Başta Doğu Akdeniz ve Suriye gibi coğrafyalarda önce Türkiye’yi dışlamaya çalışıp sonra pişman olanların yaptıkları büyük hatayı göstermesi açısından çok önemlidir. Zira dünyanın petrol ve doğal gaz k...

Başta Doğu Akdeniz ve Suriye gibi coğrafyalarda önce Türkiye’yi dışlamaya çalışıp sonra pişman olanların yaptıkları büyük hatayı göstermesi açısından çok önemlidir. Zira dünyanın petrol ve doğal gaz kaynaklarının yüzde 60’ından fazlasına sahip coğrafyaya komşu bir bölgede yer alan Türkiye, Avrupa’ya giden enerji koridorlarının kesiştiği bir merkez konumundadır… Rus lider Putin’in bir süre önce, Türkiye’yi enerji hub’ı yapma önerisi, Türkiye’nin enerji jeopolitiğindeki öneminin ve uluslararası enerji diplomasisinin bir tezahürüdür. BOTAŞ’ın ve Enerji Bakanlığının verilerine göre Türkiye’de hâlihazırda yurtdışından ülkemize gelen iki petrol boru hattı, beş adet doğal gaz boru hattı ve Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Enterkonektörü mevcuttur. Bu hatlar, Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, İran-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı, Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı ve Türk Akım Doğal Gaz Boru Hattı’dır. BOTAŞ’ın hazırladığı görsel, mevcut petrol ve doğal gaz hatlarını göstermektedir… Şu anda kullanımda olan bu hatlara ilaveten Avrupa’nın enerji tedarikini çeşitlendirecek ve güvence altına almak için yeni yatırımlarla enerji üretim ve ihracat kapasitesi artırılacak. Azerbaycan’a ilaveten Türkmenistan ve Kazakistan gibi Hazar enerji havzasında bulunan Orta Asya ülkeleri ilk akla gelen ülkelerdir… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan Devlet Başkanı ile beraber Türkmenistan’a giderek üçlü formatta gerçekleştirdikleri enerji zirvesi, Türkiye’den Avrupa’ya uzanacak yeni enerji koridorlarının devreye alınmasına yönelik önemli adımdır. Türkmenistan’la daha önce müzakere edilen ancak Rusya’nın ve İran’ın “Hazar’ın statüsünü” bahane ederek karşı çıkması nedeniyle hayata geçirilemeyen Trans-Hazar projesi, Hazar denizinin statüsü belirlendiği için yakın zamanda gerçekleştirilebilecek bir projedir… Görüşmeler neticesinde, Kazakistan’ın da projeye dâhil edilmesiyle inşa edilecek yeni hat, bir yandan Türkiye’nin enerji hub’ı olma konusunda elini güçlendirirken diğer yandan ülkemize çok büyük ekonomik ve siyasi kazanımlar sağlayacaktır. Böylelikle, Rusya ve İran’ın engellemeleriyle hayata geçirilemeyen NABUCCO projesi de bir nevi telafi edilecektir… Önemli bir husus da Akdeniz’in doğusunda ve batısında, Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde bulunan veya henüz bulunmayan zengin petrol ve doğal gazın en ekonomik, en güvenli ve hızlı bir şekilde sadece Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabileceği gerçeğidir. Bu konuda Mısır, Libya ve İsrail ile atılacak adımların Türkiye’yi Türkiye Yüzyılı’nda dünyanın en önemli politika belirleyici aktörlerinden biri yapacaktır… Türkiye, Avrupa’nın enerji tedariki ve güvenliği için alternatifsiz bir çözüm ortağı olarak öne çıkmaktadır. Avrupa ülkelerinin yapması gereken şey Türkiye ile siyasi ve ekonomik iş birliği içerisinde Türkiye’ye enerji hub’ı olma yolunda enerji arz ve talep güvenliğini ülkemizle birlikte sağlamaktır. Hatta “Enerji Merkezi” olma yönünde 2023’te gündeme gelecektir... Burada şunu da belirtmek gerekir ki; dünya enerji politiğinde yaşanan gelişmeler, Türkiye jeopolitiğine olumlu yansımalar ve fırsatlar doğurmakla beraber aynı zamanda bazı tehditleri de gündeme getirebilir. İfade etmek istenirse; 2022’de yaşanan gelişmeler, Türkiye enerji-politiğine yansımış olup, bu yansımaların 2023’te de ve hatta daha sonraki süreçlerde de devam edeceği izlenimi edinilmektedir. AB, Rusya yerine, Türkiye ile enerjide iş birliğini artırması ve diğer sorunları çözmeyi tercih edecektir…