Çeşme’de yaz kış ikamet dengesizliği, yatırımların da önüne geçiyor. Bunlardan biri de sağlık yatırımları. Devlet hastanelerinde yerleşik nüfusun 50 bin üzeri olan bölgeler öncelikli yatırım alanlarıd...
Çeşme’de yaz kış ikamet dengesizliği, yatırımların da önüne geçiyor. Bunlardan biri de sağlık yatırımları. Devlet hastanelerinde yerleşik nüfusun 50 bin üzeri olan bölgeler öncelikli yatırım alanlarıdır. Ancak Çeşme kış aylarında yaklaşık 45 bin nüfus iken, yaz aylarında, yazlıkçıların konutlarına gelmesi nedeniyle bir milyon üzeri nüfus ağırlıyor. Yaz- kış arasında böylesi uçurum olan başka bir sahil beldesi veya ilçe yok.
Çeşme Belediyesi’nin sahibi olduğu Ilıca merkezde yer alan termal kaplıca alanı üzerine 2009 yılında Alışveriş Merkezi inşa edilmişti. Kaplıca havuzlarının birçoğu bu AVM inşaatında yok edildi. Ilıca merkezdeki termal kaynaklardan biri, önünde Atatürk heykeli bulunan eski üstü kapalı havuz o dönem mühürlenmişti. Halen termal kaynaktan çıkan berrak deniz suyu termal suyumuz, kimseye dokunamadan, denize akıp gitmeye devam ediyor. İnsanın aklı almıyor!
2014 yılı Çeşme Belediye seçimleri sırasında Sayın Muhittin Dalgıç, burada yapılan büyük hatadan döneceğiz, Termal kaplıca alanını Kaplıca tesisine çevireceğiz şeklinde söz vermişti. 5 yıl görev süresi boyunca bu sözü arkasında duramadı. Bununla beraber, Şifne Kaplıca alanı, çok büyük belediye mülkü parsel ve etrafındaki büyük bakir hazine parselleri, termalin kendiliğinden yüzeye çıktığı önemli alan olarak tesis yatırımları beklemekteydi.
Ne yazık ki, Merhum Halis Temel’in yıllarca İskandinav turistleri taşıdığı Şifne 1960 larda yapılı atıl tesisi ile turizm beklentilerinin ve çeşitliliğinin çok gerisinde, potansiyelin çok uzağında durumunu koruyor.
Çeşme yarımadanın termal kaynağa ve kaplıcalara sahip birinci derece turizm yatırım alanları, turizm tesis yerine hızla konutlaşmaya devam etti. Her gelen bir yanlışı düzeltmek yerine, üzerine daha büyük bir yanlış iş yapmaya koyuldu.
Ülkemiz diğer bölgelerindeki termal kaynaklar, yağmur suyunun yeraltında volkanik tabaka üzerinde birikmesi ile açığa çıkan tatlı su menşeli termal kaynaklardır.
Çeşme bu açıdan da emsalsiz bir yerdir. Çünkü ülkenin tamamından farklı olarak, termal suyun kökeni Deniz’dir. Denizin içindeki tüm minerali ve iyot’u ile birlikte sonsuz sınırsız kaynağa sahiptir. Bu nedenle ülkenin her yerinde tükenmesini önlemek maksatla yasalaştırılan re-enjeksiyon (geri basım) prensibine ihtiyacımız yok. Birçok noktada kendiliğinden denizden çıkıp denize akmaya devam eden, tuzlu deniz suyu termalimiz var.
Dünya’nın her yerinden sağlık için ilçemize gelecek onlarca insan, turizm potansiyeli olarak hazır beklerken, Çeşme’de dış turizm neredeyse tamamen bitti. Az sayıdaki otel Mayıs’ta açıp Eylül’de kapatmak zorunda kalıyor. Termal kullanılamaz, değerlendirilemez, ekonomiye döndürülemez şekilde bırakıldı.
Çeşme yaz aylarında yerli ziyaretçileri bekleyen, kışın kabuğuna çekilen, yabancı turizm girdisi ve ekonomisi uzağına itildi.
Oysa Çeşme’de tüm fakülteleri ile beraber bir üniversite kurulabilse bu dengesizliği doğalıyla ortadan kaldıracak bir yatırım meydana gelecektir. Çeşme’ye ve Turizme büyük katkısı olur. Çeşme’nin Ege Adalarının tamamına hizmet veren Uluslararası Tıp ve Sağlık Merkezine dönüşmesi hayal bile değil.
Termal sağlık, rehabilitasyon, romatizma, ortopedik rahatsızlıklar başta olmak üzere, bilinen 28 farklı hastalığın tedavisinde kullanılabilir Termal membalarımız, Üniversite yatırımı ile birlikte gündeme getirilse, Çeşme’nin değeri ve önemi Ege Denizi sınırlarını dahi aşacak potansiyele sahip.
Çeşme’ye çok haksızlık yapıldı, ihanet edildi. Bizler Çeşme’yi hak ettiği yere çıkaracak, gerekli yatırımları talep etmeye, tekrar ve tekrar dile getirmeye devam edeceğiz.