Geçtiğimiz aylarda Çin’den buralara kadar yayılan ve her gün haberlerde gördüğümüz korona virüsü bize kadar ulaşmayı başardı. Önce goygoy yaptık biraz. ‘Bizde virüs zaten barınamaz, daha bizim ülkemiz...
Geçtiğimiz aylarda Çin’den buralara kadar yayılan ve her gün haberlerde gördüğümüz korona virüsü bize kadar ulaşmayı başardı. Önce goygoy yaptık biraz. ‘Bizde virüs zaten barınamaz, daha bizim ülkemizdeki diğer virüslerle karşılaşmadı bile, bize sirkemiz yeter’ gibi…
Her yanımızda virüs haberleri geliyordu, bizde yoktu nasıl olsa. Sonra birden açıklamalar yapıldı, ülkemizde virüs taşıyan, hasta olan birileri olduğu söylendi, aman dikkat yayılmasını önlemeliyiz denerek çalışmalar başlandı. Zaten her hasta olduğumuzda ve korunmak için yapılması gerekenler halka anlatılmaya çalışıldı.
Bakın, ellerimiz böyle yıkanmalı, elinizi yüzünüze götürmemelisiniz gibi…
Sonra İzmir’de maskeler çoğalmaya başladı, eldivenli insanlar binmeye başladı otobüse. Her yerden kolonya şişeleri çıktı, alkol mikrobu öldürür denerek fısfıslanmaya başladı. Olduk mu kolonya ülkesi…
Kitleleri etkileyen, bu çapta büyük olaylar ister istemez çoğu insanda panik duygusuna yol açmakta. Bu sabah internette sağlıklı haberler yaymaya çalışan insanlara denk geldim. Verilerle konuşmaya, anlatmaya çalışıyorlar. Aslında bu virüsün grip virüsü kadar öldürücü olduğu, grip virüsünün de her sene bu kadar can aldığını ancak bu kadar konuşulmadığını anlatıyorlardı. Sonra panik duygusunun ne kadar etkili olabileceğini fark ettim. O kolonyalar boşuna sıkılmıyormuş demek ki..
Elbette ki kendimizi hastalıklardan korumaya çalışacağız, bu süreçte sağlığımıza ve temizliğimize daha özen göstereceğiz ancak paniğe kapılmadan, her gördüğümüz haberi gerçek sanıp paylaşmadan. Çocukken kulaktan kulağa oynamışsınızdır. Bir şey söylersiniz ve grubun sonunda söylediğiniz cümlenin nasıl değiştiğine tanıklık eder, eğlenirsiniz. Aynı durum şimdi için de geçerli. Kulaktan kulağa yayılan; şöyle yapılır, şurada hasta vardır gibi söylemler iletimde çok farklı hallere dönebilir ve bu sefer bize eğlence değil panik ve korku getirebilir.
Bu duygular insan hayatı için bakıldığında aslında sağlıklı duygulardır, tehlike anlarında sizi hayatta tutacak tetiklenmeleri yaratarak vücudunuzu harekete geçirir. Ama sürekli olarak vücudunuzun gerçek tehlikeler olmadan tetik durumunda kalması sizi yorar, aşırı strese sokar ve bağışıklık sisteminizi kilitleyebilir. Yani gerçekten tehlikeli durumlara karşı açık ve korunmasız hale gelebilirsiniz…
Bu sebeple kendinizi panik duygusuna teslim etmeden önce biraz düşünün, sağlığınızı bir de bu şekilde bozmayı gerçekten istiyor musunuz?