Herkese merhaba…
Bugün sizlere çağımızın sorunu olan obezite hastalığından bahsetmek istiyorum. Aslında obezitenin getirdiğini sorunlardan öncelikle sizlere sedanter yaşamdan bahsetmek istiyorum. S...
Herkese merhaba…
Bugün sizlere çağımızın sorunu olan obezite hastalığından bahsetmek istiyorum. Aslında obezitenin getirdiğini sorunlardan öncelikle sizlere sedanter yaşamdan bahsetmek istiyorum. Sedanter yaşam nedir? Çağımızın sorunu olan hareketsizlik ve yanlış beslenme ne yazık ki sedanter yaşantının sorunlarını göz önüne sermekte. Çoğumuzun işine gelen internet siparişleri, kargolar, online çağ ve dijital alışverişler sedanter yaşamı daha da derinleştiren etkenler haline geldi. Peki sedanter yaşamın getirileri ne? Hareketsizlik yüzünden sağlıksız bir yaşam şekli ve beslenme bozuklukları ile karşımıza gelen obezite faciası. Obezite çağımızın hastalığı ki şu anda obezite yaşı 5 yaşlara kadar inmekte. Yanlış beslenmenin ve hareketsizliğin sonucunda gelen hipertansiyon, kalp damar sorunları ve en önemlisi diabet yani şeker hastalığı.
Çok küçük yaşlara inen şeker hastalığı çağımızın en sinsice ilerleyen son dönemde sadece ciddiye alınan bir hastalık. Başlangıçta sınırda giden glukoz seviyeleri vücutta herhangi bir alarm oluşturmazken ilerleyen dönemde kontrolsüz bir seviyeye ulaştığında çok ciddi sorunlar karşımıza çıkarmaktadır. En acil şeker yüksekliği durumu olan ketoasidoz (şeker koması) bunlardan biri. Ama ben bugün sizlere şeker hastası olan ve başına gelebilecek bir durum olan diyabetik ayaktan bahsetmek istyorum. Diyabetik ayak nedir? Çevrenizde illa ki görüyorsunuzdur. İlerleyen şeker hastalığı yüzünden bacakları, ayak parmakları amputasyon dediğimiz kangren sonucu operasyonla kesilmesi durumu. Diyabetik ayak şeker hastalarının tanı aldıkları andan itibaren tehdit altında kaldıkları çok ama çok önemli bir komplikasyondur.
Yüksek şeker seviyeleri nedeniyle vücudumuzun en ucunda olan parmak ve bacaklarımıza giden damarlarda (kılcal) tıkanıklık yüzünden parmak uçlarının beslenememsi, oraya kan girememesi ve oradaki sinirlerinde beslenememesi durumudur. Peki diyabetik ayak süreci nasıldır? Beslenemeyen parmak uçları ve sinirler nedeniyle diyabetik nöropati dediğimiz parmak uçlarında hissizliği başlatır. Beslememeyen uzuvlarda aynı zamanda hissizlik başlar. Bu durum en sinsi ve en tehlikeli durumdur. Hissiz olan ayaklar darbe aldığında his yaratmadıgı için küçük darbeler (örneğin ayakkabının içine taş girmesi ve ayağı sürekli rahatsız etmesi) ya da sıkan bir ayakkabının parmak ucuna zarar vermesi. İşte noropati yani hissizlik olduğu için hasta travmaları hissetmez ve o travma ayakta yaralar açar. Yaralar açıldıkça dolaşım da az olduğu için orda mikrobik faaliyetler başlar. Ve işte karşımızda diyabetik ayak. En kötüsü ise dolaşımın sorun olmasından dolayı antibiyotikler de bir işe yaramaz. Dolaşım oraya antibiyotikleri oraya götüremez ve enfeksiyon bir kısır döngüye girdiğinden maalesef ayaktaki yara geri dönülmez bir şekilde kötüye gidip amputasyon dediğimiz uzuvların operasyonla kesilmesine kadar gitmektedir.
Şimdi gelelim korunma kısmına. Öncelikle bilmeliyiz ki her şeker hastasının bir diyabetik ayak adayı olduğunu. Her şeker hastasının uygun ayakkabı giymesi gerektiğini. Uygun ayakkabı dediğimiz rahat ama çok ta ayağın içine çöktüğü değil, her ayağa göre uygun ortopedik ayakkabı olması çok önemli. Çok sert ve küçük ayakkabı travma ederken çok yumuşak ayakkabı ise zemindeki girintileri çıkıntıları ayağa yansıtacağından her kişiye özel ayak yapısına uygun tabanlık ile mutlaka bir ortopedi uzmanı ile takip edilmelidir. Diyabetik ayak bir şeker hastası için en önemli yaşam kalitesini bozan etkenlerden biridir. Her şeker hastası için söyleyeceğim tanı aldığınızdan itibaren ayak sağlığımıza dikkat edelim.
Sağlıkla kalın!