Elektrik faturaları cepleri ve vatandaşları zor durumda bırakırken, Enerji Bakanlığı, “Kuraklık ve ithal edilen doğalgaz ile elektrik santralleri çalıştırıp elektrik üretiyoruz” diyor…
Gündüz gözüyle...
Elektrik faturaları cepleri ve vatandaşları zor durumda bırakırken, Enerji Bakanlığı, “Kuraklık ve ithal edilen doğalgaz ile elektrik santralleri çalıştırıp elektrik üretiyoruz” diyor…
Gündüz gözüyle güneşin ve gün ışığının altında yanan sokak lambaları, caddelerde bir dizi aydınlatma elektrik direklerinde yanan lambalar ise vatandaşı isyan ettiriyor. Gündüz gözüyle yanan sokak lambalarının parası kimin cebinden çıkıyor? Bunun paralarını kim ödüyor? Bir yandan kuraklık var, ithal edilen doğalgaz ile Elektrik santrallerini çalıştırıp elektrik üretiyoruz. Diğer yandan gündüz gün ışığında onlarca sokak, cadde, bulvarlarda aydınlatma elektrik direklerinde yanan lambaları yakma hovardalığından vazgeçemiyoruz…
Gündüz yanan sokak lambalarının yanması elektrik dağıtım şirketlerinin umurunda mı? Nasıl olsa “kayıp-kaçak” adı altında bu fazla yanan elektriklerin, hatta bazı uyanıkların “kaçak” olarak kullandığı elektriklerin paralarını namuslu vatandaşlardan tahsil etmesini biliyor. Uyanıkların kaçak olarak kullandığı elektriğin, gündüz yanan onlarca sokak lambalarının elektrik şirketlerinden kullanım olarak çıkan elektriğin parasını namuslu ve devletine sadık vatandaş neden cebinden ödesin? Son gelen elektrik faturalarıyla vatandaşın, esnafın beli büküldü. Asgari ücretli aldığı ücretin yarısını elektrik faturalarına yatırdı. Ev kirası, yol parası, yemek içmek, evde kullanılan su parası nasıl ödenecek? Emekli, çevresinden borç para dilenmeye başladı…
Devlet, aşırı yükselen elektrik faturaları karşısında, vatandaş mağdur olmasın diye, elektriği ‘sübvanse’ etmek için şirketlere gerekli destekleri sağlıyor. Peki, bu kadar para kazanan elektrik şirketleri biraz da olsa neden elini taşın altına sokmuyor? Her şeyi Devletten ve vatandaştan bekliyor? Elektrik şirketlerine sorulacak çok soru var ama bu soruları daha sonraya bırakalım…
Ancak yoğun elektrik tüketimini fiyatların daha düşük olduğu saatlere kaydırmak ciddi miktarda daha düşük fatura ödenmesine imkân veriyor. Cumhuriyet Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Fertelli ile konuşuyorum. Elektriğin en ucuz olduğu zaman diliminin 22.00-06.00 saatleri arası olduğunu söylüyor. Bu saatler arasında çamaşır, bulaşık makinesinin çalıştırılması, ütü saatinin 22.00'den sonraya çekilmesi faturaları düşürüyor…
Elektrik tarifelerinde 2022 itibarıyla yeni bir düzenlemeye gidilmiş, 150 kw/h’a kadar kullanımlarda yüzde 50, üzerindeki kullanımda ise yüzde 125'e varan bir fiyat artışı faturalara yansıtılmıştı. Yapılan değişiklikle alt limit sınırı 210 kilovata çıkarıldı. Ancak faturalar alt tarifeden ödense de 2021 yılına göre daha yüksek faturalar tüketicileri bekliyor. Pek çok kişi tasarruf önlemleri ile fatura giderini düşürmeye çalışıyor. Elektrik tüketim saatini değiştirerek faturayı düşürebiliriz...
Çamaşır, bulaşık, kurutma makinesi gibi elektrikli ev aletlerinin 22.00-06.00 saatleri arasında kullanıldığında yüzde 8 ila yüzde 14 arasında tasarruf sağlanabilir. 500 kWh’ın üstünde tüketimi bulunan aboneler üç zamanlı tarifeye geçip, elektrik tüketimlerinin bir bölümünü gece döneminde gerçekleştirebilirlerse, elektriği puant dönemine göre yüzde 65 ucuza kullanabilir. Faturalarını yüzde 8-14 arasında azaltabilirler…
En pahalı zaman dilimi 17.00 ila 22.00 saatleri arasındadır.
Elektrik faturalandırmalarında tek zamanlı ve çok zamanlı olmak üzere iki farklı tarife uygulandığını, 1 Şubat 2022 tarihli yeni düzenleme ile meskenlerde 3 zaman dilimine bölündüğünü ve her dilim için ayrı elektrik fiyatı uygulandığını öğrendim. “06.00-17.00 arası gündüz, elektriğin en pahalı zamanı. 17.00-22.00 arası puant dönemi. Elektriğin en ucuz zamanı saat 22.00-06.00 arası gece dönemidir... Araştırdım yazdım. Zaman tasarruf zamanıdır…