Çeşme çok uzun yıllar boyu coğrafyasını “imar kirliliği” ile kirletti. Çeşme’yi bugüne taşıyan sorunlar silsilesi üst üste yazıya dökülmek istense ansiklopediye sığmaz. Ilıca Termal kaynaklar üzerine...
Çeşme çok uzun yıllar boyu coğrafyasını “imar kirliliği” ile kirletti. Çeşme’yi bugüne taşıyan sorunlar silsilesi üst üste yazıya dökülmek istense ansiklopediye sığmaz. Ilıca Termal kaynaklar üzerine 2009 da yapılan ve çürümeye terk edilen dükkanlar, Çeşme’de turizm istenmediği ve bu konuda kararlı olunduğu hakkında gösterge olması bakımından çok önemlidir. Aynı şekilde kimin ne zaman yaptığı bilinmeyen Yıldız Burnu Marinası? Termal su çıkan denizin üstüne atılı kaba saba ve hatta kaçak bir mendirek olmanın ötesine geçememiştir. Çevre kanunları, marina yönetmelikleri, deniz hukuku ve uluslararası yasalarını bilmeyen herkese Yıldız Burnu’nun bir marina olduğu palavrası yutturulabilir. Fakat bu yapılanlar daima çeşmeye kan kaybettirmiştir.
Çeşme tabiatının, termal ayrıcalıklarının ve değerlerinin katliamı, ne yazık ki yıllarca bizzat yetkili ellerce tanzim edilmişti. Bunun en çarpıcı göstergesi, geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması ile geldi. Belediyemiz yeni yönetimi, yıllar yılı yapılmış ve kullanılmakta olan Belediyemize ait 150 adet taşınmazı İmar Barışı’ndan faydalandırmak zorunda kaldı! Yani imar kanunlarına göre yapıların nasıl olması gerektiğini tanzim eden ve denetleyen kurumun kendisine ait tüm yapıları kaçak- yani ruhsatsız inşa edilmişti.
Çeşme merkez meydanından başlanarak, genel görünüm ve kentin karakteristik mimari dokusunu gözlemleyen sıradan bir incelemede bile, göze takılacak, ortamına aykırı, silüeti bozmuş, yaşam alanlarını sıkıntıya sokmuş, çirkin ve uygunsuz ne kadar mimari örnek varsa, kentin en yetkili ellerinden çıktığı kolaylıkla tespit edilebilir.
Ve derinlemesine teknik bir incelemeye geçilse, yine imarına, ruhsatına, imar durumuna, mevzuata aykırı, kirlilik yaratan tüm yapıların yine en yetkili kişiler eliyle veya desteği ile oluşturulduğu tespiti açığa çıkar. Çeşme’yi kendilerinin arka bahçesi sanan, sadece yaz aylarını ve yazlıkları umursayan aydın zümre, olup biten bu hataları görmezden gelmiştir. Ne var ki Çeşme hiç kimsenin arka bahçesi veya oyuncağı değildir.
Çeşme çok önemli, çok değerli bir coğrafya parçasıdır. Dünya’da eşi benzeri olmayan termal kaynaklara sahiptir.
Canı isteyen bir yetkilinin ardıç ağaçlarını katledeceği, keyfi isteyen başka bir makam sahibinin termal üzerine beton yığacağı, başka bir yetkilinin çöp yakacağı, başka birinin kendisine alel acele çok katlı binalar üreteceği, nasılsa imar barışını yakalarım diyeceği, bu zihniyetin cirit attığı bir vahaya döndürülmüştür. Çeşme sadece kendi kazanımlarını düşünüp sürekli olarak coğrafyasına, bugün ve geleceğine zarar veren bu zihniyetin, oyun bahçesi değildir.
Çeşme statükonun devamı aynı zihniyetle bu günlerine gelmiş, çok zaman ve çok değerini kaybetmiştir. Sırtındaki kamburlardan kurtulmalı, hatalardan acilen dönmelidir. Kadrolarını temizlemelidir. Sadece kendi menfaati için makam işgal edenlerden kurtulmalıdır. Çeşme turizmini ayağa kaldıracak ve Çeşme’ye iade-i itibar kazandıracak vizyona ihtiyacı var. Ve bunun için kaybedecek zamanı, sineye çekecek tahammülü yoktur!