Köyün delisi uzun bir aradan sonra karantinadan çıkıyor!
Hala daha devam eden Kovid-19 sürecini artık yarıladığımızı düşünüyorum. Bu süreçte önce evlerde sonra da sokaklarda farklı şeyler deneyimle...
Köyün delisi uzun bir aradan sonra karantinadan çıkıyor!
Hala daha devam eden Kovid-19 sürecini artık yarıladığımızı düşünüyorum. Bu süreçte önce evlerde sonra da sokaklarda farklı şeyler deneyimledik. Genel olarak düşündüğümüzde evlerde kalmaya çalışmamız, yapabiliyorsak evden işlerimizi yürütmemiz ve normalleşme süreciyle birlikte sakince (!) sokaklara çıkıyor oluşumuz nispeten iyi yönetebildiğimiz bir süreç oldu. Bakmayın süreç dediğime, bitti mi bitmedi, bir psikolog olarak uzmanlık eğitimimi evden tamamlamak zorunda kaldım ve hala daha online terapi ile evimin bir köşesinden çalışmaya devam ediyorum.
***
Bu dönemde pandemiye ve yaşadığımız yüksek stres içerikli olaylara dair çokça yazmaya ve çizmeye çalıştım. Kimimiz çok sıkıldı, kimimiz yapacak şey bulamadı, kimimiz maddi olarak çok zorlandı, yani kriz anlamında düşündüğümüzde en sakin yaşayanımız bile büyük krizlerle baş başa kalmış oldu. Bu kriz; terapilerde de kendini kaygıların ve kaygı ataklarının yükselmesiyle, depresif hissetmelerin artmasıyla kendini gösterdi.
Genelde danışanlarımla birlikte kriz sürecini konuşurken özellikle içindeki fırsatlara dikkat çekmeye çalışıyorum. Bu durum bir madalyonun iki yüzünün olmasına benziyor biraz…
Aslında düşündüğümüzde hayat da böyle değil midir?
Yaşadığınız olayların içinde, neresinden bakıyorsanız bakın her kötü durumun içinde mutlaka iyiye evrilen ya da evrilmek üzere olan bir nokta görebilirsiniz. Her şeye sadece kötü tarafından bakıyor olmak oraya yapışmanızdan başka bir işe yaramaz. Sizi daha büyük kötülüklere de hazırlamaz. ‘O an’da kalmanıza ve yıpranmanıza neden olabilir. Geçmiş, hayatınızın değiştiremeyeceğiniz yegane parçalarından biridir ve siz onu nasıl hatırlamak istiyorsanız böyle kalacaktır.
Terapilerde sıklıkla gördüğümüz durumlardan bir tanesi de budur aslında. Geçmişine sıkı sıkıya tutunan birisi aslında bir şeylere çok güzel değer veren ve anılarla yaşayan biri olarak görünebilir. Ancak anılar sürekli pişmanlıklarla ve acılarla bezeli olduğunda önünüzde yeni açılabilecek kriz-fırsat kapılarına karşı kör kalırsınız.
***
Devam eden pandemi süreci hayatımıza olumlu bir şey katmış olsa bu ne olurdu?
Örneğin kendinize vakit ayırmanızı sağlamış olabilir, yeni bir işe atılmanıza neden olmuş olabilir, duygusal anlamda size yeni deneyimler kazandırmış olabilir, kendinizi dinlemenizi ve yüzleşmeleri sağlamış olabilir… Liste uzun, kendim için düşündüğümde vakit kazanmış olmam ve online terapilerin hayatıma girmesi benim için güzel bir fırsat gibi duruyor. Başka şehirlerden insanların hayatına temas edebiliyor olmak gerçekten çok değerli. Bunun haricinde ise bize çok önemli bir şeyin hatırlatıldığını düşünüyorum; dayanıklılık…
İnsanlık olarak hızlı adapte olma özelliğimizi hep okuyor ve ya görüyorduk. Ancak gerçek anlamda deneyimleme fırsatını geçtiğimiz dört ayda yaşadık. Bazılarımız yaşayabileceği en sıkıntılı günleri geçirerek ne kadar dayanıklı olduğunu fark etti. Zorluklara karşı sağlam durabilme gücümüzü temsil eden dayanıklılık kelimesini bu yüzden çok seviyorum. Bir de kırılmalardan sonra yeniden toplandığımızda eski halimizden çok daha ileride ve iyi olabileceğimiz hatırlatıyor bana. Sizde düşünebilirsiniz, dayanıklılık ve fırsatlar sizlere ne hallerde geliyor?
Eğer henüz gelmediyse bu olaylarda göremediğiniz hangi kapılar var?...
Keyifli düşünmeler dilerim..