Tüm dünyayı etkisi altına alan, hayatımızı baştan aşağıya değiştiren korona virüs süreci evden dışarıya çıkabilmeyi, markete, sahile, kafeye gidebilmenin ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi hepimize....
Tüm dünyayı etkisi altına alan, hayatımızı baştan aşağıya değiştiren korona virüs süreci evden dışarıya çıkabilmeyi, markete, sahile, kafeye gidebilmenin ne kadar kıymetli olduğunu gösterdi hepimize. Yüzümüzde maskeyle sıcak havada yürürken birbirimize yaklaşmayı, tokalaşmayı, sarılmayı, karşılıklı birer kahve içmeyi ne kadar özlediğimizi fark ettik.
Tüm bu sürecin büyük bölümü büyük şehirlerde hafta sonu karantinasıyla geçti. Balkonu olanlar sokakları balkonundan izlerken, balkonsuz evlerde temiz hava almak için pencerelere yaklaşıp güneşin, temiz havanın tadını çıkarmaya çalıştık.
Yeni normale geçiş sürecinde özlediğimiz sokaklara yavaş yavaş dönmeye başlarken yaşadığımız kentin yerel yönetimlerinin korona virüs karnesini de çıkarma zamanı geldi bence. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri korona virüs döneminde sosyal yardımlara ağırlık verdi.
Birçok kişinin işsiz kaldığı, birçoğunun da ücretsiz izne gönderilip asgari ücretin altında geçinmeye zorlandığı virüs dönemi yaşama tutunabilme mücadelesi yaşattı hepimize. Yerel yönetimlerin askıda fatura projesi, gıda ve erzak kolisi yardımları, vatandaşın birbirine destek olma çabası derken sosyal değerlerin kıymetini anladık hep birlikte.
Genel olarak bakıldığında dayanışma ruhunu yeniden hatırlamak toplumsal moral için önemli. Herkes elinden gelebildiği kadarıyla birbirine destek oldu. Yine de ülkenin, ekonominin hali perişan. Hele ki tek maaşla geçinmeye çalışanlar, çocuğunun, ailesinin ihtiyaçlarını gidermeye çalışanların ne zorluklarla karşı karşıya olduğunu ancak yaşayan bilir.
ASFALT SEFERBERLİĞİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi korona günlerinde yol yenileme ve bakım çalışmalarına hız verdi. Büyükşehir ekipleri bu süreçte yaklaşık 418 bin ton asfalt ve 200 bin metrekare parke kaplama malzemesi kullanarak kentin yollarını yeniledi.. 1 Mart - 19 Mayıs arasında İZBETON Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından İzmir genelinde 200 bin metrekarelik alan parkeyle kaplandı ve 418 bin ton asfalt döküldü.
Altınyol, Akçay Caddesi ve Yeşildere gibi ana arterlerde yapılan asfalt çalışmaları takdire şayan. Zira, İzmir’de özellikle araç kullananların en büyük derdi köstebek tarlasına dönen yollar. Biçimsiz kasisler, silinmiş yol çizgileri, delik deşik asfalt yollar, kurumlar arası koordinasyonsuzluk nedeniyle kazılıp bırakılan cadde ve sokaklar İzmir’in bana göre en büyük problemleri arasında.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ana arterlerde yaptığı çalışmaların ardından şimdi de yeni bir seferberlik ilan edip ara sokakları girmesini bekliyorum. İzmir’in dört bir yanında bir tane sağlam asfalta, kaldırıma sahip sokağı yok. Her yer toz bulutu içerisinde.
Her delik-deşik yoldan geçtiğimde aklıma gelen soruyu bir kez daha sormak istiyorum: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gücü elinde bulunduran, yetki ve sorumluluğu olan bürokratlar evlerinden işe giderken hiç mi kötü yollardan geçmiyorlar? İzmir’in yol ve kaldırım sorununu fark etmeden işe gidebileceklerini sanmıyorum. Darısı sahil kesimi ve en merkezi noktalar dışında kalan mahallelere diyerek sözlerimi noktalayayım.