Selamlar… Fatih Erkoç sever miyiz? Ben bayılırım! Sen de benim gibiysen aç müziğin sesini, başlıyoruz… Bir acayip bekleyiş Sanki dakikalar yok, yıllar geçiyor Beynimin aynasında Örümcekler bağlanm...

Selamlar… Fatih Erkoç sever miyiz? Ben bayılırım! Sen de benim gibiysen aç müziğin sesini, başlıyoruz… Bir acayip bekleyiş Sanki dakikalar yok, yıllar geçiyor Beynimin aynasında Örümcekler bağlanmış hücrelerime Kokladığım çiçekler çoktan ölmüşler Beklenen kara tren gelmiyor artık Aldatılmış duygular isyan ediyor Gözümdeyse bir bakış tam tımarhanelik Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede? Bir güzel kız yüzünden çıldıracağım Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede? Oh, oh! Yandan yandan! Salla, döktür, çalkala! Ay kız Nebahat ne oluyor bana? *** Son zamanlarda böyle değil miyiz? Hatta son bir senedir böyle değil miyiz? Acayip bir şeyler oldu bize. Sanki dakikalar gitti de her saniye binlerce yıl… Hepimizin nutku tutuldu, beynimiz yandı. E, tabii alışık değiliz böyle şeylere… Farkında mısınız tam bir sene oluyor. Türkiye’de ilk korona virüs vakasının görüldüğünün duyurulmasının üzerinden bir sene geçti. İlk başta konuyu ciddiye almayıp, “Yok canım ya Çin’den buraya kadar virüs mü gelir?”, “Salgınmış bak sen!” diye dalga geçen bizler tam bir yıldır İbrahim Tatlıses gibi “Çekmediğim dertler çile kalmadı” modunda geziyoruz. Yaşamlarımız değişti, adımlarımız değişti, gülüşlerimiz değişti, biz değiştik. İlk günlerdeki gibi değil ama hala tedbirleri bırakmış değiliz. Şimdi düşünüyorum da, hayatımızın bu evresini hangimiz unutabileceğiz ki… Karantina, kısıtlama, çocuğum dersin başlıyor hadi tabletine baksana… Şeker ve un yok mu, virüs çok mu, sirkeli suyla silersem çare olur mu? Ahmet Amca çıkma dışarıya, zaten fırıncılar geliyor kapıya… Benim bu yıl en çok kullandığım cümleler bunlar… Onun dışında hep korona, korona, korona, korona… Hadi bakalım, şimdi yeni bir düzen başlayacağı söyleniyor. Hedef 1 Mart. Şimdi doğru zaman mı, etkisi bizi bayar mı bilemiyorum. Aslında bir fikrim var da yorum yapmak istemiyorum. Ablanız olarak benim size önerim, kendi hayatınızın iplerini kendiniz alın anacığım. Biliyorum, çok sıkıldınız ama az biraz daha sıkın dişinizi. Sonuçta her şey ‘Keşke’ dememek için… *** Kışın en sevdiğim tarafı ne biliyor musunuz? Sebzeler! Bayılıyorum kış sebzelerine… Ispanak, karnabahar, kereviz! Şifa deposu canım şifa. Hele hele bu yıl ıspanağa kafayı takmış durumdayım. Yemeği ayrı, böreği ayrı, kişi ayrı, salatası ayrı. Vitamin deposu, vitamin. Boş laflara asla aldırmayın. Temel Reis’i izleyebilen bir nesil olamasak da, öğretilerini feyzaldık… O zaman bu haftayı güzel bir tarifle kapatayım mı, ne dersiniz? Semra Abla’dan lezzetli tarifler, şak şak şak! İki su bardağı bulgurun üstüne çekebileceği kadar sıcak su koyun ve demlendirin. Ispanakları yıkayın, ince ince doğrayın. Üzerine sevdiğiniz yeşillikler, ben favori olarak taze soğan eklemeyi seviyorum. Biraz nar, biraz portakal dilimi… Belki güzel lezzetli domatesler. Nar ekşisi, zeytinyağı ve tuz! Şifa olsun kuzularım!