Bergama, dünyanın en görkemli yerleşim yerlerinden. Dünyada bu kadar zenginliği bir arada barındıran çok az sayıda yer var.

İzmir’e 100 km uzaklıktaki Bergama, antik çağlardan itibaren önemli bir yerleşim merkezi özelliğini taşıyan, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan ve bu medeniyetlerin izlerini günümüze kadar taşımayı başaran bir cazibe merkezi.

Yüksek potansiyeline rağmen on yıllardır turizmde hak ettiği noktaya ulaşamayan Bergama, dünyada tanındığı kadar Türkiye’de tanınmıyor maalesef.

Bergama, MÖ 3. yüzyılda kurulan Pergamon Krallığı'nın başkentiydi. Bu dönemde şehir, kültür, sanat ve bilim alanında önemli gelişmeler göstermiş, dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine ev sahipliği yaparak dünyaca tanınan bir yerleşim yeri olarak isminden söz ettiren bir çekim noktasıydı. 

Pergamon'un tiyatrosu, tapınakları ve agora gibi yapıları, antik dünyanın en önemli eserleri arasında yer alıyor. Hem Roma döneminde de önemli bir merkez olan Bergama, daha sonra Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğine girerek insanlığın kesintisiz olarak yaşadığı, ürettiği, bir yer olarak önemli ilklere ev sahipliği yapmış.

Bergama, Orta Çağ'da ise Türklerin Anadolu'ya gelişleriyle birlikte Bergama, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde önemini korumayı başardı.

Günümüzde Bergama, tarihi ve kültürel mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için çaba gösterse de bu çabaların farklı kurum ve kuruluşlar tarafından sistemli bir şekilde yürütülememesi ortak amaçların geniş kitlelere duyurulmasını engelliyor.

UNESCO FIRSATI

Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı UNESCO Dünya Miras Listesine 2014 yılında dahil edildikten sonra Bergama’nın uluslararası arenadaki tanınırlığı da arttı. Hatta UNESCO rotalarını takip eden kitlelerin artan ilgisi ile Bergama’da kısmi hareketlilik yaşanmaya başladı.

Bergama'nın tarihi dokusu, modern yaşamla uyumlu bir şekilde korunarak gelecek nesillere aktarılırken Kale Mahallesi, Atmaca Mahallesi gibi Bergama’da yerel dokuyu hissedebileceğiniz durakların hala ayakta olması o kadar önemli ki.

Birçok ilçe ve kent merkezinde bu kadar tarihi yapıyı bir arada görmek mümkün bile değil.

Bergama, tarihi ve kültürel zenginlikleri kadar, yöresel lezzetleriyle de meşhur bir şehir. Antik çağlardan günümüze kadar gelen zengin mutfak kültürü, Bergama'ya özgü tatları ortaya çıkarmış durumda.

Bergama köftesi, Bergama tulum peyniri, Kozak çam fıstığı, çığırtma, karanfilli leblebi, koruk suyu, nohutlu börek derken gastronomi alanında her biri yıldız olabilecek bu ürünler Bergama’nın tek başına gastronomi merkezi olmasını da sağlayacak güçte.

İzmir’in sıklıkla isminden söz edilmeyen bu turizm cennetinin daha çok anlatılması, bir destinasyon olarak markalaşması şart.