Bir 23 Nisan’ı böyle geçirdik. Bir taraftan korona virüs yasakları tedbirleri derken, birde madencilerin virüse yakalandığını duyuyoruz. Testlerin geç yapıldığı bu sebepten arttığı dolayısı ile bir te...
Bir 23 Nisan’ı böyle geçirdik. Bir taraftan korona virüs yasakları tedbirleri derken, birde madencilerin virüse yakalandığını duyuyoruz. Testlerin geç yapıldığı bu sebepten arttığı dolayısı ile bir test skandalı iddiasını dinliyoruz.
Her yerde törenler vardı ancak çocuklar yoktu tabi salgın tedbirleri nedeniyle. Peki bu söylem doğru mu? Değil çünkü bayram çocuk bayramı törenlerde ise büyükler var. Yani bayram büyüklerin bayramı oldu.
Şanlı Meclisimizin 101. yılında çok güzel konuları kürsüden dile getiren vekillerimiz için ise milletin sevgi saygısı ironik olarak herhalde zirve yapmıştır. Neden mi?
Mesela vekillere kulak verelim bakalım TBMM’de neler dediler de halkın sevgi ve saygısı zirve yaptı. İki milyar dolar çalan bir genç için kırmızı bülten ile arama emri çıkarıldığını söylediler. Mevcut bu durumdan kimin suçlu olduğu söylediler.
Sadece o mu 128 milyar doların kimler tarafından yok edildiği sordular.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda bayramla ilgili olmayan her şeyden dem vurdular.
Ülkenin en yüksek direğine törenle Türk bayrağımızın çekildiğini bu sebeple sayın başkanımızın Anıtkabir’e gitmediğine de değinildi. Kızıl elmayı temsil edenlerin anıt kabirde olmadığı söylendi. Meclis 23 Nisan özel oturumunda çocukların eğitimine katkısı olmayan ut edep, ayıp lafların söylenmesi vekillere bravo dedirtti.
Sevgi saygı içermeyen yersiz tartışmalı konuşmalar ut edep laflar bu yılki bayramı farklı kılıyordu.
Bu sene 23 Nisanı başka neler farklı kılıyordu. Kovid-19 tedbirleri ve yasakları.
Kapalı iş yerleri ile gelirleri kamilen yok olan mekan sahipleri ve işini kaybeden hizmet sektörü çalışanları. Bir yanda bu durum görülür iken, diğer yanda hiç bir engel tanımayan gezip tozmaya devam eden arsız kalabalık bir toplum. Kaba saygısız ve pervasız insanlar. Televizyon ekranlarına maskesiz poz verip maske araçta, takarım takmam sana ne, diyenler ve bir türlü denetimde sayısal yetersizlikten varlığını gösteremeyen kurumlar. Bir bakıma Devlet.
23 Nisan’ı organize edemeyen beceriksiz resmî, özel, adam sendeci kişilikler. Dünyanın en güzel bayramının ve ilk Meclisin kuruluş yıl dönümü sevinci pek yaşanmış gibi geçmedi. Bilhassa çocukların bayramın da çocukları üzmeye devam edilmişti.
Örnek olması gereken büyükler küçücük çocukların karşısında küçük küçük adam oluyordu. Oysa 23 Nisan bayramında birçok farklı ülkeden gelen binlerce çocuk 24 Nisan’da bayramı coşkuyla kutlar; TRT çocukların danslarını, şarkılarını, canlı verir; tüm ülke aynı milli duygular ile “Dünyanın tek çocuk bayramı”na sahip olmanın gururunu yaşardı. Çocukların kutlayacağı bayramı yapmaya çalışırken çocukların ebeveyn bayramı oldu. Sönük, silik, baştan savma, organizesiz, bir bayram gördük. Siyasi rekabetin yakasından düşmediği bir bayram Anıtkabir’e katılmak yerine tek başına Ata’ya çelenk koyup bayramı siyasi araç yapmak pandemi takıntısı ile konuşup 23 Nisan’ı unutan hırsına kapılan bir bellek ile yol almak mümkün olabilir mi? Tabii ki hayır.