her taraftan tıkadınız yolumu
yoksullukla bağladınız kolumu
istemeden seçtirdiniz sonumu
şimdi kolay sayın...
her taraftan tıkadınız yolumu
yoksullukla bağladınız kolumu
istemeden seçtirdiniz sonumu
şimdi kolay sayın bayan öl demek
"Asiye nasıl kurtulur?" 1969 yılında Vasıf Öngören tarafından kaleme alındı. Gerek tiyatro oyunu olarak sahnelendi gerekse sinema filmi olarak perdede gösterildi. İnternet vasıtasıyla herkes izleyebilir, hakkında birşeyler okuyabilir. Bu sayfa, Asiye Nasıl Kurtulur?'u anlatmak için uygun bir sayfa değil belki ama Türk futbolunun kurtuluşunu değerlendirirken paralel bir benzetme yapmak mümkün. Yazının girişinde yer alan dörtlük de oyundaki şarkılardan biri. Türk futbolunun geldiği noktayı çok iyi özetlemiyor mu sizce de? Örneğin Süper Lig'in ilk devresini en yakın rakibine 14 puan farkla bitiren Trabzonspor belki de şampiyon olacak ama sezon başını hatırlayalım... Avrupa'da Konferans Ligi'nde bile gruplara kalamayan bir Trabzonspor izlemedik mi? Rakip Roma'ydı belki ama Süper Lig'in ne hale geldiğini daha iyi görebiliyoruz. Bir önceki sezonun şampiyonu Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'ni turnuva tarihinin en kötü performanslarından birine imza atarak noktaladı. 3 yılda onlarca futbolcunun transfer ediliği Fenerbahçe yoluna Konferans Ligi'nde devam edecek. Galatasaray defansif bir futbolla Avrupa Ligi'ni lider tamamladı, ligde hiç de ummadığı kadar kötü bir noktada. Bir çok kulübümüz devre arası transfer döneminde oyuncu takviyesi yapamayacak çünkü mali şartları uygun koşulları taşımıyor. İzmir'in fiyakalı abisi Altay'ın transfer yapıp yapamayacağını bilmiyoruz ve bir hafta sonra tekrar lig başlayacak. Göztepe, düşme potasında yer alıyor... Denizlispor, TFF 1. Lig'in dibinde... Altınordu son haftalarda aldığı puanlarla biraz rahatladı, geleceği maalesef meçhul. Karşıyaka, bir üst lig umuduyla başladığı sezonları, "Çok şükür düşmedik" diyerek bitiriyor ve transfer tahtası hep kapalı...
SIFIRI TÜKETENLERE...
Acı reçete ne diye sorarsanız, bilmiyorum. Bilen, uygulayabilecek olan beri gelsin. Her hafta en az 5 kulüp tarafından hakemlerin ne kadar kötü olduğu konuşuluyor. Başlıktaki sorunun cevabını, yani Asiye'nin nasıl kurtulduğunu Vasıf Öngören'in yazdıklarından öğrenebiliriz. Türk futbolunu ne kurtaracak, bilemiyoruz. Hem meyvelerini katma değer olarak alabileceğimiz bir yapılanma gerçekleştirmeliyiz, hem de sürdürülebilir bir başarı elde etmeliyiz. Bu denklemi sağlayacak yeterlilikler bizde yok ki... Futbolcu yetiştiren kulüplerimizin ödülü küme düşme ya da bir üst lige çıkamama oluyor. İyi yabancı oyuncuları getirip sportif başarı sağlayan kulüplerimiz, ödediği yüksek maaşlar ve getirilerin bu maaşları karşılamaması sonucu 3 sene içinde kendini sıfırı tüketmiş halde buluyor. Zaten hem Avrupa hem lig hem de kupa başarısını bir arada götürebilen takımımız yok. Artık lig şampiyonlarımız Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılım sağlayamayacak. Ön elemeleri kazanamıyoruz. Gelirler iyice azalacak...
BAŞARI YOK ISRAR VAR
Son yıllarda yabancı teknik direktörle kazanılmış bir şampiyonluk yokken, milyonlarca dolar ödenerek yabancı hoca getiriliyor. Kovunca da tazminat ödeniyor. Şimdi spor yasası meclisten geçerse buna sebep olan kulüp başkanları hangi cezalara maruz kalacak bilinmiyor. Kısacası, kaybına kayıp eklemek için yarışan kulüplerimiz var oldukça Türk futbolu kurtulamayacak. Türkiye Futbol Federasyonu bunlara bizim kadar kafa yoruyor mudur, bilmiyorum. Umarım, böyle giderse 5 yıl sonra hakkında yazı bile yazacağımız kulüplerin kalmayacağını onlar da farkeder ve bir eylem planı yürürlüğe konur.