Cittaslow, 1999 yılında İtalya’da kurulmuş uluslararası bir belediyeler birliği. İtalyanca Citta (şehir ) ve İngilizce “slow ( yavaş ) “ sözcüklerinin birleşmesi ile türetilen “ Cittaslow, ” Sakin Şeh...
Cittaslow, 1999 yılında İtalya’da kurulmuş uluslararası bir belediyeler birliği. İtalyanca Citta (şehir ) ve İngilizce “slow ( yavaş ) “ sözcüklerinin birleşmesi ile türetilen “ Cittaslow, ” Sakin Şehir” anlamında kullanılıyor. Sakinliği seçmiş, huzur dolu beldelerin arasına Türkiye’den ilk katılan da bizim şirin ilçemiz Seferihisar
Seferihisar’da M. Ö 7,-5 yüzyıllar arasında Lidyalılar, İranlılar, Atinalılar ve Ispartalılar hüküm sürmüş. Daha sonra bölgeye İranlılar, Bergama Krallığı, Makedonyalılar, Eski Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslılar egemen olmuş. Seferihisar 1084 yılında Selçuklu Komutanı Emir Çakabey tarafından alınmış. Daha sonra da Sultan Mesut tarafından Selçuklu topraklarına katılmış.
ATATÜRK VE SEFERİHİSAR
Seferihisar pek çok önemli özelliği taşıyan özel bir ilçe. Bunlardan biri de 1934 yılında Mustfa Kemal Atatürk’ün ilçe merkezini ve Sığacık’ı ziyaret etmesi. İzmir’in otuz ilçesinden biri. Türkiye’nin de ilk Cittaslow (Sakin şehir) ilçesi.
Cittaslow, 1999 yılında İtalya’da kurulmuş uluslararası bir belediyeler birliği. İtalyanca Citta (şehir ) ve ingilizce “slow ( yavaş ) “ sözcüklerinin birleşmesi ile türetilen “ Cittaslow, ” Sakin Şehir” anlamında kullanılıyor.
Şu an İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer bundan önce Seferihisar Belediye başkanı idi. İlçeye çok ivme kazandırıldı. Kentlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimarisine, geleneklerine, göreneklerine, zanaatlarına, esnafına sahip çıkması ve desteklemesi birliğin esas kriterlerini oluşturuyor.
SEFERİHİSAR VE BEN
Seferihisar’a ilk üniversite yıllarımda gittim. 1980’lerin başı. Sınıf olarak arkadaşlarla bir gün denize gidelim demiştik. O arada da Akarca’da yazlığı olan arkadaşımızın anlattıklarını yerinde görmek için gittik. Gittik gitmesine ama yarımızdan çoğu ayağımızı bile o muhteşem berrak denizine sokamadan geldik. Adeta büyülenmiş bir şekilde denizi seyrediyorduk. Ben bir ara cesaretlendim. Deniz beni davetliyordu adeta. Ancak belime kadar girdiğim Akarca Plajı’ndan dişlerim birbirine çarparak çıkmıştım. Bir deniz suyunun ne kadar soğuk olabileceğini artık öğrenmiştim. Resmen erimiş buz suları gibiydi.
EVİMİZİ ALDIK
Çoçuklarımızın tarla ile bahçe ile buluşmasını çok isterdi rahmetli babam. Börtü böceği bilmesini… Biraz toprağı tanımasını. Köy Enstitüsü mezunuydu zaten babam. O hep öğretirdi her şeyi. Bir ev aldık Seferihisar’da. Bahçeli küçük bir ev. Oksijenin, hava akımının en iyi olduğu burada çok güzel yıllar geçirdik. Hep rüzgarlı, hep serin. Çilekler ekti babam çocuklarımla. Ailede toplaşırdık her hafta sonu. Kuzenler, kardeşler hep bir arada. Ağaçlar dikildi. Meyveleri yenildi bu muhteşem manzarası ve güzellikleri ile dopdolu olan bu cennetten bir köşede. Seferihisar keşfedildikten sonra pek çok kişinin tercih sebebi oldu. Harika ve soğuk bir denize sahip. İnsan denize girdiğini anlıyor. Seferihisar’daki değişimler ulusal ve uluslararası medyada, basında platformlarda büyük ilgi görüyor.
HER SENE MUTLAK GİDERİZ
Seferihisar’a da bir kez giden hep gitmek istiyor galiba. Bölgenin korunmuşluğu, tarihi ve doğal güzellikleri, mavi bayraklı denizleri, plajları , insanlarının güzelliği ile mutlak gidilmesi gereken bir ilçemiz. Birbirinden özel ve güzel tesisler barındıran Seferihisar turizmde de ciddi bir tere sahip.
AKARCA’DA
Hafta içi Akarca’ya gidelim dedik. Hem de dost ziyaretimizi yapalım. Yaptık da. İzmirliler sıcaktan kapının önüne çıkamaz, sokakta yürüyemezken biz Akarca’da püfür püfür esen rüzgarla birlikteydik. Rüzgarın güzelliği mi olur evet olurmuş. Nasıl rahatlatıcı, serinletici. Denize girmek için sahilde bir süre bekledim. O cesareti topladım ve girdim. Çok uzun zamandır denizde bu kadar kalmamış ve böyle bir keyfi yaşamamıştım. Çıkmak istemedik hiç birimiz. Güneş olanca güzelliği ile üstümüzde su ise insana kendini getirtecek kadar serin. Cam gibi deniz. Mavi sularının rüzgar ile dansı ve pırıl pırıl muhteşem bir şölen. İyi ki gelmişiz dediğimiz yine hiç unutamadığımız harika bir güne Akarca’da imza attık. Mütevazı yapısı, fiyatlarının uygunluğu, hizmetin kalitesi ve lezzetlerin bütünleştiği bir gün. Bazen diyorum ki, bu bakir yerler bilinmemeli. Korumak kollamak için. Bir Bodrum, bir Alaçatı olmaması için. Nüfusu artmamalı o kadar. Hizmet kalitesi ve doğasının korunması, güzelliklerinin geleceğe taşınması için. Eee serde de gezmek, görmek ve gezdirmek var. Böyle olunca dayanamayıp bu güzellikleri herkes yaşasın istiyorum. Ama koruyarak, kollayarak. Seferihisar’da muhteşem plajlar, koylar bulunuyor. Bunlardan başlıcaları;
Sığacık Koyları,
Ekmeksiz Plajı
Sığacık Akkum Plajı
Akarca Plajı
Pek çok halk plajı ve özel plajlara sahip olan Seferihisar’da akşam saatlerinde harika vakit geçiriliyor. Marinası, şehir merkezi, kafe ve resturantları, akşam pazarı ile mutlak gidilecek yerlerden olmalı. Cennetten bir köşe olan İzmir’in sahil ilçelerinden Seferihisar’a gitmeyenler için özel bir tavsiyemdir. Burayı mutlaka görmeli ve yaşamalısınız. Sözcüklere sığmayan güzellik ve özellikleri ile büyüleneceksiniz. Bir tatilciyi en iyi ağırlayan ilçelerimizden…
Sağlıkla, sevgiyle kalın..
İlçe merkezine 5-10 km.uzaklıkta olan bu plajlar tatil için, deniz için en uygun en güzel yerlerimizden.