Hepimiz termal yatırım beklerken, 2009 yılında Çeşme Belediyesi’ne ait Ilıca Merkez termal alan üzerine alışveriş merkezi inşa etti. Ilıca’ya adını veren kaynaklar betonla kaplandı. Yıllarca boş duran...
Hepimiz termal yatırım beklerken, 2009 yılında Çeşme Belediyesi’ne ait Ilıca Merkez termal alan üzerine alışveriş merkezi inşa etti. Ilıca’ya adını veren kaynaklar betonla kaplandı. Yıllarca boş duran 54 adet dükkan çürümeye terkedildi. Bu AVM bildiğimiz kadarıyla 2 kez soruşturma geçirdi. Her iki soruşturmada nasılsa, Yeni öğrendiğimiz bilgiye göre, bu binalar zaten “kaçak” yapıldığı gözden kaçmış! Bölgelerin imar durumuna göre ruhsat tanzim eden ve denetleyen kurum bizzat ruhsatsız yapılar inşa ediyormuş. Ve bizler halen kaçak yapıların akıbetini merak ediyoruz.
2014 yılı yerel seçimlerinde bu büyük hatadan dönülme vaadi, seçim sonrasında derhal rafa kaldırıldı. Binaları Termal işletmeye çevirme sözü unutuldu, boş dükkanlar bi-la bedel bir takım derneklere kullandırılmaya başlandı.
Çeşme Kent Konseyimizin de halen kullandığı yer bu dükkanlardan biridir. Çeşme’de olagelmiş, en büyük imar kirliliğinin ve termal katliamının ortağı olmak Kentimizi korumak üzere yola çıkmış konseyimizin ayıbı olarak tarihe geçmiştir.
Konsey başkanları, aynı alanda, hemen Kent Konseyimizin yan binası olan, aktif olarak termal su fışkıran mühürlü kaplıca binamız için de sessiz kalmayı, görmezden gelmeyi tercih ettiler.
Çeşmelinin vergileri ile trilyonlara mal olan yapıların hesabını kimse sormadı. Yıllarca termal kaynakların yaratacağı dinamik Ilıcamızı yaz kış cazibe merkezine çevirebilirdi. 12 ay turizm sağlanabilirdi. Çeşmemize yapılan kötülüğün mümessilleri bu ayıbın hesabını veremezler elbet. Ama verilmeliler! Ne var ki susan ve seyirci kalan herkes de ihanetin ortağıdır. Nasıl ki Muğla Belediyesi Bodrum’u görmezden gelemezse, Çeşmemizin atıl durumunu Büyükşehir Belediyemiz de görmezden gelemez.
Ilıca altında yatan petrolden çok daha değerli servet halen iade-i itibar bekliyor!
Peki oluşan kamu zararının, İmar kirliliği ve kaçak yapı inşa etmenin, termal kaynaklarımızı katletmenin, turizmin önünü kapatma suçlarının, Çeşme’ye acı bedeller ödetmenin hesabını kim verecek?
Uzun yıllar boyu kendine çalışan, imar kirliliği yaratan kadrolar, makamlarını kişisel menfaatleri uğruna kullanan, Çeşme’nin coğrafyasını, geleceğini umursamayan önceki yönetimler nedeniyle, Çeşme hak ettiği yerin çok gerisinde kaldı. Kan kaybetti, zaman kaybetti, sahip olduğu tüm değerlere ihanet edildi.
Yeni dönem Çeşme yönetimi kısıtlı imkanlarla büyük bir enkaz devralmıştır. Bu nedenle yığılı sorunlarla baş edip güzel bir gelecek inşa etmek için, çok ağır bir yükün altına girmiştir.
Şu an tarihi bir dönemeçte, yeni ve aydınlık bir döneme başlamak için geçmişin tüm kirli hesaplarını temizlemek zorundadır.
Bunu başarabilen irade tarihe altın harflerle yazılacaktır.