FİFA Kokartlı, 60'lı 70'li yıllar, tombul, kısa boylu yetenekli bir hakemin jübilesi. Hakemliğe veda maçı, son düdük. Tanımaktan onur duyduğum güzel insan, her karşılaşmamızda benden önce davranır, ha...
FİFA Kokartlı, 60'lı 70'li yıllar, tombul, kısa boylu yetenekli bir hakemin jübilesi. Hakemliğe veda maçı, son düdük. Tanımaktan onur duyduğum güzel insan, her karşılaşmamızda benden önce davranır, hal hatır sorardı, çok mütevazı, espriliydi, kadirşinastı, ruhu şad, mekanı cennet olsun. Hakkı Gürüz hocamızın en çok dikkat eden yönü her daim tebessüm eden yüzüyle, kilolu ve boyunun kısa oluşu idi. FİFA kokartı da taktı. Fotoğrafın güzelliğine bakar mısınız? 3 kişi zor kaldırıyor, kaldıramadıkları için de yüzler gülüyor, espri gırla, alınganlık da yok. Rahmete kavuşan değerlerimiz Akın Barhan, Tahsin Ürkmez (Sinek Tahsin) ile Erol Kaynak, aşkla şevkle kaldırmaya çalışıyor. Demek ki neymiş hakemlikte ciddi görünümlü asık surat, boy, zayıflık şart değilmiş. Şimdi olsa hakem olamazdı Hakkı hocam. 'Kilolu, boyu da kısa' diye daha mülakatta elerler, ilk gün güle güle derlerdi, ama o FİFA oldu. Birileri yanlış yolda, hala hata yapıyorlar. Hakemlik boyda, yaşta, güzellikte, yakışıklılıkta, baklava karında değil, bilgide, yetenekte, yürekte, işte o kadar. Zira saha podyum değil, adalet ocağı.
SAKALSIZ GÜNLERE
Ülkemizde futbol hakemleri bıyıklı, sakallı maça çıkamaz. Hatta maça 3-5 saat kala sinekkaydı tıraş olmak, işin raconudur, edebidir, adabıdır. Bunun özgürlükle, rahat olmakla bir alakası yok. Kural değil, yönetmelikte, talimatta, sözleşmede yok, yazılı veya sözlü bir mesaj da yok. Bırakılmaz, bırakılamaz. Hakemliğin fıtratında var, kılsızlık. Şimdi korona günleri, sokağa çıkma yasağı yaşıyoruz, hakemlerin sakal bıraktığını gözlüyorum. Ali Palabıyık'ı Ümit Öztük'ü sakallı gördüm sosyal medyada hiç yakışmamış, gülen yüzleri bile gitmiş. Evde de oldukları için her gün veya günaşırı tıraş olunmaz, ara sıra dinlendirmek gerek. Hele ki daha çok genç olan Süper Lig Hakemi Zorbay Küçük öyle bir sakal bırakmış ki, sanırsın akranım, 20 yaş fazla gösteriyor. Maçlarda hakemleri sakallı düşünemiyorum bile, hele ki şu virüslü zamanında, herkes için tam bir mikrop yuvası. En güzeli yumurta gibi olmak, tavsiye ederim. Futbolcular da sakalsız olmalı, tükürmeye yasak geldi, sakala da gelmeli. Sahadaki kıla, kıl oluyorum yani.
AYCAN NE OLACAK?
İyi futbolcu, yetenekli, futbol için yaratılmış bir sima. Bazı maçlarını izlemiştim, erkeklerle mücadele ettiği Survivor'daki kum alandaki maçta şov yaptı, çok beğendim. Sercan Yıldırım'dan daha iyi. Salgın bitince, hayat normale dönünce, Dominik'ten de gelince ne olacak, Aycan Milli Takım'a çağırılacak mı? A Milli Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Necla Güngör, nasıl bir karar verecek, merakla bekliyorum. Oynanamadı ama salgın olmasa Milli Takımımızın iki maçı vardı bu süreçte ve Aycan yoktu, giderken de bilgi vermemiş. Etik tarafından bakınca kadroya almamak, estetik açıdan akıllıca bakılırsa yetenekli ve de hazır zaten kadroya almak gerek. Toplanmak yasak olduğu için belki de evde kalanlardan daha hazır, antrenmanlı. Necla hoca hanımın kararına saygı duyacağız artık.