Prof. Dr. Dilek Takımcı Hocamın daveti ile Başkanı olduğu Yeşilay ile tanıştım. Meğer “Yeşilay Cemiyeti” ne güzel işler yapıyormuş. Bağımlılığın her türüyle savaşıyor. Özellikle gençlerimizi esir alan sigaradan tutunda diğer bağımlılıklarıyla adeta savaşıyor. Gençliği uyuşturucunun pençesinden kurtarmak için gece gündüz demeden savaş veriyor. Tedavilerini sağlıyor. Gerekirse hastanelere, YDAM da gereken destekleri verip hastaneye yatırarak uyuşturucudan arındırmaya çalışıyor. Bütün bunları gördükten sonra Dilek Takımcı Hocam, iyi ki beni bu güzel işler yapan “Yeşilay’a” davet etmiş diye kendisine teşekkür ediyorum…
       Sürekli yaşanan olumsuz olaylar çekilen silahlar veya trafik kazaları, bir de bunlara gençliği ve insanları ele geçiren uyuşturucu tacirlerinin tatlı kazanç uğruna uyuşturucuya alıştırmaları ve bağımlılık sonucu aşırı dozdan ölen ya da para bulmak için cinayet işleyen gençlerimiz. Bir de kansere yenik düşen insanları duydukça gerçekten çok üzülüyorum…
       Trafik kazalarıyla ilgili yollarda polis kontrollerinin daha sıklaştırılması ve Polislerin yakalarında her zaman açık olan kamera görüntülerinin kontroller sırasında kayıt alması bazı sürücüleri korkutacak ve polislerimizin de ne denli kontrol yaptıklarını tespit edecektir. Bu kontroller de bazı olayların önlenmesinde caydırıcı olacaktır. Hazır yiyecek siparişlerini taşıyan motor kuryelerin de şehir içlerinde aşırı sürat ve kural tanımazlığı da buna eklenince kazalara da davetiye çıkarıyor…
       Hastalıklar için alınan randevuların geç tarihlere verilmesi, bazıları üç aydan başlayıp, 6 ay, bir yıla sonra verilen randevularında bu hastalıkların çoğalmasına büyük payı var. Kanser illetinin hem tanısının geç konmasında hem de tedavi aşamasında yeterli olunamaması bireylerden çok sağlık sisteminin bir sorunudur.
Sağlık Bakanlığı her ne kadar iyi adımlar atmaya çalışsa da sorunları hızla düzeltme şansı hepimiz biliyoruz ki zor. Bu konu ciddi bir araştırma ve ekip işidir…

KANSER HIZLA ARTIYOR!

       Ülkemizde yaklaşık yüz binin üzerinde insan kansere karşı mücadele ediyor. Yaş ayırt etmeyen kanser hastalığı çocuklarda da genetik ve çevresel nedenlerden dolayı görülebiliyor. Anne ve babanın, gençlerin sigara kullanması hastalık riskini yüzde 13 artırıyor. Ülkede en çok görülen kanser çeşidi, kadınları ve gençleri vuruyor. Kadınlarda meme kanseri yüzde 47 gibi yüksek bir oranla ilk sırada. Bunu yüzde 16,5 ile prostat kanseri, yüzde 9 cilt kanseri, yüzde 10 Akciğer, yüzde 10,9 ile lösemi ve yüzde 9,7 ile rahim kanseri izliyor…
       Kanser hastalarının yaklaşık yüzde 55,6 Üniversite Araştırma Hastanelerinde, Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyor. Yüzde 20,2’si özel hastanelere, yüzde 6,3’ü yurt dışında tedavi görmeye çalışıyor! 40 yaşına gelmiş her kadının mamografi testi ve meme muayenesi yaptırması gerektiğini söyleyerek 50 yaşına gelindiğinde de kalın bağırsakla ilgili gizli kan testi yapması gerekiyor bir kere. Genetiğimizin de kansere yakalanmamızda aktif rol oynayacağını göz önünde bulundurursak geriye devletin bu sağlık sorununa daha ciddi el atmalıdır…
       Devletin, ilgili bakanlıkların, olaylar, bireysel silahlanmanın, trafik kazaları ve uyuşturucu ile çok sıkı ve sert bir mücadeleyle insanlarımızı, özellikle gençlerimizi daha iyi koruyabiliriz. Devlet ile birlikte STK’lar ve Yeşilay Derneği de yaptığı mücadelelerde herkesin gönüllü olup bu kuruluşlara da mücadelelerde yardım etmeleri beklenmektedir. Kimsenin size acımasına izin vermeyin. Kendiniz, kendiniz için mücadele edin…