Ülkemizde hiçbir yaptırımı ve bugüne kadar faydası olmayan bir kurum bence Korona Virüs Bilim Kurulu. Her gün yaklaşık bir uçak dolusu insan kaybettiğimiz virüsle mücadelede, ne yaptıklarını, ne söyle...
Ülkemizde hiçbir yaptırımı ve bugüne kadar faydası olmayan bir kurum bence Korona Virüs Bilim Kurulu. Her gün yaklaşık bir uçak dolusu insan kaybettiğimiz virüsle mücadelede, ne yaptıklarını, ne söylediklerini anlayamadığımız sürekli yakınan, sanki bu ülkeyi yönetenlere endeksli açıklamalar yapan insanlardan oluşan sandalye topluluğu. Yapılan açıklama şu; aşıda yeni döneme girdik. Rakamlara göre 12 milyon vatandaşımız birinci doz aşıyı oldu. Ha bu arada eklemeden yapamayacağım henüz birinci doz vurulmayan çok sayıda öğretmenimiz mevcut. Hani mart ayında aşılamaları bitecek olan eğitim neferlerimiz. Yüz yüze eğitimin başladığı bu süreçte Türkiye genelinde 15 Şubat- 4 Nisan arasındaki 48 günde 16 öğretmen korona virüsü nedeniyle öldü. Söz konusu vaka tespit tablosuna göre, bu dönemde toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2 bin 558, öğrenci sayısı 3 bin 379, hizmetli - memur personel sayısı 246 olarak kayıtlara geçti. Daha öğretmenlerini aşılamayı beceremeyen bakanlık futbolcuların aşılanmasını gündeme getirince dananın kuyruğu koptu. Bence de kopması gerekiyordu. Siz kalkmış ‘Aşı da yeni döneme giriyoruz’ diyorsunuz. Birçok ülkeye aşı bağışı yapıyorsunuz. O aşılara ihtiyacı olan insanlar vardı. Gerçekten sizlere kızamıyorum. Müslüman olan ülkemizde 27 tane firmanın ürettiği maske sorunlu ve tehlikeli. Göz göre göre vatandaşını ölümün kucağına atanlar var üç kuruş uğruna. Naçizane önerim; bu maskeleri üreten firma yöneticileri ölüme teşebbüsten yargılanmalı. Yaptıklarının suya zehir karıştırmak, toplu katliam ve bombalama eylemlerinden ne farkı var sorarım sizlere. Bu maske vurguncuları kasten adam öldürmeye teşebbüs” ile yargılanmalı.
SAĞLIK ÇALIŞANLARI
Sağlık çalışanlarının durumuna gelince. Oldukça vahim, neredeyse tamamı psikolojik sorunlar yaşıyorlar, çökmüşler. Vatandaş küçük bir konuşmayı bile büyütüp olmayacak kavgalar çıkarıyor. Hala sağlıkçılara şiddet haberleri geliyor. Acillerin durumu ise daha da vahim. Soluklanmadan hayat kurtarmak için çabalıyorlar. Diğer taraftan ekonomi ağır basıyor, bir tam kapanma hamlesi ne götürür ne getirir maddi, manevi ve siyasi yönden hesaplanamıyor ya da risk alınamıyor. Yılbaşlarında indirim yapılan gıda ve giyecek maddeleri mübarek Ramazan’da aldı başını gidiyor. Uzaya giderken patates soğan dağıtmaya döndük. Kırmızı biber 30, dolmalık biber 13, domates 9 ve salatalık 8 liradan işlem görüyor. İşlem görüyor sözünü kasıtlı kullandım. Çünkü gariban için bu paralar altın gibi kıymetli. Pazarlarda akşam saatlerinde toplanmaya yakın çürük ve Nasrettin Hoca misali orası değmiş burası değmemiş diye gıda maddeleri toplayanların sayısı ise had safhaya ulaştı. Ramazan ayı vurguncularını bu mübarek günlerde Allah’a havale ediyorum. Garibana, dar gelirliye ve kıt kanaat geçinenlere ise Allah sabır versin. Sektörler art ardına topu atarken hükümet kabine değişiklikleri ile gündem çalıyor. Bakan değişikliklerinin faydasını Sayın Berat Albayrak döneminde gördüğümüz kanaatindeyim! Bakalım yeni bakanlar taze kan mı olacak yoksa ekonomistler ve sosyologlar tarafından mali ve sosyal bunalım yaşadığı öne sürülen güzel ülkem de az da olsa bir şeyler değişecek mi?
EZCÜMLE: Allah’a şükür ki bu ayda yardımlar bir lokma yiyecek ekmeği olmayanlara umut oluyor. Gelin sizler de bir kimsesizin, bir yoksulun karnını doyurmak için çaba sarfedin. Bütün çocuklarımızın 23 NİSAN Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun…