Son aylarda geçim sıkıntısının artması,     kiralık konut fiyatlarını azami artış göstermesi, maaşların çok düşük olması, satın alınacak ev fiyatlarının uçması ile başlayan ekonomik problemler.

konusunda çok mesai ve enerji harcıyoruz ama bugünün çocukları yarının yetişkinleri olacak ve gerçekten bugünkü çocukların her anlamda ciddi tehdit altında olduklarını görüyoruz…

       Bebek çocuklarımız, tecavüzden, tacizden tutunda hem fiziki hem de psikolojik şiddet altında eziliyorlar. Vicdansızlar tarafından bağımlılığın pençesine düşürüyorlar. İşte hem devlet hem de sivil toplum örgütleri bunun önüne geçemezse yarının yetişkinleri de intihar eden, cinayet işleyen ve kendi çocuklarına kötü davranan bireyler olarak ortaya çıkacaklardır…

       Çocuk ve gençliğin gelişimi ve büyümesi son derece önemlidir. Bende Yeşilay Cemiyeti İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olmam dolaysıyla çocuklarımız ve gençlerimizle yakından ilgileniyorum. Yeşilay Cemiyeti Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı Hocamız, ilçe ilçe kaymakamlarımızı ziyaret ediyor. Kaymakamlık ve ilçe emniyet müdürleri ile birlikte muhtarlarımızla bağımlılıkla mücadele konusunda konferanslar verip bilgilendirmelerde bulunuyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız bizim için çok kıymetlidir… Çocuklarımızın ciddi ihmallerine karşı, Prof. Dr. Takımcı, korunmalarını istemektedir…

       Gazeteci ve köşe yazarı olarak, siyaset üzerine yazacak çok konu var.  Ancak son yıllarda, bağımlılıkların arttığını ve gözlerimiz önünde bir çocuk ölümü ya da bağımlık içerisinde olması ve kullandığı maddenin etkisiyle çevresine verdiği her türlü zararı gördüğümüzde çok üzülüyorum. İşte Yeşilay Cemiyeti Şube Başkanı Prof. Dr. Dilek Takımcı da bu çocuklarımızı ve gençlerimizi, bağımlılık alışkanlıklarından kurtarmak için çalıyor…

       Köşe Yazarı olarak bizim ülkemizde siyasi entrikaları, dedikoduları, yazdın mı, paparazzi haberleri yazdın mı, yazıların okunma rekoru kırıyorsunuz. Sağlık, ölüm, intihar yazdın mı başlığı gören tıklayıp açmıyor. Kadına şiddetten kaynaklanan intihar, kadın cinayetlerinin gün geçmiyor ki bir kadın eski eşi veya sevgilisi tarafından öldürülmesin! 

       Olaylar çok boyutlu ve yalnızca bir pencereden bakmak mümkün değil. Yanlış yapılan evlilikler, yanlış eş seçimleri, aile baskıları, bağımlı eşler, aldatmalar bir aileyi bir anda cinayet ya da bir türlü sona getiriyor…

       Kadına şiddetleri ve kadın cinayetlerini önlemek için kanunların daha çok ağırlaştırılması gerekiyor. Uyuşturucu satanlar, taciz ve tecavüzlerin de önlenmesi için aynı şekilde yine Kanunların ağırlaştırılması ve ömür boyu hapishanelerden çıkamayacağı cezaların verilmesi gerekiyor…

       Ülkemizde tükenmek bilmeyen bir işsizlik bir de iş beğenmemezlik sorunu var. Bir yanda işçi arayan sanayici ve iş insanları bir yanda işsizlik var. Sonuç ise İş ve İşçi Bulma Kurumu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı şu an enerjisini buna harcıyor. Olumlu işler çıkarıyor ama karşımıza çıkan parçalanmış aileler, dağılan aileler, kötü giden evlilikler, şiddet gören kadınlar değil yalnızca şiddet gören çocukların sayısı da hiç de az görünmüyor…

       Yalnız parçalanmış ailelerin çocukları mı kötü alışkanlıklarda bulunuyor? Tabi ki hayır ama yapılan araştırmalarda parçalanmış ailelerin çocuklarında daha çok görülüyor. Bağımlılık, başka suçlara bulaşanlar çoğunlukta görülüyor. Adalet Bakanlığı, çıkaracağı bir kanunla cezaevlerinin yan gelip yatma yeri olmaması ve Cezaevlerinin birer fabrika gibi çalışması ve mahkûmlarda oralarda çalıştırılıp hem iş öğrenmesi hem de az da olsa bir para kazanmalarını sağlamalıdır. Bu zaten yapılıyor ama yetersiz kalıyor sanıyorum…