Yürüme, işlevsel olarak her birimizin günlük aktivitesinin içerisinde yer alan bir hareket. Acaba yürürken içe mi basıyorum yoksa dışa mı basıyorum diye sorguladığınız oldu mu? Çoğumuzun ayakkabıları içten veya dıştan aşınır, nedenini sorgulamadan bir yenisiyle değiştiririz. Eğer düz bir zeminde ayaklarınıza arkadan bakarsanız, topuğunuzun hangi yöne eğildiğini veya düz olup olmadığını gözlemleyip yere basış şekliniz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Peki yere nasıl bastığımız neden bu kadar önemli? Yürüyüş bozukluklarının uzun vadede ayak, diz ve kalça problemlerine neden olduğunu biliyor muydunuz? Ayaklarımızın zemine basışını ölçen analiz cihazları, şu an çok popüler ve her yerde kolay ulaşılabilir durumda. Fakat, ayak ölçüm cihazlarının statik veya dinamik iki farklı ölçüm yaptığını bilmenizde fayda var. Yürüyüş bozuklukları, dinamik ölçüm cihazıyla daha kolay ortaya konulabiliyor. Böylece iki ayak arasındaki basınç farkları da ortaya çıkabiliyor. Sadece düz taban olmak bile ayakta dizlerde ve kalçada ciddi ağrılara sebep olarak bedenimizin normal işleyişini bozabilir. Sadece ayak bileği bozuklukları değil; aynı zamanda nörolojik problemler, denge problemleri, kas iskelet sistemi bozuklukları, kemik erimesi gibi rahatsızlıklar da yürüyüş bozukluklarına neden olur. Yürüme, hem denge hem kas koordinasyonu gerektiren bir eylemdir. Bu faktörlerin birlikteliği ile vücut ileri doğru adım atarak yer değiştirebilir. Normal yürüme aktivitemizi oluşturan bileşenlerin herhangi birinde veya birkaçında sorun olması, bu aktiviteyi değiştirerek yürüme bozukluğuna yol açmaktadır. Bu problemlerin kendi içerisinde farklı bileşenler içermesi ve çok yönlü yaklaşım gerektirmesi nedeniyle hastanın klinik belirtilerine ve şikayetlerine ekstra özen göstermek gerekir. Yürüme bozukluğunun nedenleri, kas iskelet sistemine ait nedenler, nörolojik sisteme ait nedenler, dolaşım sistemine ait nedenler olarak ayırılabilir. Bu nedenlerle hastalar farklı şekillerde yürüme örüntüleri ile karşımıza çıkabilir. Yürüme bozuklukları, kendini ataklar şeklinde (epizodik) veya sürekli (kronik-uzun süreli) şekilde gösterebilmektedir. Devam etme eğiliminde olan kronik yürüme bozuklukları, genellikle kişide mevcut olan kronik nörolojik problemlerden kaynaklanır. Epizodik yürüme bozukluğu ise ani ortaya çıkar ve kişilerin bu duruma adapte olamaması nedeniyle istemsiz düşmelere neden olabilir.

NÖROLOJİK NEDENLER

Nörolojik nedenler yürüme bozukluğunun en sık nedenleri arasında yer alır. Bu rahatsızlıkların seyri sırasında merkezi ve periferik sinir sisteminin etkilenmesi sonucunda yürüyüş bozuklukları ortaya çıkar. Bu iki sinir sisteminin arasındaki iletişimin bozulduğu Parkinson hastalığı ve Huntington hastalığı gibi ağır nörolojik rahatsızlıklar bilişsel işlevleri etkileyerek bireylerin yürüme eylemini yerine getirmesini güçleştirebilir. Bu nörolojik rahatsızlıklara ek olarak kalça ve alt ekstremite kaslarında güçsüzlüğe neden olan serebral palsi, musküler distrofi, ataksi telenjiektazi ve spinal müsküler atrofi (sma) gibi rahatsızlıklar da yürüme bozukluğu nedenleri arasında yer alır. Yürüme bozukluklarına tedavi yaklaşımının temeli altta yatan durumun tespit edilmesi ve ortadan kaldırılmasıdır. Travma gibi nedenlerle oluşan yürüme bozukluklarında oluşan hasarın iyileşmesi ile yürüyüş tekrar normale dönebilir. Yürüme bozukluğu, fizik tedavi uygulamaları ile ilerleme kaydedilebilen bir problemdir. Bu terapi uygulamaları sırasında yürüme bozukluğuna neden olan bölgedeki kasların güçlendirilmesi ve yürüyüşün düzeltilmesi hedeflenir. Her yaştan bireyleri etkileyen ve yaşam kalitesine olumsuz şekilde yansıyan problemlerdir. Bazı yürüme bozuklukları geçici nedenlerle meydana gelebilse de uzun vadede daha ağır problemlerin yaşanmaması adına sağlık kuruluşlarına başvurarak uzman hekimlerden destek alınması önerilir. Unutma ki sayın okur, yürüyüş yaşamımızın önemli bir parçası ve kalp damar hastalıklarımızın en büyük ilacıdır.