Basra Körfezi’nin iki büyük ülkesi; İran ve Suudi Arabistan arasındaki çatışmanın seyrinin 10 Mart 2023 tarihinde iki ülkenin diplomatik ilişkilerini yeniden kurma kararını almalarıyla birlikte farklı...
Basra Körfezi’nin iki büyük ülkesi; İran ve Suudi Arabistan arasındaki çatışmanın seyrinin 10 Mart 2023 tarihinde iki ülkenin diplomatik ilişkilerini yeniden kurma kararını almalarıyla birlikte farklı bir evreye girdiği söylenebilir. Yapılan anlaşma, Çin’in arabuluculuğuyla Pekin’de imzalandı. Yakın tarihe baktığımızda söz konusu antlaşmayı, Orta Doğu’daki geleneksel Amerikan etkisinin Çin tarafından kırıldığının da bir işareti olarak yorumlamak mümkün.
Suudi-İran arasındaki çatışmaya kısaca değinmek gerekirse; jeopolitik merkezli bir Sünni-Şii mezhep karşıtlığı çatışmanın özünü oluşturuyor diyebiliriz. Mekke ve Medine’nin Suudi toprakları olması nedeniyle Sünni İslam dünyasının merkezi sayılan Suudi Arabistan ile tarihsel olarak Şiiliğin merkezi olan İran arasındaki çatışma, 1979 yılında İran’da gerçekleşen İslam Devrimiyle pekişir. Devrimle birlikte laik siyasi anlayışı benimseyen Şah Pehlevi’nin devrilmesi sonrası giderek radikalleşen Tahran yönetimiyle birlikte İran ve Suudi Arabistan, Orta Doğu’daki dini gruplar aracılığıyla karşılıklı nüfuz mücadelesi vermeye başlarlar. Lübnan bu nüfuz mücadelesinin en somut örneklerinden biridir. İran, Lübnan’da Şii Hizbullah’ı desteklerken Suudiler Sünni partileri desteklemişlerdir.
İki ülkenin diplomatik ilişkilerinin kopması ise 2016 yılında Suudi Arabistan’da Şii mezhebinden olan Şeyh Nimr el-Nimr’ın idamının ardından Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçiliği’nin basılması karşısında Riyad, Tahran’la olan diplomatik ilişkilerini durdurmasıyla başlamıştır. Hatırlatmakta fayda var; Şeyh Nemr el-Nimr, 2011 Tunus Devriminin Arap Baharı olarak bölgeye yayılması ve 2011-2012 yıllarında Suudi Arabistan’daki yansıması olan sokak protestolarının önemli liderlerindendir.
Riyad ve Tahran arasındaki gerilime bağlı olarak Suudi ve İran’ın nüfuz mücadelesi, bölgedeki diğer ülkelere - Irak, Lübnan, Suriye, Yemen- etki etmeye başlamıştır. Öyle ki; Yemen’deki iç savaş bu iki ülkenin çatışmasının merkezi haline gelmiştir. Şii ve Sünni nüfusun oluşturduğu demografik yapıdaki Yemen’de Şiilerin desteklediği Husi Hareketi, etkisini arttırırken 2015 yılında Suudi Arabistan, Yemen sınırında güçlenen Şii etkisine paralel olarak Riyad’a sadık ülkelerin merkezi hükümetlerini desteklemek için askeri müdahale başlatır. Bu süreçte İran, Husi Hareketine desteğini askeri yardım olarak arttırmaktadır. 2019 yılında da devam eden Yemen’deki çatışmalar sırasında iki Suudi rafinerisinin zarar görmesi ve petrol üretiminin bir süre önemli ölçüde düşmesi, İran-Suudi çatışmasının Yemen merkezli önemli somut olaylarından biridir.
Devam edecek…