Süper Lig’de sezonun ikinci yarısına fırtına gibi başlayan Göztepe, son haftalarda aldığı mağlubiyetlerin ardından tekrra düşme potasına yaklaştı. Pazartesi günü oynanacak Galatasaray maçı bu anlamda...
Süper Lig’de sezonun ikinci yarısına fırtına gibi başlayan Göztepe, son haftalarda aldığı mağlubiyetlerin ardından tekrra düşme potasına yaklaştı. Pazartesi günü oynanacak Galatasaray maçı bu anlamda çok önemli. Bu sezon gelinen noktada Galatasaray’ın bulunduğu konum suni görünse de taraftarı nezdinde umut vermeyen oyunu devam ettiği sürece Göztepe’nin direkt rakibi olarak daha da önemli hale geliyor. Gürsel Aksel Stadı’nda yaratılan müthiş atmosfer, Göztepe’nin fazladan bir oyuncuyla oynuyormuş hissini yaratıyor. Bu yüzden iki sarı kırmızılı ekibin karşı karşıya geleceği müsabakada İzmir’in takımının kazanması, hesapları ciddi anlamda değiştirecektir. Oyuncu grubunun yakaladığı kazanma duygusunu yitirmemesi de bu anlamda çok kıymetli olacaktır. Yine de, Nestor El Maestro’da sanırım sadece benim sezdiğim heyecan düşüklüğü maçı tehlikeye atan en büyük etken. Sakat oyuncular olsa da, Göztepe formasını giyen her futbolcu, stadyumda kendisini tek bir ağızdan destekleyen yaklaşık 20 bin kişinin tezahüratlarıyla sonuna dek mücadeleyi sürdürecektir. Üçlü defans sisteminin oturmasından sonra ligin ilk devresine göre çok daha az gol yemeyi başaran sarı kırmızılılar, hücumda kazandığı fırsatları skora çevirme konusunda daha çok çalışmalı. Özellikle İzmir’de oynanan maçlara baktığımızda, Göztepe yüksek gol beklentisine sahip ancak bu fırsatları değerlendiremeyen bir takım olarak göze çarpıyor. Jahovic’in de tam form tutmuşken sakatlanması son maçlara sirayet eden bir olumsuzluk oldu. Sarı kırmızı derbide gülen tarafın daha çok mücadele eden takım olacağını düşünüyorum. Bu yüzden Göztepeli oyunculardan en büyük beklentim, taraftarın önünde onlara bu galibiyeti yaşayacak mücadeleyi sahaya yansıtmalarıdır.
KALİTE DÜŞTÜ
Süper Lig’in yayın ihalesi maalesef sonuçlanamadı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun beklediği ücret teklifler arasında yoktu. Bu olumsuzluğun yanında ders alınması gereken bazı sonuçlar da mevcut... Avrupa kupalarında son bir kaç yıldır varlık gösteremiyor oluşumuz, yabancı kuralı, ekonomik buhranlar derken ligimizin kalitesi giderek düşüyor. İşbu nedenle yayın ihalesi zora girdi. Kulüpler sezon sonu alacakları ücretin artacağını umarken belki de düşüşle karşılaşacak.
SÜPER LİG TV
“Süper Lig TV kurulsun” önerisi konuşulmaya başlandı. Kulüpler kendi dekoderlerini satma yoluna gidebilir. TFF Başkanı Nihat Özdemir, böyle bir proje olması durumunda yine kazananın kulüpler olacağını bildirmiş. Futbol sadece taraftarlıktan ibaret değil, bunu anlamayan bir federasyon başkanımız var... Bir ilçe takımı olan ve ligde başarılı konumda bulunan, oyuncu satışıyla ciddi gelir elde eden, futbolun doğrularının çokça yapıldığı bir kulüp olan Alanyaspor’u ele alalım. 330 bin kişi yaşıyor Alanya’da resmi verilere göre... Ligi ilk dörtte bitirse alacağı milyonları bırakıp dekoder satmaya mı çalışacak kulüp yönetimi. Yani federasyonumuz başarısız olduğunu, ligin kalitesini düşürdüğünü kabul etmeyecek mi?