Fanatik partililer, sosyal medyada çocukça davranıyor. Hem eğleniyor hem de hoşlarına gitmeyen haberleri topluca şikayet ederek facebook’ta cezalandırarak mani oluyorlar. Facebook sanal. Yani hayal dü...
Fanatik partililer, sosyal medyada çocukça davranıyor. Hem eğleniyor hem de hoşlarına gitmeyen haberleri topluca şikayet ederek facebook’ta cezalandırarak mani oluyorlar. Facebook sanal. Yani hayal dünyası. Şimdi bu hayal dünyasında birlikte tur atalım…
Facebook’taki paylaşımları şikayete bağlı engelleyenler bu engeli ömür boyu sürdürmeli bence. Kendi düşünce doğrultusunda olmayanlara ait yazı, söz, benzer iletişimleri engellemeye çalışmak zavallı bir düşünce.
Haşere gibi bitmeyen bir yapı. İnsan gibi yazmak, yazılı habere hoş bakıp haberin doğruluğu eğriliği nedir diye incelemek varken ön yargıda Oscar almaya çalışmak niye!
Ayni annenin çocukları bile aynı düşünemiyor. İnsanlar birbirleri ile aynı düşüncede nasıl olabilir? ‘Benim gibi düşünmüyorsan salaksın’ anlayışı akli melekesi yerinde olmayanlar içindir.
Bırakın. Kimseye karışmayın. Kibarca kendinize ait doğruları yazın. Yazılanı düzeltin. Varsa yazılanın noksanını tamamlayın. Ama bırakın herkes bilmediği bir şeyi okusun, duysun, bilgilensin… Kimse bir şey öğrenemezse sen de öğrenemezsin. Sonra ortaya vahim bir durum çıkar, kim ne halde haberin olmaz. İşte o zaman sen sürünürken başkaları lüferle rakıyı veya mevlit şerbeti ile lokmayı lup lup luplatırken hep birlikte yalanır durursunuz veya yalanır dururuz. Üstüne üstelik bu lupçular sonra yalanan bize ‘Hadi oradan yalamalar’ da diyebilir. Oğluna hala iş bulamadıysan, gelinin tayini, eşinin yanına olmadıysa emekli maaşı kiraya gidiyorsa partin olsa ne, olmasa ne… Facebook’ta şikayet etsen ne etmesen ne…
Herkesin aklını başına devşirmesi gerekli. Siyasi partiler mülk değildi. Hiç de olmamıştı. Ancak 1980 yılından itibaren mülk oldu. Her siyasi parti onu kuran kimselerin mülkü oldu. Ülkemizdeki bütün olumsuzluklardan her birimiz sorumluyuz. Bu gerçek hiç bir zaman unutmamalı. Gönül verdiğin siyasi partide iki küçük işine veya çıkarına cevap bulduğunda sanma ki ihtiyaç halinde sırtını partine dayayabilirsin. Bu hususta asla bir avantajın söz konusu olmaz.
Bir siyasi partinin karar veren koltuğunda oturmuyorsan muhalif partili kimse kadar bile kıymeti harbiyen olmaz. Hatta bir muhalif partili birçok nedenle senin partinin koltuk sahiplerine her konuda iş gördürme gücüne sahip olabilir.
Bu durumda sen sadece bu durumu seyreder üzülürsün. Senin ihtiyaçlarına eğilen olmadığı halde birçok kişinin çeşitli talepleri yerine getirilir.
Partindeki bütün emeklerine geçen zamana ve yıllara hayıflanır kahredesin.
Ve sen kardeşim, bulunduğun partinde gördüğün, yaşadığın haksızlıklar, adaletsizlikler, ilgisizlikler karşısında her gün kahrolur, sarsılan güvenine lanet edersin. Bu sözlere itirazın varsa yolun açık olsun. İşte böyle zamanlarda insan bir can simidi arar. Bu günlerde bir çok siyasi parti can simidi olma iddiasında. Ancak elinizdeki imkanlar hangi parti can simidi olabilir, inceleyerek karar verebilirsiniz. Anti emperyalist, devletçi ve kontrollü kurumları olan sanayi tarım sosyal bir hukuk devleti olmasına Atatürk’e özen gösterme zamanı. Şimdi Merkez Parti bütün bu özellikleri ile ortaya çakmakta. Merkez Parti ve Lideri Sayın Abdurrahim Karslı kendi inancını Cumhuriyet içinde yaşamak, yaşatmak isteyen bir parti olarak görülmekte. Hayırlısı olsun…