Geçen hafta bu sütunlarda yayınladığımız ‘Emeklinin canı yok mu?’ başlıklı köşe yazımıza gösterdiğiniz ilgiden dolayı önce bir teş...
Geçen hafta bu sütunlarda yayınladığımız ‘Emeklinin canı yok mu?’ başlıklı köşe yazımıza gösterdiğiniz ilgiden dolayı önce bir teşekkür edeyim İzmirli okurlarıma. Sonra gelelim sadede. ESHOT basın danışmanı sevgili kardeşim ve meslektaşım Murat Özken, köşe yazım sonrası aşağıda okuyacağınız açıklamayı göndermiş. Kısacası ‘Belediyenin canı yok mu?’ diyor sanki. Buyurun bir okuyun;
‘Sayın Hakan SERBEST;
Bugünkü köşenizde yer alan “Emeklinin canı yok mu?” başlıklı yazınızda, 64 yaşa kadar olan emekli grubuna yönelik ulaşım zammının haksız olduğunu ifade etmiş ve “kararın gözden geçirilmesi” hususunda öneride bulunmuşsunuz.
Öncelikle, yapıcı eleştirileriniz için teşekkür ediyoruz.
Sayın SERBEST;
Sosyal belediyecilik anlayışı gereği çevreci ulaşım teknolojilerini içinde barındıran, güvenli, kaliteli, konforlu ve yolcu memnuniyeti odaklı toplu ulaşım hizmetini sunmanın maliyeti; son düzenlemenin yapıldığı 16 Temmuz 2018’den günümüze ciddi ölçüde arttı. Geçen 15 aylık dönemde, ÜFE’de yüzde 18,82 artış, TÜFE’de yüzde 21,10 artış gerçekleşti. Ulaşım sektörünün en önemli girdi maliyeti olan akaryakıtta da önemli fiyat artışları yaşandı. Döviz kurundaki artışlar, otobüs ve yedek parça alımlarının dövize endeksli olması nedeniyle maliyetleri yükseltti. Posta dağıtıcıları, 65 yaş üzeri vatandaşlar, TÜİK Kartı, Basın Kartı, Şehit Ailesi Kartı, Gazi Kartı, Engelli Kartı, Engelli Refakatçi Kartı sahipleri ve Emniyet Hizmetleri Sınıfı personeli ise toplu ulaşımdan ücretsiz faydalanıyor. Ayrıca, 60-64 yaş gurubu vatandaşlar, öğrenciler ve öğretmenler de toplu ulaşım hizmetinden indirimli yararlanıyor. Bunun dışında, yine sosyal belediyecilik anlayışı gereği sabahları 05.00-07.00 ve akşamları da 19.00-20.00 saatleri arasında “Halk Taşıt” uygulamasıyla mevcut tarifenin yarısı karşılığında toplu ulaşım hizmeti verilmektedir. Toplu ulaşım, bir ‘kamu’ hizmeti olması nedeniyle kârlılık gözetilerek yapılmıyor. Biliniz ki; “zam” diye nitelendirilen son düzenlemelerle dahi toplu ulaşım maliyetleri tam olarak vatandaşlarımıza yansıtılmamıştır. Yolcu başına güncel cari gider maliyeti Ağustos 2019 rakamlarıyla 4,15 TL iken, bilet hasılatına göre yolcu başına cari gelir tutarı 1,94 liradır. Bu, yolcu başına 2,21 lira zarar anlamına gelmektedir. Yıl boyu milyonlarca yolcu taşındığını dikkate aldığınızda, İzmir’de toplu taşımanın toplam zararının yüz milyonlarca lira olduğunu siz de takdir edersiniz. Netice itibariyle ülkemizdeki mevcut enflasyon ortamı ve girdi maliyetlerindeki artışlar, bu yeni düzenlemeyi mecbur kılmıştır. Üstelik bu artış 15 aylık gecikmeyle yapılmıştır.
Bir kamu kurumu olan ESHOT’un, kamu yararına kârlılık gözetmeden verdiği toplu ulaşım hizmetini; yine kamunun parasıyla yaptığını ve bu kaynakları en etkin şekilde kullanma zorunluluğu/sorumluluğu olduğu gerçeğini de gözden kaçırmamanızı önemle istirham ediyoruz.
Bilgilerinize sunar, iyi günler dileriz.’
Tamamını eksiksiz yayınladığım bu açıklama sonrası bana doğan cevap hakkını önümüzdeki hafta kullanacağım.
ALLAH’A EMANET…