle, aşkla, amatör ruhla. Katlettiler görevi başında, şehitlik mertebesine erişti. 24 Mart 2016'da Şırnak'ta vurdular, yiğidimizi. Kaliteli, karakterli bir insandı polisti. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Görev, polis arkadaşlarıyla, saha komiseri sevenleri Cemil Koç için toplandı. Dualar okundu, lokma döküldü, yad edildi. Geçen yıl pandemi nedeniyle yapılamamıştı. Bu yıl maske, mesafe, temizlik kuralları dikkate alınarak Gaziemir'de yapıldı anma günü. Emek verenlerden Allah razı olsun, Allah kabul etsin. Cemil Koç kardeşim seni unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
BIKTIK USANDIK YETER ARTIK
Sıktınız, bıktırdınız, usandırdınız artık. Herkes farkında ama bahane üretenler, açıklarını, eksikliklerini kapatma uğruna ortamı geriyorlar, hem de yıllardır. Varsa yoksa hakem aşağıya, hakem yukarıya. Onlar ne söylerse yayınlanıyor, naklen, canlı, tamamı. Salladıkları hakemler ise konuşamıyor oysa. Adalet arıyorlar, istiyorlar ya. En büyük adaletsizlik değil mi bu. Tek taraflı yaygara, diğeri sus pus. Tamam 18 yıl hakemlik yaptım ama. Eğriye eğri, doğruya doğru. Korkak hakem var, futbolu bilmeyen hakem var, hakemliğe yatkın olmayan torpilli hakem var, kayırılan hakem var o da tamam da. Bunları anlat, aktar, biliyorsan kuralları eğer. Yoksa sizler de susun, tıpkı hakemler gibi. Biraz da güzellikleri görseniz, söyleseniz. Sizin hiç mi hatanız, kusurunuz, yanlışınız yok. Mükemmel insan yok ki siz olasınız.
O GÜZEL ADAMLAR GİTTİ BÖYLE OLDU
Maalesef Süleyman Seba'lar, Metin Oktay'lar, Lefter Küçükandonyadis'ler gittikten sonra böyle oldu. Bunlara kaldık, maalesef. Herhalde bu durumdan çok rahatsız oluyorlardır, öte tarafta. Bir onlara bakın, bir bunlara, şimdikilere. Türk futboluna mal olmuş, efsane olmuş, sesimiz olmuş üç büyüklerimizin sığındıkları limana bakar mısınız? Hakemlere salla gitsin, paçayı kurtar. İnanın taraftarınız bile yemiyor, artık bu hamaset laflarınızı. Biri VAR'a taktı kafayı. Çizgi kalınmış, ince imiş, filan, hikâye. Öteki, hakem zaman eklemedi veya çok uzattı dedi aynı maç için. Skora göre muamele yani. Üçüncüsü durur mu? Biz televizyondan gördük anladık, o anlayamadı. Güzelim maçı kendi ikram etti, bir puana razı oldu. Sonra da 'Biz bu hakemi bir daha istemiyoruz' deyiverdi. Rahatladı, taraftarı kandırdı. O'nda hiç kusur olur mu, hepsi ak kaşık, yoğurdu ekşi olan yok. İnadına iki hafta sonra bir daha vereceksin Meler'i, MHK'den cesaret bekliyorum.
KARŞILIKLI KONUŞSUNLAR
Hakemlerin avukatı, basın sözcüsü, yalakası değilim. Ne dernekle ne de camia ile resmi hiçbir bağlantım yok. Ama bu kadarı da olmaz. Bir dur demek gerek. Ceza ile yedek kulübesinden uzaklaştırıp tribüne yollamak da çözüm değil. Bir salona toplayacaksın o teknik adamlarla o maçların hakemlerini kozlarını paylasınlar. Medeni insanlar gibi. Kurtlarını döksünler. Maçı biz de izledik işte her şey meydanda. Halil Umut Meler aslanlar gibi maç yönetti, helal olsun. 'Hakem ufak tefek hatalara rağmen iyiydi' asla demeyeceğine göre. Öyle bir bakış açınız, alışkanlığınız, empatiniz de yok zaten. 'Bu hakemi istemiyoruz' diyeceğine 'Fenerbahçe kalecisi Altay Bayındır'ı geçemedik ne güzel işler yaptı, kalesinde devleşti, maçın 1 numarası oldu' desen, ölür müsün, insanlık namına.
GÜZEL İZ BIRAKIN
Biri desen sahasında hala büyüyü, büyücüyü arıyor. Hem de bu çağda, yazık çok yazık. Öbürü 'Galatasaray maçına ilk kez çıkanı bize niye veriyorlar ki' diyor. Mutlaka bir kulp bulacak. GS'nin maçına ilk kez çıkanı vermemek için, sık sık GS maçına çıkanı vermek demek. O zaman da 'Hep aynı isimler' niye veriliyor der, geçer. Her şeyin bir ilki vardır. Neymiş hakem zaman geçirmiş, eklememiş. Bahaneye bak bahaneye. Kendi futbolcun eli belinde koşmuyor bile, beyni durmuş sanki. Ona laf yok, yabancı ya muhtaç ya o kadar da para verdiler. İnadına oynatmak gerek, mecburlar. Hatasına rağmen. Bizimki hata yapsa, sözleşmesi feshedilir anında. Oysa hakeme sallaması kolay. Arkasında ne dernek TFFHGD, ne federasyon TFF, ne de MHK var.
KAHRAMAN KİME DENİR?
Volkan Bayarslan da kendisinden benim de ummadığım şekilde, harika maç yönetti. Hatası vardı kabul ediyorum, olacak o kadar. Kasıt yok, kasıt. Bundan iyisi Şam'da kayısı. 'Çok biliyorsan al düdüğü sen çık yönet maçı' diyesim geliyorum avaz avaz haykırarak. 'Hakem iyi yönetti' desen. Bırak bilmem kaç yıllık geçmişini, yılda bir defa olsun desen ölür müsün? Bu ne ego böyle, bitmek, geçmek, doymak bilmiyor. Hakeme kem söz söyleyince kahraman olunan dönemler bitti. Zaten seyirci yok tribünde. Ekrandan daha iyi görüyorlar her şeyi. Naklen, çıplak gözle. Kendini değil işini iyi yapanı yüceltirsen, işte o zaman başımızın tacısın, kahraman olursun. Üç büyüksen, sen çok iyi olmalısın ki, hakemlerden medet ummazsın, topunla onları da yenersin, hatanın VAR'ın ardına sığınmazsın. Gerisi de teferruat, sizler de geçip gideceksiniz, güzel iz bırakın bari.