Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada...
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Büyük şair Orhan Veli Kanık'ın bu dizeleri geldi aklıma yazıya başlamaya niyetlenirken. Eylül'ü devirdik, Ekim'e mütecaviz günlerdeyiz, havalar yazdan kalma... İşte böyle güzel bir günde oturup İzmir takımlarını düşünürken gelinen durumun bu güzel havalardan olup olmadığını düşündüm. Göztepe alt liglerdeyken takıma transfer edilen futbolcuların Yalı'daki kafelerin müdavimi olduğu, saatlerce nargile içtiği rivayet olunurdu. Kendi gözlerimle görmedim, biz kim, Yalı'daki kafelere oturmak kim... Pendikspor'a karşı kötü bir mağlubiyet alan Göztepe'de teknik sorumlu Şakir Özkayımoğlu maç sonu açıklamalarına, "Kötü bir günümüzdeydik" sözleriyle başlamış. Yoo, havalar güzeldi, İzmir güzeldi, İstanbul güzeldi... Başarısızlığınızı sesini çıkartamayacak olan 'gün'e yüklemeyin, ciddiye alan olur alimallah... Çarşamba'nın gelişi Gerze'den belli olur hesabı, Pendik deplasmanının puansız geçeceği maalesef belliydi. Sinop'un bir günahı yok burada tabii fakat neredeyse 2 hafta süren milli arada takımın başına bir teknik direktör getirilememesi, gelenin de 'tam anlamıyla' teknik direktör olmaması derken 8 puanda kalan bir takım var ortada. Sahada oynanan futbolu konuşmak için oyuncuların kim olduğuna da bakmak gerek. Konsol oyunlarında bile bu takımı kursanız uyumluluk hatası alırsınız. Tecrübeli diye getirilenlerin geçmişini konuşmaya lüzum yok, gol atma becerisini hayatı boyunca gösteremeyen futbolcuların takıma forvet diye alınması çok komik, orta saha oyuncuları çoğu kez zaten ortada yok. Özkayımoğlu aynı zamanda bu hafta bay geçecek olmalarını avantaja çevireceklerini söyledi. Maç ritmi, maç temposu, birlikte oynama alışkanlığı denen şeyler sayesinde takım olunur, antrenman yaparak değil... Her şeye rağmen maçlara gelerek müthiş bir atmosfer yaratan taraftarın takımı ittirmeye devam etmesi gerek. Sonuçlardan bağımsız bir şekilde tüm seyircinin Gürsel Aksel'de olmasına İzmir'in de ihtiyacı var.
Lige kötü başlayan, transfer yapamayan, mali anlamda çok zor günler geçiren Altay öyle bir top oynuyor ki, siyah-beyaz güneşler doğuyor. Eyüpspor ligin en dişli, en değerli, en önemli takımı olsa da Altay puan çıkarmasını bildi. Takımda sakat oyuncularla birlikte 16 as oyuncu çıkartılamıyor belki ama önemli olanın mücadele olduğunu göstere göstere anlatıyor. Daha Deniz Kadah iyileşse... Bu mücadeleye, bu inanmışlığa değer katacak olan taraftar ancak nedense tribünler doldurulamıyor. Sezon başı az seyirci olmasını anlarım ama takım dirayetini gösterdi, yönetim çabasını gösterdi yani artık en büyük iş taraftara düşüyor. Buradan çağrım olsun, haydi bir sonraki iç saha maçında tüm stad dolsun, bu şehrin, bu takımın size ihtiyacı var.