Sona saklamayı hiç sevmem en başta yazayım. Saha Komiseri şeklinde yazılır doğru yazılım budur, bitişik yazılmaz. Emniyet teşkilatı, güvenlik güçlerindeki komiserlikle, polis memurluğu bir alakası yok...
Sona saklamayı hiç sevmem en başta yazayım. Saha Komiseri şeklinde yazılır doğru yazılım budur, bitişik yazılmaz. Emniyet teşkilatı, güvenlik güçlerindeki komiserlikle, polis memurluğu bir alakası yoktur, isim benzerliği o kadar. Komiser düzenleyen, koruyan, ortamdaki uyumu sağlayan anlamı taşıdığı için bu isim kullanıla gelmektedir. Kimi gözlemci kimi müşahid der ama yanlıştır, saha komiseridir doğrusu. COVİD19 salgını nedeniyle Süper Lig ile 1.Lig maçlarında saha komiserleri görev yapamıyor, maçlara gidemiyor. Yasak getirildi iyi de oldu. İlk kez değil bu yasaklama, sınırlandırma. 2. kez oluyor, 60-70 yıllık geçmişe bakınca. İlk yasak İstanbullu yılların Saha Komiseri Nezir Aydın nedeniyle getirilmişti. Nezir Aydın'ın Fenerbahçeli Van Persie'yi kolundan tutarak uyardığı gerekçesiyle dönemin Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım tarafından tüm saha komiserlerine Kadıköy'deki maçlara çıkma yasağı getirilmişti. Korona salgını ikinci yasaklamayı beraberinde getirdi. Şimdilerde profesyonel lig maçlarında, emniyet, güvenlik mensubu olanlar temsilciliği tercih etse de, ilk günlerden itibaren her meslekten futbol sevdalısı, saha komiserliği yaptı, hem de üç kuruş ücrete rağmen yapmakta. O apayrı bir hastalık, sevda, spor düşünlüğüdür, yaşamayan, görmeyen bilmez. 60 yıl öncesinde futbolu bilen futbolcular veda edince ya hakem olurdu ya da saha komiseri. FİFA kokartlı hakemlerimiz Doğan Babacan (merhum), Hilmi Ok (merhum) hakemliği tercih ettiler. Galatasaray ve Karşıyaka forması giyen Cevat Gök (merhum) ile Altay formasıyla harikalar yaratan Sinek Tahsin lakaplı Tahsin Ürkmez (merhum) saha komiserliğini tercih etti, yıllarca yaptı, aşk ile şevk ile. Baba Cevat, Cevat Baba lakaplı Cevat Gök, alt yapıda canla başla görev yaptı yıllarca futbolcu yetiştirdi, çok temiz, çok düzgün bir insandı, çok da disiplinliydi. O günleri çok iyi hatırlıyorum Karşıyakalı eski futbolcular Erhan Özalp, Yücel Çağatay, Hayati Karakaş gibi isimlerin de yer aldığı master veteran futbol takımını da çalıştırıyordu Cevat hocamız, dışarıdan da katılım oluyordu. Dönemin milletvekili ve gündemdeki Bakanlarından Işın Çelebi'ye bile 15 dakika idmana geç geldiği için 2 tur koşma cezası verdiği hala dillerdedir. Ayrıca Fenerbahçe Teknik Direktörü Didi'yi İzmir Atatürk Stadı'nda sahaya girdiği için inisiyatifini kullanarak tribüne gönderen isimdir Cevat Babamız. Tahsin Ürkmez Altay'ın en güzel yıllarında top oynamış bir isimdir. Hatta hakemliğimin en başlarında birçok maçımda saha komiserliği yapmıştı, böbürlenmeden, kasım kasım kasılmadan. Güven yaratır, güç verir, moral verir saha komiseri babadır, babacandır. Oğlu Ünal Ürkmez da babasının herhangi bir torpili olmadan yıllarca profesyonel futbol oynadı, çok iyi stoperdi. İlginçtir Cevat Gök - Tahsin Ürkmez ikilisi Halil Atalık - Onur Sorguç (merhum) - Muhsin Karabağ hakem üçlüsünün görev yaptığı 1981'deki 80 bin seyirci ile dünya rekorunun kırıldığı Göztepe - Karşıyaka maçında Şükrü Soysaç (merhum) ve Cahir Erbaş (merhum) ile birlikte 4 kişi saha komiserliği yapmıştı. İstanbul'da doğan 60 yıllık Karşıyakalı, 1965'ten itibaren saha komiserliği yapmaya başlayan, öncülük yapan Cevat Gök hocamız, 1997'de Doğan Emültay (merhum) hocamızla İzmir Futbol Antrenörleri Derneği kurmuşlardır. O günleri çok iyi hatırlıyorum, yıl 1994. Dönemin İzmir İl Futbol Temsilcisi, o devirdeki adıyla Futbol Ajanı, Avni Yelkenbiçer (merhum) hocam dernekleşme sürecinde çok destek oldu, önerdi, fikir babasıdır. Yasakçı yönetici de olabilirdi, olmadı. Avni hocamız da futbol oynadı, hakemlik yaptı. İlk başkan, Cemail Muhtar'dır 3 ay bu görevi yaptı. Ardından Recep İtmeç 6 ay, Ali Rıza Leblebici de 1 yıl İzmir Futbol Saha Komiserleri Derneği Başkanlığı görevini sürdürdü. Ardından istikrarlı, kalıcı bir yönetim geldi. Cüneyt Meralbaysal başkanlığındaki kurulda, Bülent Meralbaysal, Ömer Artkıy (merhum), Orhan Alaçiçek ile Recep İtmeç, yıllarca görev yaptı aşkla, şevkle. Saha Komiseri, candır, koltuk değneğidir, başımızın tacıdır. Çoğu maçta olay olma ihtimalini sezerek, ince düşünceleriyle, kıvrak zekalarıyla, tecrübeleriyle bizleri hakem olarak linçten kurtaran insanlardır, sağsalim evimize dönmemizi sağlayan görünmez cefakar, fedakar kahramanlrımızdır, hepsine selam olsun. Mühendis, öğretmen, polis memuru, özel harekatçı bankacı, esnaf, tamirci, terzi, berber, kuaför, işçi, emekli grubundan kişiler görev yaptı, yapmakta. Tuzak kurularak şehit olan Cemil Koç kardeşim de özel harekatçı bir saha komiserimizdi, mekanı cennet olsun. Kimler geldi kimler geçti. Cevat Gök, Tahsin Ürkmez, Abidin Ural, Yusuf Hasar, Sabri Üzümcü, Nevzat Yörüyen, Cemal Erlalelitepe, Ali Doğan Dere, Soner Lafçı, Şükrü Soysaç, Cahit Erbaş, Mustafa Çatıkkaş, Abdullah Çalhan, Ali Sandallı, Erol Bingöl, Tekin Karademir, Erdoğan Kesci, Ömer Artkıy ve daha niceleri yolumuz keşişen kader birliği yaptığımız büyüklerimiz, yazdığım, yazamadığım, unuttuğum hepsine rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun, emeklerinden, yüreklerinden, çabalarından Allah razı olsun. Böyle bir yazıyı niye mi kaleme aldım, nerden mi aklıma geldi. Süper Lig'de, 1.Lig'de gözlemci yok, stada gitmiyorlar, gidemiyorlar. Saha komiserleri de öyle. Sınırlama, yasaklama, koruma getirildi saha komiserlerimize, iyi de oldu zira önce can, önce sağlık, önce insan hayatı. Bugünlerde Evde Kal'ıyorlar, olsun, sağlık olsun. Maç için stada gelen her iki takımın da imzalı verdiği müsabaka isim (esame) listesi ve lisanslarını hakem odasına getirerek kontrolünü sağlayan, sahanın, takımların hazır olduğunu bildirerek, en iyi şekilde sahaya çıkışını sağlamaya çalışan tüm saha komiserlerimizi salgın sonrası sahalarımızda görmek en büyük dileğimdir, iyi ki varsınız. Ve de son sözüm de şudur, 4.hakem asla saha komiserinin yerini tutamaz, alanları başkadır, birbirlerini tamamlarlar, bu da böyle biline...