İstanbul’da, 14 Ekim 1948’de dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü'nden 1969 yılında mezun old...
İstanbul’da, 14 Ekim 1948’de dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü'nden 1969 yılında mezun olduktan sonra Pittsburgh Üniversitesi'nde fizik alanında master ve doktora yaptı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Teorik Fizik Kürsüsü’nde 1968-1969 yıllarında öğrenci asistanı olarak mesleğe başladı. 1969-1976 yılları arasında Pittsburgh Üniversitesi Fizik Bölümü'nde araştırma asistanı olarak görev yaptı. Londra Üniversitesi’nde 1976-1979 yılları arasında araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1979 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’ne geçti.1983 yılında buradan ayrıldı, 2 yıl Control Data firmasında uzman olarak çalıştı. Viyana Üniversitesi’nde 1997-2000 yılları arasında görev aldı, 1985 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyordu. “Deneysel Yüksek Enerji Fiziği” alanında yaptığı çalışmalarla 1981 yılında doçent, 1988 yılında profesör oldu.İsviçre’nin Cenevre kenti yakınlarında kurulu Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) çalışmalara katıldı. ATLAS ve CAST deneylerine katılan Türk bilim insanlarına liderlik yaptı. Deneysel yüksek enerji fiziği alanında yüzün üzerinde makale yayımlamış, yüzlerce atıf almıştır. Aynı zamanda Türk Ulusal Hızlandırıcı Projesi'nin de yürütücülüğünü yapmıştır. Boğaziçi Üniversitesi’nden araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat; Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet, araştırma görevlisi Mustafa Fidan ile Isparta Eğirdir’e gidiyordu. Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı’nın Kurulması isimli DPT projesinin IV. çalışma toplantısına katılacaklardı. 30 Kasım 2007 günü uçağa bindiler. Atlasjet’in World Focus’tan kiraladığı, İstanbul-Isparta seferini yapan yolcu uçağı, Süleyman Demirel Havalimanı’na inişe geçti. Keçiborlu Türbetepe’ye geldiği sırada bilinmeyen bir nedenle düştü. Kazada 7’si mürettebat 57 kişi yaşamını yitirdi. Kaza mı, suikast mi iddiaları ise yanıtsız kaldı.NASIL HEDEF OLDU?Bilim şehidimiz Prof.Dr.Engin Arık, Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi. 2014 yılında yayınlanan Webometrics raporunda h-index’i sıralamasına göre, Türkiye'deki bilim insanları içerisinde ilk sırada yer almaktaydı. Onu bilim şehidi yapan, ömrünü adadığı yeni nesil enerji hedeflerini katıldığı bir programda özetlemişti. Prof. Dr. Arık, ses getiren açıklamalarında şu ifadelere yer vermişti: “Standart reaktörlerde uranyum 235 kullanılıyor. Bu uranyuma paralel olarak reaktörlere yeni bir fikir olarak CERN’de geliştirilen proje, yakıtın toryum olabileceği düşüncesi. Bu toryum yakıtlı reaktörleri ise hızlandırıcılarla tetikleyebiliriz. Bu projeyi ilk defa ortaya atan Nobel ödülü almış Profesör Carlo Rubbia, kendisi 5 yıl kadar CERN’ün direktörlüğünü yaptı. Profesör Rubbia, 1993 yılından beri büyük bir hızla bu konudaki projesi üzerinde çalışıyor. Sanıyorum şu an İspanyollar toryumla çalışan bir prototip üretmek üzere. Yakında bu tip reaktörler klasik nükleer reaktörlere alternatif olacak. Bu reaktörlerin en önemli özelliği hızlandırıcı ile tetiklendikleri için patlama ve kazaya sebep olma durumları yok. Diğer bir önemli özellikleri içlerini reaktör atıkları çok daha kısa ömürlü ve çok daha az. İçinde plütonyum 239 olmaması nedeniyle de bir terörist odağı olmuyor çünkü plütonyum 239 atomu, atom bombasında gereken bir izotop. Bugünkü reaktörlerin en büyük problemi de bu. Yeni tip reaktörleri kullanmamızın bir nedeni de toryum, uranyumdan yaklaşık 3-4 misli daha fazla ve olduğu gibi toryum 232 izotopunu kullanabiliyorsunuz. Halbuki, tabiatta uranyum izotopu 238 alıp zenginleştirmeniz lazım. İçinde yaklaşık yüzde 1’den az olan 235’ine ayırmanız lazım. Bu da çok pahalı bir işlem. AMAÇ ATOM BOMBASIYMIŞBütün mevcut reaktörleri düşündüğünüzde bunların hepsi zamanında enerji üretmek için değil atom bombasına plütonyum üretmek için dizayn edilmiş projeler. Halbuki bu yeni proje tamamen enerji üretmek üzere yapılmış. Bir de üstüne üstlük Türkiye’nin toryum yatakları dünyanın en zengin rezervine sahip. Yani Türkiye enerji ihtiyacını senede 50 ton toryumla karşılayabilir. Buna mukabil 1 ton toryumu enerjiye dönüştürdüğünüzde elde ettiğiniz enerji 1 milyon petrolün enerjisine eşdeğer. İnşallah kuracağınız Türk Hızlandırıcı Merkezi’nde de bir proton hızlandırıcısı düşünülüyor bu da ileride belki bir prototip toryum nükleer santrali yapmamız için ön çalışmalara olanak sağlar.”Tam 14 yıl geçti. Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi’nin internet sitesine göz attım. Prof.Dr Arık ve ekibinin emanetinin geldiği noktayı görmek istedim. Sayfanın solundaki duyurularda “Nükleer Araştırmalar ve Teknolojileri Anabilim Dalı Hızlandırıcı ve Dedektör Teknolojileri Tezli Yüksek Lisans Programına 2016-2017 eğitim-öğretim yılı güz yarıyılında öğrenci alınacaktır.” deniyordu. Söyleyecek söz, yazacak kelime bulamadım…
İYİ HABER
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Muradiye Mahallesi’nde iki dönemdir görev yapan, kentin tek kadın muhtarı Dilek Demir, dilek-şikayet kutusuna atılan ihbar mektupları sayesinde 40 kız çocuğunu erken yaşta evlenmekten kurtardı. Kendisi de küçük yaşta zorla evlendirilen Demir, “14 yaşında önlüğüm üzerimden soyuldu, gelinlik giydirildi. Babam beni döverek evlendirdi. Şikâyet kutusuyla kızlarımızın hayatını uçurumdan kurtardık” dedi.
GÜZEL İÇERİK
“Meclisin yarısı kadın oluyor” İnstagram hesabı, başta temsil olmak üzere kadınlara her alanda eşitlik sağlanması için farkındalık oluşturuyor. “En iyi yönetilen ülkelerde, kadınlar yönetimde en az erkekler kadar etkin. Meclisin hak ettiğimiz yarısını almak için hep beraber kamuoyu oluşturalım” mesajı veren sayfa, ilham veren hikayeleri de takipçileriyle paylaşmayı ihmal etmiyor.