Yarın akşam İzmir'deki Göztepe - Trabzonspor maçıyla reklam arası bitiyor, filmin devamı sahne alacak. Başrolde iki oyuncu var, biri sahada olacak kısıtlama ile. Diğeri tribünde olamayacak, taraftarla...
Yarın akşam İzmir'deki Göztepe - Trabzonspor maçıyla reklam arası bitiyor, filmin devamı sahne alacak. Başrolde iki oyuncu var, biri sahada olacak kısıtlama ile. Diğeri tribünde olamayacak, taraftarlar, seyirciler. Tek başrol oyuncusu ile açılıyor perde. Yönetmen aynı, kameramanlar aynı, jönler aynı, yardımcı oyuncular aynı, ancak senaryo değişti, biraz ekleme oldu biraz da silinme, sehven devam edecek, mecburen. A Planı, B Planı bitti, saldım çayıra mevlam kayıra usulü başladı. Normale dönüyoruz ya yasaklar bir bir kaldırıyor. AVM'ler açıldı, restoranlar da öyle, hayırlısıyla düğünlerimiz de başlıyor, erik dalı gevrektir. Ama korona çok ciddi, gevşek değildir. İstediğin kadar önlem al, bozan çıkacak, virüsün yayılması için bir virüs yeter. Hentbol, voleybol, basketbol maçları iptal, 'Bizden buraya kadar maçlar oynanmayacak' dediler, iyi de yaptılar. Her zaman futboldan üstündür bu üçlü her yönden yine ispatladılar. Koronalı günlerde düğünler başlıyor, futbola bakıyoruz. Seyirciye yasak, yedek kulübeleri Ödemiş Pazarı gibi geniş geniş. Sahada iki mücadeleye girilmeyecek. Sahaya inecek basın mensuplarıyla, basın tribününde izleyecekler sayısı da sınırlandırıldı. Yalanla dolanla işim olmaz gerçek de şu 'bu şartlarda' özlemedim futbolu filan. Seyirci yok heyecan yok zaten, Çaykur Rizespor maçında gördük bunu. Langırt maçında bile daha çok heyecan var. İlk günden beri maçların oynanmasını istemiyorum gönlüm, mantığım el vermiyor, erken çok erken. Yanlış yapıyoruz, hata, büyük hata. Olduğu gibi onaylanacaktı, yeni sezon da eylülde başlayacaktı, olmadı, başaramadık. Görüyorsunuz haberleri, okuyorsunuz. Çeşitli takımlarda COVİD19 pozitif haberleri gelmeye başladı. İkinci dalga gelmese bari. Pek bir rahatladık. 30 gramlık maske mi bize koruyacak diyen mi ararsın, bize bi'şey olmaz diyen mi, daha zoru başararak maskesini boğazının altına bağlayanı mı, hepsi var. Hepsi bu filmde. Makara geliyor insanlara, vesvese, uydurma sanıyorlar. Oysa hiç de öyle değil. Maçların oynanmasını çok erken bulan ve de yazan sade bir TC Vatandaşı olarak, kalkıp da Göztepe - Trabzonspor maçına gitmem abesle itigal olurdu. Tükürdüğünü yalamak, yanlışa, hataya destek vermek olurdu, şahsım için. Neysen osun, ne yazarsan osun bize böyle öğrettiler. Yüzde 50.01 gitmek istemedim, yüzde 49.99 gitmeyi düşündüm. Maça gidecekler testten geçecek isimleri gönderilecek sonra da onay gelecek. Zaten testim negatif çıktı ama iyi ki de gitmiyorum, gidemiyorum. İnanmadığım zorunluluğa şahit olmak istemiyorum. Sahadaki futbolculardan birini veya birkaçını düşünün. Testi maçtan önce bakıldı negatif, olabilir, bu hastalık taşımadığı, hasta olmayacağı anlamına gelmez. Sonra da bakıldı negatif. Evine gitti, yasaklar kalktı malum, maskesiz birinden kaptı, bir hafta sonra hastalık bulaştı, yine negatif çıktı. Hastalığı fark edilmeyen futbolcuyu izleyip, sonra üzülmek istemiyorum. Tükenişine şahit olmak istemiyorum. Kendimi kirlenmiş, o sporcuyu kullanılmış olarak, kobay olarak görmek istemem. Bu şartlarda biz oynamak istemiyoruz diyen, reddeden futbolcu, hakem çıkmadı. Faal derneklerin hepsi sustu, bir karar alamadılar. İşi akışına bıraktılar, vebal altına girdiler. Ne diyelim, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete, hakkımızda hayırlı olsun. 2019-2020 Cemil Usta sezonu, rahmetli sporcumuzun aziz hatırasını duraksattı, ona üzüldüm. Bu sezonun öyle veya böyle bitmeyeceği, maçların tamamının oynanmayacağı yönünde bir hissim, öngörüm var. Felaket tellallığı değil bu, aklıselim olarak biraz düşünmek yeterli. Para, naklen yayınlar, kulüp sevdası, forma aşkı gözüyle bakarsan bu virüs bitmez, geçmez. Anlayamadığım şey de şu. Stada alınmayan, yasak getirilen, boş bırakılan tribünde olamayan seyirciler, her yerde. AVM'de var, düğüne derneğe hazırlar, sokakta arabada maskesiz umarsız, sorumsuz, lakayt, maskesi olan da çene altına, boğaza yapıştırmış ağız boşluğu, burun delikleri açıkta. Daha da coşanları da Kordon'da halay çeker, ama tribünde yoklar. Özet olarak, o her yerde olan seyirciler tribüne yoklar. O her yerde olan seyircilerin olduğu yere yakın olan futbolcular da sahada. Bitmeyen filmde, kim başrolde, kim figüran, hepsi birbirine karıştı. Şaştım kaldım, şeytanı filan bilemem de virüs bunun neresinde. Tam içinde, tam merkezde, orta sahada bizi bekliyor, ateşi filan bilmem de korona bizi çağırıyor. Gitmeyelim de yalnız kalsın, belki kendi gider.